Yıpranmış beyinlere gençlik aşısı: Mitokondri nakli

Editör ne diyor?

Yaşlanmayı yavaşlatacak yepyeni bir yaklaşım!

Otomobilinizin motorunun zaman içinde eskisi gibi verimli çalışmadığını fark etmek için mühendis olmanıza gerek yok. Aracın kilometresi arttıkça aynı mesafeyi gitmek için her gün daha fazla yakıt tükettiğinizi görüyor ve hafif bir yokuşta bile aracınızın tık nefes hale geldiğini fark ediyorsanız, motoru yenilemeniz gerektiğini biliyor olmalısınız.

İnsan beyni de aynı otomobil motorunda olduğu gibi zamanla yıpranıyor. Beyindeki tüm hücrelerde bulunan ve mitokondri denilen mikroskobik yapılar, duygu ve düşüncelerimizin motoru. Yaşlandıkça mitokondriler zihinsel faaliyetleri sürdürmek için gerekli enerjiyi üretmekte yetersiz kalıyorlar.


Yaşlı ve hasarlı beyin hücrelerindeki mitokondrilerin enerji üretiminde yetersiz kaldığını keşfeden nörologlar, sağlıklı mitokondri nakli ile beyin hücrelerinin enerji açlığını gidererek beyni gençleştirmeye çalışıyor. Kalp, inme, hatta kısırlık tedavilerinde mitokondri nakli yapıldı ve başarı sağlandı. Şimdi sıra beyinde... Konu ilginç, kapağa taşıdık. Reyhan Oksay hazırladı.

Ve deprem...

Depremin acıları hala taze. Yıkım çok büyük oldu. Ve önümüzde zamanı belli olmasa da daha yaşayacağımız yeni depremler var. Hatalardan ders almak ve bu acıların yeniden yaşanmaması için yapılacaklar da çok. İTÜ eski rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan acil güçlendirmeler konusunda en acil en yapılması gerektiğini yazdı.

Evinize yıkım kararı mı alındı? Yeni inşaat öncesi bilmeniz gerekenleri İnşaat Yüksek Mühendisi Necdet Ersoy kaleme aldı. Ersoy bir konut inşaatının yapım aşamalarını, kullanılan malzemeleri, rol alan aktörleri ve çözüm önerilerini basitçe anlatıyor.

Türkiye depremi dünyaya ne öğretti? Saygın bilim dergisi Nature’ın 16 Mart tarihli sayısında yer alan “Türkiye’deki deprem bize sismik tahmin konusunda neler söylüyor?” başlıklı makale, depremlerin ne zaman olacağı ile ilgili tahminlerinin hala bilim kurgu malzemesi olduğuna, ama jeologların öngördüğü riski azaltacak önlemlerin alınmasının şart olduğuna dikkat çekiyor.

Taşrada üniversiteleri nasıl bilirsiniz?

“Üniversite demek, dolmuşlar için yolcu, ev sahipleri için kiracı, kafeler için müşteri demek midir?” Lale Akarun, Tuğba Tekerek’in Taşra Üniversiteleri kitabından yola çıkarak yazdığı yazısında “Sanırım bundan daha fazlası: Türkiye’de üniversiteler, itaatkar ve kanaatkar çalışanlar, yerli ve milli değerlere sahip bireyler, itaatkar zevceler ve en önemlisi, sadık seçmenler olacak şekilde öğrenci yetiştirmek üzere kuruluyor” diyor.

Doğan Kuban eskimeyen yazısında “Osmanlı’da yokların toplamı, Türkiye’nin bugünkü cehaletine aşağı yukarı eşittir” diyor. Osman Bahadır, Osmanlı aydınlanmasının neden bu kadar yavaş ve sınırlı olmasının nedenlerini sorguluyor. Tanol Türkoğlu Yapay Lüditler başlıklı yazısında yapay zekâ insanları işşiz-işlevsiz bırakacak mı konusunu irdeliyor.

Ali Akurgal’ın yazısı hayli ilginç. Akurgal ‘Değerli okurlar; birkaç yazıdır bir devlet yönetiminin nasıl teşviklerle ekonomiye katkıda bulunabileceğini sizlerle tartışıp durdum. Şimdi daha nokta atışı ile sizin nasıl para kazanabileceğinize dair bir bilgi aktaracağım...’ diyor ve enerji konusundaki deneyimlerini yazıyor.

Kanserin küresel maliyeti korkunç

204 ülkede 29 kanser türü üzerine yapılan bir araştırma, kanserin küresel ekonomiye toplam maliyetinin, 2020’den 2050’ye 25,2 trilyon dolara ulaşacağını gösterdi. Özellikle beş kanser türünün, bu maliyetin kabaca yarısını oluşturacağını ortaya koydu.

