Dört bir yanımız yapay zekâ. Şirketlerin güdümüne mi girecek hayatımız?

Editör ne diyor?

Akıllı, uzmanlaşmış programlar hayatımızı yönetiyor gibi. Sosyal medya tamamen bu programların güdümünde, dolayısıyla bizler de. Yapay zekânın kontrolünde mi olacağız, yapay zeka mı bizi artık yönetecek, insanlık için tehlikeleri nedir, bizi yok etme olasılıkları var mı? Tüm bu ve benzer soruları düzenli tartışıyor dünya... Ve bizler de. Robotik ve yapay zekâ üzerine, 12 kadar HBT Konferansı düzenledik. Yazarlarımız, Tanol Türkoğlu, Cem Say, Türker Kılıç ve bazen de Tevfik Uyar ve Orhan Bursalı bu konferanslarda konuyu pek çok boyutuyla tartıştılar. Dahası aşk konusu bile İnci Aral ile tartışıldı.

Meselenin esasında, bugüne kadar yapay zekâ sistemlerinin uzmanlaşmış alanlarda insan becerilerini kat be kat aşan işlemlerde bulunduklarını ve daha üstün yetenek gösterdiklerini biliyoruz. Fakat çalışmalarında kontrol insanlarda. Yapay zekânın insanın bilinç ve beyin sistemine sahip olup olmayacağı tartışmanın odağında olmayı sürdürüyor.

Bu konuda Facebook’un dünyaca tanınmış uzmanı Yann YeCunn, ünlü Collège de France’da verdiği dersin açılış konuşmasında Geleceğin akıllı makineleri zevklere, korkulara, hislere ve etik değerlere sahip olacaklar. Ama, tüm bunlar, onları nasıl tasarlayacağımıza ve eğiteceğimize bağlı olacaklar. 'Terminator' türü bir senaryoyu ise hiç olası görmüyorum” diyor. Bu ilginç konuşmanın ana hatlarını Erdal Musoğlu haberleştirdi. Fakat konu çok boyutlu, Harvard’dan bir hukukçu bilim insanı yapay zekânın şirketlerin yönetimine bırakılamayacağını belirtiyor: "Yapay zekâ konusu hayatımızın her alanında teknoloji şirketlerinin, kendi çıkarları uğruna yapay zekâ (YZ) araştırmalarına müdahil olması yanlıştır ve kanuni düzenlemeleri manipüle etmek için bir kampanya yürütüyorlar. Toplum buna karşı çıkmalı." Batuhan Sarıcan derledi.


Tanol Türkoğlu bu hafta yapay zeka ve endüstri 4.0’ı başka bir açıdan irdeliyor: Makinenin kapitalist ruhu. Cem Say da yapay zekanın farklı alanlardaki kullanımına ilişkin başlattığı yazı serisinin eğitim ayağını sürdürüyor. Bu kez konu kitlesel eğitimde kullanılan başarılı bir uygulama olan Duolingo’yu anlatıyor.

Doğan Kuban uyarıyor

Doğan Kuban ülkece seçimlerden kafa kaldıramadığımız bu dönemde önemli bir uyarı yapıyor: “Artık eski dünya yok. Türkiye’nin en az 2050’ye kadar, bütün olanakları kullanıp ve politik karşıtlığı bir kenara bırakıp, savaşa girmek üzere olan bir ülke gibi, bölünmemiş bir şekilde, devlet ve halkın disiplin içinde çalışması gerekiyor.” Ali Akurgal, Türkiye’de 2010 yılında daha dünyada hiçbir ülkede hatta ABD’de bile olmayan bir ürüne başlandığını ve onun öyküsünü yazdı. ADVENT: Bir savaş yönetim sistemi.

Bilim özellikle sağlık alanında doludizgin ilerliyor. Şimdi de grip ve zatürre ile aynı anda mücadele edebilecek tek bir aşı geliştirildi. Grip zatürreye de zemin hazırladığı için bu aşı son derece önemli. Detaylar dergimizde.

Ölümden sonra hayat hakkında hiçbir şey bilinmez ve belki de bu yüzden her daim ilgi çekicidir. Geçtiğimiz haftalarda 32 domuzun mezbahada kesildikten sonra beyinlerinin BrainEX adı verilen bir sisteme bağlanması ile yapılan heyecan verici deney ve yaşam fonksiyonlarının yeniden harekete geçmesi konusunu Bahçeşehir Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahı Kadir Sümerkent irdelemeyi bu hafta da sürdürüyor.

Biyoteknoloji alanında Türkiye’de de güzel işler yapılmaya başlandı. Onlardan biri de Burak Özkösem’in tüp bebek alanında geliştirdiği bir teknoloji. Sperm analizinde zaman ve paradan tasarruf edilmesini sağlayan bu teknolojiyi Batuhan Sarıcan kendisine sordu.

Mikroskobik yaşam müziğe de yansıdı

Mikro ve makro dünyalardaki sesler ile müzik arasında mükemmel bir uyum olduğunu fark eden biyofizikçi ve müzisyen Judith Miné-Hattab, kozmik ve hücresel dünyadaki doğal oluşumlardan esinlenerek yeni bestelerin yapılması için müzisyenleri ve bilim insanlarını bir araya getirdi. Sonuçlar heyecan verici.

Einstein’in Genel Görelilik Teorisi’ni kanıtlamasının ilginç öyküsü var bu hafta sayfalarımızda. Evrenin temel fiziksel işleyişini anlayabilmek adına çığır açıcı bu teoriye kanıtlamada İngiliz astrofizikçi Arthur Eddington’nun rolünü ne neler yapıldığını ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

Bilim ve Beslenme sayfamızda da bu kez kilo almak isteyenlere çok güzel önerilerimiz var. 18 maddelik sağlıklı bir kilo alma paketi.

Prof. Dr. Erhan Erkut eğitim politikalarını üzerine kafa yoran bir isim. Bu kez Türkiye’nin PISA rakamlarının bir kötü birde iyi örnekten yola çıkarak karşılaştırdı: Katar ve Vietnam. İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Dr. Nurhan Kavaklı’nın yazısı Dijital okuryazarlığın önemi üzerine. Atılım Üniversitesi’nden Cihan Turhan, milyonlarca insanı ilgilendiren bir konuyu yazdı: Ofislerdeki ısıl konfor çalışmalarında yenilikler. Sakarya’dan Kocatepe’ye gezi notları ise Ahmet Yavuz’un kaleminden… Bir devrimin izini sürüyor Yavuz.

HBT’yi yayacağız daha çok okunmasını sağlayacağız. Bilim ve araştırmanın önemini vurgulayacağız ve geleceğimizi kuracağız.

Gelecek Cuma'ya dek sevgi ve dostlukla kalın.