İstanbul ve Türkiye’yi kurtarmak istiyor muyuz?

Editör ne diyor?

DEPREM ÖZEL DOSYASI

Mucize ancak akıl ve ülke sevgisi ile gerçekleşir...


Felaket büyük, acı çok daha büyük... Kahramanmaraş merkezli, iki atom bombası testine denk gelen ve büyük bir enerji dışa vurumu ile gerçekleşen büyük yıkım, beraberinde birçok soruları da yeniden gündeme getirdi. Bu ülke deprem kuşağının içinde. Belli ki deprem daima olacak. Tarih boyu bilinen bu gerçek karşısında neden hala bu gerekli önlemleri almadan, doğru dürüst bir afet yönetimi olmadan hazırlıksız yakalanıyoruz?

Sorular çok. Beklenen depremlerden biri de 22 milyon insanın yaşadığı İstanbul depremi. Orhan Bursalı önümüzdeki büyük tehdidi İstanbul depremini uzmanlara konuştu ve yazdı. Herkesin üzerinde uzlaştığı nokta, 2000 yılında yapılan araştırmanın Marmara Fayı’nın yüzde 62 olasılıkla 30 yıl içinde kırılabileceği öngörüsüne dayanıyor. 2023-2000= 23 yıl geçti.

Bursalı ‘bu araştırmanın öngörüsüne sadık kalırsak, Marmara Fayı önümüzdeki 7 yıl içinde kırılma olasılığı yüzde 62’ diyor. Ve bir önemli nokta daha: Bilimsel gerçekler önümüzde dururken İstanbul kurtulabilir mi? sorusu. Bu hayal, bir mucize gerek diye düşünüyorsunuz belki. Haklı olabilirsiniz ama bilimsel gerçeklerle, akılla ve vatan sevgisi ile kurtarmak mümkün.

'Depremler niçin bu kadar yıkıcı oldu?' 

Bu sorunun yanıtını akılcılıkla, bilimsel olgulardan yola çıkarak veremezsek arpa boyu yol alamayız. Bunu gördük. Reyhan Oksay uzmanlarla konuştu: “Yapı stoğunun yapım evresinde bilimsel anlayış ve tarafsız denetimden uzak olması bu yıkıcılığın boyutlarını artıran önemli faktörlerden. Bu felaketten elde edilecek bulgular olası İstanbul depremi için de yol gösterici olacak”.

Batuhan Sarıcan 7 Şubat’ta yaşadığımız büyük depremlerle ilgili bilimsel gelişmeleri aktardı. Türkiye büyük depremlerle 3 metre kaydı bu ne anlama geliyor? Prof. Dr. Celal Şengör: “Doğu Anadolu fayının üzerinde yeni bir yük oluştu: Hatay, Adana ve Akkuyu tarafında tehlike var!” diyor. Neler yapılmalı?

Uygarlık sınavından kaldık

Doğan Kuban’ın “Depremler. Bir millet sevgisi ve uygarlık sınavı” başlıklı eski bir yazısını paylaştık sizle bu hafta. Hoca, “Bir deprem, bütün ülkeyi dize getirebilir. Türkiye, adına layık bir davranışta bulunacaksa bunun zamanı geldi ve geçiyor. Hazırlıklarını yapabilir ve yapması gerekir. Bu bir uygarlık sınavıdır” diyor. Uygarlık sınavını geçemediğimizi görüyoruz...

Tanol Türkoğlu’nun ‘Şehirli olmak’ başlıklı yazısı da çok önemli. ‘Sorun sistemde değil insanda! İnsan da yukarıdan aşağı doğru ne gördüyse onu yapıyor; on yıllardır!’ diye yazıyor.

Grafik Bilgi’de dünyada en fazla deprem yaşanan ülkeleri göreceksiniz. Türkiye 6. Sırada.

Meksika ve ABD’den erken uyarı sistemi örnekleri ve Japonların dayanıklı bina tekniklerini de okuyacaksınız bu özel dosyada.

Afetlerde doğru sağlık yönetimi

Afetlerde en önemli konulardan biri de doğru sağlık yönetimi!

