Uzayda sanılandan daha az madde var

Fizik ve Uzay Öne Çıkanlar
Uzayda sanılandan daha az madde var

Standard kozmolojik modele göre evrenimiz yaklaşık 13,8 milyar yıl önce, ilk patlamadan sonra genleşmeye başladı. Kütle çekim kuvvetleri nedeniyle madde, örneğin galaksi kümesi gibi daha büyük yapılar şeklinde birleşti. Bu yüzden maddenin uzaydaki dağılımı, evrenin ne şekilde geliştiğini gösteren önemli bir ipucu.

Fakat son bir araştırmanın sürpriz sonuçları, evrende ne kadar maddenin bulunduğunun ve bu maddenin gerçekte ne şekilde dağıldığının hala kesin olarak bilinmediğini gösterdi. Hollandalı, İngiliz, Avustralyalı, İtalyan, Maltalı, Kanadalı ve Alman bilim insanlarından oluşan ekip, evrendeki maddenin bugüne dek sanılanın aksine daha basit ve daha az yapılandığını buldu. Ekip, evrendeki maddenin yoğunluğunu ve dağılımını belirlemek için Şili’deki Avrupa Güney Gözlemevi’ndeki VLT tarama teleskopuyla gözlem yaptı.

Değerlendirme için kullanılan görüntüler dolunayın 2200 misli büyüklükteki bir alanı kaplıyor. Burada bizim için galaksilerin uzun eksenlerinin hangi yönde olduğunu görmekti. Görüntülerdeki milyonlarca galaksinin evrendeki ilk doğrultuları tamamen rastlantısal. Bu rastlantısal dağılımda ölçülen oynamalar ise zayıf kütleçekimsel merceklenmeyle alakalı. Büyük kütleler ışığı hafifçe saptırıyor. Tıpkı kavisli biçimi nedeniyle bir şarap kadehinin, arkasındaki görüntüyü değiştirmesi gibi, kütleçekimsel merceklenme de galaksilerden yansıyan ışığı bozar.


Evrendeki maddenin büyük bir kısmı, yıldız, toz veya gaz olarak görünmez, bu yüzden de karanlık madde olarak isimlendirilmiştir. Fakat kütleçekimsel merceklenme sayesinde görülebilir biçimdeki büyük kütlelerin ve karanlık maddenin nerelerde bulunduğu ve ışığı ne şekilde yönlendikleri belirlenebiliyor. Evrenin belli başlı bölgesindeki sapma açısı bilindiğinde, kütlelerin büyüklükleri hakkında bir fikir edinilebiliyor. Küçük kütleçekimsel merceklenmeler küçük kütlelere, büyük etkiler büyük kütlelere işaret eder.

Araştırmacılar gökyüzünün farklı bölgelerinde bu ölçümleri yaparak, düşük ve yüksek yoğunlukları gösteren bir kütle dağılım haritası çıkarmışlar. Açıklamalara göre bu çalışma, zayıf kütleçekimsel merceklenmeye dayanan en kesin kozmolojik inceleme.

Sonuçlar gerçekten de ilginç: Diğer araştırma gruplarının daha önceki sonuçlarının aksine evren sanılandan daha az madde içermekte. Özellikle de ESA’nın Planck uydularıyla gerçekleştirilen ve evrenin temel özelliklerini araştırmaya dayanan en önemli uzay misyonunun sonuçlarıyla örtüşmüyor.

Yeni sonuçlara göre, evrendeki maddenin yaklaşık beşte birini meydana getiren karanlık maddenin kozmik ağı, bugüne dek sanılandan daha zayıf yapılanmış. Güncel sonuçlar ve diğer sonuçlar arasındaki bu tutarsızlık konuyla ilgili çalışmaları tetikleyebilir. Sonuç, ilk patlamadan sonraki teorik modelin iyileştirilmesine yardımcı olarak, modern evreni daha iyi anlamamızı sağlayabilir.

Kaynak