Türkiye’nin uzay programı: Artılar ve eksiler

Editör ne diyor?

Alper Gezeravcı’nın uzaya çıkışıyla birlikte Türkiye’de uzay bilimlerine olan ilgi de ciddi biçimde artmaya başladı. Evet, devlet bu seyahat için ciddi bir para ödedi ama uzay demek gelecek demek. Ve Türkiye’nin uzay ile ilişkisi bu yolculuk ile başlamadı tabii. Peki neler yapıldı bu noktaya gelene kadar? Türkiye’nin uzay yolculuğu bilim-teknolojideki gelişimi açısından ne ifade ediyor? Uzun vadede ne gibi getirileri olabilir? Eksikler neler?

Bu arada şunu da vurgulayalım: Türkiye’de uzay alanında çalışan birçok kıymetli bilim insanımız var. Hatta bu isimler dünyanın dört bir yanında seçkin kuruluşlarda görev alıyor.

Mesela Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nde görev yapan uzay mühendisi bir kadın araştırmacı: Dr. Işıl Şakraker Özmen. Diğeri de uzun yıllar TÜBİTAK Uzay’da çalıştıktan sonra kariyerine Almanya’da bir uzay teknolojileri şirketinde sürdüren Dr. Egemen İmre. İkisine de sorularımızı yönelttik. Ufuk açıcı yanıtları sizlerle paylaşıyoruz. Kapağa taşıdık. Her iki söyleşiyi de Batuhan Sarıcan hazırladı.


Yapay Zeka eğitimi nasıl

Hemen her sayıda özellikle vurguluyoruz yapay zekanın dizginlenemeyen yükselişini. Artık hemen hemen her alanda ve toplumları, iş yapış biçimlerini dönüştürüyor. Yapay zekadan beklenen, verimliliği artırması ve rekabet avantajı sağlaması. Bunun gelişmiş ülkelerde daha hızlı ve büyük oranda gerçekleşmesi bekleniyor; çünkü yapay zeka teknolojilerinin kullanılması için gerekli yatırımları yapmak ve yapay zekayı kullanabilen işgücünü eğitmek, gelişmemiş ülkeler için çok zor. Dolayısı ile gelişmemiş ülkeler, rekabet avantajını gittikçe daha düşük maaşlara çalışan işgücü ile kapatmaya çalışacaklar.

Peki Türkiye ne yapmalı? Lale Akarun’un ‘Yapay Zeka eğitimi nedir ve nasıl verilmeli?’ yazılarının ikincisi son derece önemli.

Kuşak çatışması son hızla devam ediyor. Tanol Türkoğlu ‘Zorlu kuşak’ başlıklı yazısında “Z Kuşağı’nın yaptıklarını anlamlandırmak neden zor? Yaptıkları şeylerin anlamsız olmasından dolayı mı? Yoksa “anlam” tanımının yaşlıların kontrolünde olması mı?” diye soruyor. Z Kuşağı- yapay zeka arasındaki ilişkiyi de irdeleyen yazı ilginç.

Cehalet-Yalan-Felaket…

Toplumdaki aydınlanma çekişmesi daha bitmedi. Tarih bir toplumun aydınlanması için iki yüz yılın ve bir devrimin yeterli olmadığını gösterdi. Politikacılar, televizyonda konuşanlar Türkiye’nin gülünecek bir yanı kalmadığını anlamamış görünüyorlar. Ülkenin sorunlarından söz ederken gülebilmek, bana, ağır hastaların yanında gülmek kadar saygısızlık olarak görünmeye başladı. Doğan Kuban’dan eskimeyen bir yazı daha.

Ali Akurgal ise Türkiye’nin artık tehlike sınırının ötesine geçen beyin göçünü ve iktidarın umursamaz tavrını değerlendiriyor.

Ender Kumbasar’ın yazısı da Dijital Yargı üzerine. Yargıda dijitalleşmenin son on yılda olağanüstü geliştiğini belirten Kumbasar ‘peki neden bu dava süreçlerini hızlandırmıyor, adalet neden gecikiyor?’ diye soruyor.

Teknoloji kaynaklı riskler…

Lancaster ve Manchester’daki üniversitelerden araştırma ekipleri, 2040’a kadar teknolojiden kaynaklanmasını bekledikleri en büyük riskleri belirlemek için 12 uzmanla birlikte bir çalışma yürüttü. Bulgular ilginç ve harekete geçirici nitelikte...