Afete bağlı ikincil hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi, gelen ilaçların koordinasyonu, aşılama, kronik hastalıkların takibi, çevre sağlığı hizmetleri, özel kirlilik kontrolü, vektör ve diğer hayvanların kontrolü, bireylerin ruh sağlığı... Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Berrin Pehlivan yazdı. Mustafa Çetiner’in yazısı deprem ve kan verme üzerine. Çetiner “ayıracağınız zaman yarım saati geçmiyor. İşlemin kendisi – kan verme işlemi – 8-10 dakika sürüyor. Bu büyük felakette hiçbir şey yapamıyorsanız, ne olur kan bağışı yapın!..” diye sesleniyor.

Antakya’nın bundan yaklaşık 2 bin yıl önce 13 Aralık MS 115 tarihinde büyük bir depremde yine yerle bir olduğunu biliyor muydunuz?

İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ferhat Özçep’i 55 yaşında kalp krizinden kaybettik. Hakkında kısa bir yazıyı bulacaksınız.

İngiltere, iç politika gündeminin merkezine eğitim reformlarını koydu. Müfit Akyos, matematik okuryazarlığının önemini yazdı.

Antibiyotik direncine karşı 2 önemli gelişmeyi bulacaksınız sayfalarımızda. Bilim ve Beslenme sayfamızda da 2 önemli haber var: Antibiyotiklere yan etkisiz bir alternatif: Bal...Ve Bağışıklığınızı güçlendirmek için hangi gıdaları tüketmeliyiz?

Bilim kurgunun bir itici gücü de kimya... Rita Urgan derledi.

Güneşli havalarda kendimizi niye daha mutlu hissederiz? Meraklı Çocuk’ta Mercan Bursalı derledi. Meraklı Köşe’de ise bir temel soru var: Bir kağıdı en çok kaç kez katlayabilirsiniz?

Dinle yönetilen coğrafyalar: Jeodin

Özellikle Soğuk Savaş sonrasında, dünyada sınıf siyasetinin büyük ölçüde terk edilmiş olmasına bağlı olarak, kimlik siyaseti etkin hale geldi. Böylece dinsel, etnik, cinsel kimlikler yerel ve küresel çapta günlük politikanın ana konusunu oluşturmaya başladı. Yine bu çağın bir gerçekliği olarak dini olgular açık bir jeopolitik doktrine kolaylıkla dönüştürülebiliyor. Doç. Dr. Bülent Güner’in yazısı.

Düşman Ceza Hukuku

Yurttaş ceza hukukunda fail “birey” muamelesi görmesine karşın düşman ceza hukukunda “tehlikenin kaynağı” olarak muamele görür.. Düşman ceza hukuku anlayışı insan onuru ile çatışır, anayasal eşitlik ilkesi ile bağdaşmaz. Dr. Enver Kumbasar’ın kaleminden...

Hayvanlar depremi önceden hissediyorlar mı? Hayvanlar Dünyası’nda..

Yazı dizimiz Bilginin Sınırları sürüyor.

Karaciğeri hasta eden yeni virüs; su krizi beklenenden büyük olacak; yaşama elverişli yeni bir gezegen mi bulundu? Ve diğerleri Nilgün Özbaşaran Dede’nin Araştırma Gündemi’nde.

***

Deprem ülkesi Türkiye’de ciddi bir bilim okuryazarlığı eksik. Bilim okuryazarlığı siyasette ise tamamen eksik. Okullarda bu konunun ders kitaplarına girmesi gerekir. Biz HBT olarak bu okuryazarlığı hızla arttırmak için varız. Evinize lütfen her hafta bir HBT girsin.. Masa üzerinde dursun bir hafta, anneler çocuklar ve gençler ve babalar için mutlaka okunacak bir yazı ve açıklayıcı bilgi, ortak konuşulacak konular her hafta dergimizde mutlaka vardır.

Lütfen!

Türkiye’nin başı sağ olsun, bilim ve akılla ülkemizi yeniden inşa edecek bilgiye de, insana da, kaliteye de sahibiz. Yeter ki, bilim ve akıl ülke yönetiminde baş rolü oynasın!

Sevgiyle kalın.