Başarılı bilimciler: Yeni Nobellerden bahsedebilir miyiz?

Editör ne diyor?

Yine 28 sayfalık bir Herkese Bilim Teknoloji dergisi elinizde. Bu kez bilim insanlarımızı h-sayısına göre araştıran bir başarım listesi ile..

Peki h-sayısı nedir? Bilim insanlarının kaç bilimsel makalelerine 20 ve üzerinde atıf almış olduğunu bir başarı ölçüsü olarak gören ve değerlendiren bir ölçüt. Mesela 50 adet bilimsel yayınınız var. Bunlara başka bilimsel araştırmalarda referanslar (atıf) verilmiş, ama hiç bir bilimsel makalenize verilen atıf sayısı 20’yi bulmamış. H-sayınız 0’dır. Ama 50 makalenizin 20’sine verilen atıf sayısı 20 ve üzerinde ise, h sayınız h-20 oluyor. 50 makalenize de 20 ve çok üzerinde atıf verilmiş, h sayınız 50 oluyor.

Bir fizikçi, Hirsch tarafından geliştirilen bu “başarım ölçütü”ne çok yönlü, kimisi de haklı eleştiriler şüphesiz ki var, ama bilim dünyasında genellikle kullanılıyor. Bu ölçüt, bilimsel araştırmanızın beğeni, ilgi, kullanılma düzeyini göstermesi bakımından güncellik sergiliyor. Bu açıdan da araştırmanın güncel niteliği açısından dikkat çekici olarak kullanılıyor. Şüphesiz ki bazı çok iyi araştırmaların niteliği daha sonra anlaşılabiliyor ve yoğun kullanılabiliyor.


H - 20 makaleniz varsa, başarılı, h-40 ise çok başarılı araştırmacı sayılıyor.

Mesele bu kadar basit değil tabii. Çok başarılı bir araştırmacının bu kez makalelerinin, özellikle de üç makalesinin aldığı yüksek atıf sayıları gündeme geliyor. Mesela Aziz Sancar’ın h sayısı 101! 1000’dan fazla atıf alan çok sayıda makalesi var! Sancar zaten DNA Onarım Mekanizması gibi çok önemli bir sırrı çözdüğü için Nobel alabilecek bilim adamları arasına girmişti. H-sayıları da bunu doğrulayıcı nitelikte sayılıyor ve görülüyor. Bu arada 3 bilim insanımızın daha, Kamil Uğurbil, Hadis Morkoç ve Gökhan Hotamışlıgil’in çok yüksek h sayıları ve yüksek atıf almış makaleleri çok dikkat çekiyor. Sadece h-sayılarına bakılsaydı, bu üç bilim insanımız da Nobel alırdı, ama inşallah alırlar! Bu yüksek değerlere ulaşmış bilimcilerimiz yurtdışındalar. Fakat yurtiçinden de mesela Erciyes Üniversitesi’nden kimyacı Mustafa Soylak’ın da h-75 değerine ulaşması dikkati çekiyor.

Bu listelere daha önce Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinde yer vermiştik. Sağ olsunlar Mehmet Doğan ve Mustafa Soylak hocalar emek sarf ederek bu listeleri yenilediler. Teşekkür ederiz. Daha önceki listelerle kıyaslandığında h-20 ve h-40 ve üzeri sayılara ulaşmış bilim insanlarımızın sayısında önemli artışlar olmuş.

Türkiye’nin toplam yayın sayılarında da artışları görüyoruz. Mesela 2010’de toplam 29.636 olan toplam yayın sayısı 2015’de 39.748’e yükselmiş. Tabii bu sayılar araştırma makalelerinin yanı sıra, editöre notları, WOS tarafından taranmış kongre bildirilerini, notları da içeriyor.

Ağlamanın anatomisi.. Yeni devrim: kuantum iletişim

HBT’nin ana konusu ağlama üzerine. Tabii ağlama deyince, toplum önünde ağlayarak itibar ve puan peşinde oldukları ileri sürülebilecek politikacılar da işin içinde.

Kuantum iletişim ağı, iletişimde yeni bir devrimin adı. Çin iki büyük kent arasında ilk kuantum ağını kurmuş durumda. Avrupa Birliği ülkeleri de bu konuya 1 milyar avro ayırdılar. Bu, İkinci Kuantum Devrimi olarak nitelendiriliyor. Yol açacağı sonuçlar, yan sayfamızda..

Mehmet Doğan’ın üniversitelerimizde yüksek teknoloji konusunu araştıran, Mustafa Çetiner’in tıpta akademik yayınların parasız millete ulaşmasında yapılan ayrımcılığı eleştiren ve ülkemizdeki ilaç denek çalışmalarına değinen, Erdal Musoğlu’nun kargaların zekasını derleyen, Tevfik Uyar ve Cem Say’ın robotlar ve yapay zekanın bu kez nereye gittiğini anlamaya çalışan, Damla Songur’un kadın eşitliğine öncelikle yer vermesi gereken üniversiteleri rol modeline çağıran, Sinan Alçın’ın bu kez sanayi 4,5 mümkün müyü sorgulayan yazılarına dikkat çekerim.

Sadece bu kadar değil, şüphesiz ki Doğan Kuban’ın, Bozkurt Güvenç’in nefis saptamaları, Bayram Ali Eşiyok’un inşaat mı eğitim mi incelemesi, Ali Akurgal ve diğer arkadaşlarımızın katkıları ile zengin ve pırıl pırıl bir dergiyi size ulaştırmanın sevincini yaşıyoruz. Hepsini saymadık, daha neler neler..

Mesela ekmek yapılma ve pişirilme sürecine, bir göz atmak istemez misiniz? Bilimsel mutfağımızda?

Gelecek Cuma yine birlikteyiz.

Unutmayın HBT demek gelecek demek. Biz geleceği kurmaya yardımcılarız..