Çivisi çıkınca dünyanın, korku mu egemen oluyor?

Editör ne diyor?

Derin bir bunalım çağında yaşıyoruz. Hayır, sadece ülkemizdeki terörü ile yaşattığı dehşeti ve siyasetin çıkmazlarını kastederek söylemiyoruz bunu. Terörün adeta egemenliği tüm toplumları belirli derecelerde etkiliyor, esir alıyor. Bunun adına, korku da diyebilirsiniz.

Bir bunalım çağı. 21. yüzyıl yeni doğumlara gebe mi? Evet, bu sarsıntıdan yeni ve daha insani şeylerin çıkması zorunlu, yoksa bugünkü koşullarla yaşamın evrensel boyutta sürdürülmesi mümkün değil. Artık her ülke, evrensellik içinde bir parça. Dolayısıyla dünya ve tüm ülkeler büyük bir etkileşimde.

Terör ve korku. Paris’ten İstanbul’a, Kayseri’ye… Tabii esas dehşet savaş alanlarında sürüyor.


Terör mü evrensel bunalımı doğuruyor, yoksa terör evrensel bunalımın bir ürünü, sonucu mu?

Bu derinlemesine tartışılması gerekiyor, tartışılıyor da.

Terörün bir de toplumsal maliyeti var, insana, topluma, geniş kitlelere, tabii ki siyasete de. Psikiyatri profesörü Kemal Kuşçu ile konuştuk. Nasıl bir toplum olduk, nereye sürükleniyoruz, terör ve yarattığı korku nasıl bir mekanizmayı çalıştırıyor? Davranışlarımızı nasıl etkiliyor? Siyaset toplumsal korkuyu nasıl kullanıyor? Bunlara yanıt almaya çalıştık.

Bu söyleşinin yanında dünya nelerden korkuyor başlığı altındaki büyük grafikte, korku ve duyguların izini sürüyoruz. Ülkelerin en çok duyarlı oldukları korku ne?

Google Translate’te Türkçe çeviri

Bir de baktık ki Google daha güzel Türkçe konuşmaya başladı. 10 yıldır kullandığı çeviri algoritmasını değiştirince, kullanıcılar büyük bir başarıyla karşılaştılar. Ama hala sorunları büyük. Cem Say bu olayı yazdı.

Aziz Sancar, kendi üniversitesinde doktora yapan Zeliha Kılıç’ın iyi bir ödül aldığını duyurunca, biz de Zeliha’ya sayfalarımıza taşıdık. Önemli, çünkü iyi bir matematikçi sivriliyor.

Dünyada gizli açlığa çare üretecek çalışmalarıyla uluslararası IPNI ödülü alan bir bilimcimizi tanıtıyoruz: İsmail Çakmak.

Başka bir ödüllü bilim insanımız da Melih Acar. Kök hücreler üzerinde derinlemesine çalışmalarıyla kendisinden bahsettiren Acar, şimdi yeni projesine Avrupa’dan önemli bir destek aldı. Melih Acar, BAU sayfasında çalışmalarını anlatıyor.

Müfit Akyos, değerli araştırmacılarımızın ülke dışına çıkışını konu ettiği makalesine “Kelebeklerin göçü devam ediyor” başlığını koydu. Doğan Kuban, yine uygarlık ve çağdaşlık konusuna bu kez başka bir açıdan derinlemesine dalarken, Bozkurt Güvenç terör ve demokrasiyi irdeledi. Tanol Türkoğlu’nun “Global dijital isyan”ını mutlaka okuyun. Mustafa Çetiner de bilim dünyamızda çok ilginç bir bilim hırsızlığını gündeme getirdi.

HBT kök salıyor. Dursun Kökatmış, mesajında “Yakında HBT okurları bir sivil toplum dayanışmasına dönüşürse, şaşırmayın” diye moral verirken, Amerika’dan Serdar Kıykıoğlu şöyle diyor:

"Her yazıyı zevkle okuyorum"

"HBT’ye geçen hafta abone oldum. Emin olunuz her yazıyı büyük zevkle okuyorum. Cumhuriyet’te BT ekinin nezih yaklaşımını, ruhunu HBT’ye artırarak taşımışsınız; minnettarım. Söyleyecek, yazacak çok şey var. İzin verirseniz, ileride kafama takılı kalan fikirlerimi sizinle paylaşmak isterim.

Arzu ederim ki sizler gibi aydınlarımız sayesinde, ülkemiz bir gün müspet bilimleri benimser; her yere sinmiş olan aymazlık yok olur. İnsanımızı düşünerek, kanıt göstererek konuşmayı, araştırmayı, birbirlerini dinlemeyi öğrenir; doğruyu, bilimi arar, yaratır, uygular hale gelir. İsterim ki her konuda en kısa yoldan, kişisel çıkar aramak yerine, uzun vadeli, birlikte kazanç düşüncesi hâkim olur ve bir gün 1 + 1 = 3 olduğunu herkes fark eder...”

Geleceği kuruyoruz: HBT ile böyle bir iddiamız var ve her Cuma’yı beyin besleme günü ilan edeli çok oldu. Haberiniz var mı?

Gelecek Cuma’ya kadar sevgi, dostluk ve barışla kalın.