Dünya genelinde diyabet ve obezite hızla artıyor. Ve bundan en fazla sağlıksız ve yetersiz beslenen yoksul ülkeler muzdarip. Batuhan Sarıcan hazırladı.

Karanlık madde tartışması

Karanlık maddenin peşine düşen bilim insanları, bir ipucu yakalayabilmek için toprağın altına sıvı ksenon tankları gömmek, Antarktika üzerinde balon uçurtmak gibi çok sayıda yaratıcı yöntemler geliştirdi. Ne var ki bugüne dek somut bir kanıta ulaşamadılar. Peki karanlık madde niçin bulunamıyor? Bilim insanları bu gizemli maddeyi bulabilecek mi? Ne zaman bu arayışa son verilecek? Dergimizde.

Dronlar artık her yerde. Çekim yapıyor, güzel görüntüler alıyor, hatta taşımacılıkta da kullanılıyor. Ama... Evet ‘ama’sı da var. Örneğin ABD Hava Kuvvetleri, otonom dronlar için yüz tanıma yazılımı geliştirmeye yönelik bir projeye imza attı. Bu da bireylerin hedef gözetilerek öldürülebileceği konusundaki endişelere yol açıyor. Bir diğer haber kuş doldurma sanatı ile dronlar bir araya getiriyor. İçine dron yerleştirilmiş bir kuş hiç dikkat çekmeden gözetlemede kullanılabilir.

2046’da Dünya’ya çarpma olasılığı yüksek bir asteroit var ve yakından takip ediliyor. 

Prostatımı nasıl küçülttüm?

Oktay Kaynak ilginç biri. Evrimle ilgili dünyada da izlenen yeni tezleri ile tanıyoruz onu. Bu kez farklı bir deneyimini aktarıyor. Beslenme düzenini değiştirerek prostatını nasıl küçülttüğünü…

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadircan Keskinbora, Bilim Tarihçisi Adrian Berry’nin Scientific Anecdotes kitabından yola çıkarak, ünlü bilim insanı Isaac Newton’un bu kez bilimsel başarılarını değil bilinmeyen yönlerini yazıyor. Yazısının başlığı ‘Isaac Newton’un Kötülükleri”.

Dünyayı mizah kurtaracak. Kültür Üniversitesi’nden Elif Kaleli mizahın sosyal ilişkilerdeki rolü üzerine yazdı. Bilim ve Beslenme’de bu hafta tarçının öyküsünü okuyacaksınız. Kalp, diyabet, iltihap, kilo verme, beyin...Tarçın hepsinde de faydalı. Peki neden? Ve esmer pirinç... Neden daha sağlıklı? Ahtapotların kaç kalbi var? Hemen söylemeyelim. Yazı çok ilginç. Hayvanlar Dünyası’nda Murat Altaş derledi.

Müzik neden anıları çağrıştırır?

Müzik, insanların geçmişte yaşadıkları duygusal açıdan olumlu anlarla yeniden bağ kurmalarını sağlayan son derece etkili bir unsur. Bu da, müziğin özellikle sağaltıcı anlamda son derece yararlı olabileceğine işaret ediyor. Rita Urgan derledi.

Yetersiz uyku beynimizde nelere yol açar? Meraklının Köşesi’nde. Fare peynir sever mi? Meraklı Çocuk sordu, Mercan Bursalı yanıtladı.

Su dünyamıza nasıl geldi? Yenilenebilir enerjiye yeni bir aday daha..Tatlı insanı olumlu davranışa yöneltiyor… Perm toprağında yeni zombi virüsler...Ve diğerleri... Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi’nde.

Tayfun Akgül ve Ergun Akleman da mizahlarıyla, çizgileri ile dergimizi her hafta zenginleştiriyorlar. Akleman da Tayfun Akgül gibi Cumhuriyet Bilim Teknoloji’de bant çiziyordu. Sonra Teksas Üniversitesi'ne gitti, görsel-grafik sanatlarda profesör oldu. Böylece mizahımız, iki profesöre emanet! Bu özelliği başka bir yayında bulamazsınız! HBT’yi ayrıcalıklı kılan da bunlar...

***

Her hafta yoğun emek ve titizlikle hazırlıyoruz dergiyi, sizlere bir yandan bilim ve teknoloji gündeminden haberler verirken bir yandan da yazarlarımız ve katkıda bulunanlarla yeni görüşleri aktarıyor, tartışma ortamı sağlamaya çalışıyoruz.

Herkese keyifli okumalar...