Bilim tarihinde Prof. Süreyya Tahsin Aygün’ün öyküsünü okuyacaksınız. Tarihe Türkiye’yi Thalidomide faciasından kurtaran bilimci olarak geçmişti.

Atatürk’ün tabiriyle umut vadeden genç bir kıvılcım olarak gittiği Avrupa’dan müthiş bir donanımla 1927’de yurda döndü. Hayvan ve insan sağlığına yöneldiği bu buluşuyla Türkiye’nin ilk veteriner halk sağlıkçısı oldu. Yaptığı çalışmalarla kök hücre tedavisinin alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullanılabileceği fikrini ortaya atarak tüm dünyada bu alan üzerinde çalışan öncülerden biri oldu. Yeşim Yaman, Ali Berkol ve Esra İçer’in yazısı.

750 bin çocuk ‘Bilim Kuşağı Atölyeleri’nde…

Çocukların erken yaşta bilim ve bilimsel düşünce ile tanışmasına katkıda bulunmak amacıyla Türkiye İş Bankası ve Petrol Ofisi Grubu tarafından “Bilim Kuşağı Atölyeleri” projesi hayata geçirildi. Bilimi seven, keşfeden, merak eden, sorgulayan nesiller yetiştirilmesine destek olmayı amaçlayan proje ile 3 yılda 8-13 yaş arası 750 bin çocuğa ulaşılması planlanıyor.

Allianoi’de doktorların şaşırtıcı düzeni…Allianoi’da bulunan tıbbi aletler, Romalı doktorların ender görülen bir çalışma düzenini aydınlattı. Birkaç doktorun muayenehanesi aynı yerdeydi. Nilgün Özbaşaran Dede derledi.

JN.1, Omicron’un çok bulaşıcı olan en son varyantı. Kalabalık toplantılardan mümkün olduğunca kaçınmaya, usulüne uygun maske kullanmaya, solunum yolu belirtilerimiz varsa evde izole olmaya, kapalı ortamları iyi havalandırmaya, el hijyenini uygulamaya ve insanların yüzüne aksırmamaya çok özen göstermemiz gerekiyor. Yeni COVID varyantlarını Bahçeşehir Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Gülden Çelik yazdı.

Türk’te postmodern olur mu? Postmodernizme doğru Türk edebiyatı konusunda ilginç bir yazı. Kültür Üniversitesi’nden Dr. Defne Türker Demir yazdı.

Çiftlik hayvanları hiç de aptal değil...

Yeni bir çalışma keçilerin, domuzların ve diğer çiftlik hayvanlarının şaşırtıcı derecede gelişmiş ve karmaşık bir beyne sahip olduklarını ortaya koyuyor. Bu hayvanların çok zengin duygusal bir yaşamları ve kişilikleri olduğu ile ilgili somut kanıtlar elde edildi. 

Ticarileştirilmiş bilim temelli teknolojiler azalıyor. Ve sorumlusu üniversiteler! Bağımsız Teknoloji Danışmanı Prof. Dr. Jeffrey Funk, 1901 yılından bu yana verilmekte olan Nobel Ödülleri'nin değişen yapısından hareketle bilimsel araştırmaların son yıllardaki evrimine ışık tutuyor. Reyhan Oksay derledi.

İnsanlar ve hayvanlar niye nefes alır? Niye yemek yiyorsak, aynı nedenle de nefes alırız: Bedenimizin ihtiyaç duyduğu enerjiyi üretmek için. Meraklı Büyükler’de. İç ses nedir? Niye felsefe bunu birden radarına e aldı? Meraklı Çocuk’ta, Mercan Bursalı hazırladı.

Bilim ve Beslenme’de bu hafta kanseri hem önleyici hem de tedavi edici özellikleri ile kuru fasulyeyi okuyacaksınız. Ve yeni bir araştırma domates suyunun, Salmonella Typhi ve daha başka zararlı bakterileri etkili bir biçimde yok ettiğini ortaya koyuyor.

Yetişkinlerin %10 kadarında fazladan bir omur var. Bilgi Küpü’nde.

***

Derginin yaşaması için desteğiniz önemli… Satın alabilir, gençlerin dijital dergiye abone olmasını sağlayabilirsiniz.

Youtube kanalımız yeniden aktifleşti. Kısa süre içinde kanalımızın bilim haber ve söyleşilerle zenginleştiğini göreceksiniz, izleyin.

Celal Şengör ile ilginç bir söyleşi var. Ve, Batı çöküyor mu, Elon Musk bizi çipleyecek mi, Erken kalkmak bize bir Neandertal mirası mı…

Sevgiyle.