Zaman bir illüzyon mu?

Fizik ve Uzay
Zaman bir illüzyon mu?

Doğarız. Ölürüz. Bu iki olayı birbirinden ayıran süreye zaman deriz. Bu süreç kuşkusuz insan deneyiminin en temel özelliğidir; buna karşın onun tam olarak ne olduğunu söyleyemeyiz. Daha da kötüsü, fizik yasaları bize bu konuda yardımcı olamaz. Zamanın varlığı inkar edilemez ancak bunu nasıl deneyimlediğimizin fazla bir anlamı yoktur.

Teksas Üniversitesi’nden Nobel Ödüllü fizikçi Steven Weinberg zaman ile ilgili çok eskilerden süregelen bir deyişi; “zaman doğada her şeyin bir kerede olmasını engeller” diye anımsatıyor.  Biz ölümlüler için zaman; güneşin ve mevsimlerin geçişi, yaşlandıkça derimizin buruşmasıdır; anın geri döndürülemez biçimde ileriye doğru hareket etmesi ve kaçınılmaz şekilde geçmiş haline gelen bir gelecektir. Uzaydan farklı olarak zamanın, doğal bir düzeni vardır.

Eğer A, B’yi etkiliyorsa, B her zaman daha ilerdedir. Bizim algıladığımız şekliyle zaman ise yaşamlarımızı düzene sokan akan bir varlıktır.


Oxford Üniversitesi’nden David Deutsch’a göre bu konuya ilişkin tek sorun zamanın anlamının olmaması. Kendimizi an içinde yaşayan ve belirlenmiş bir hızda ve hayali bir zaman diliminde ilerleyen bir kişi olarak görürüz. İmgeler bir çeşit evrensel bir tik tak’ın varlığına işaret eder. Ve bu tik tak, vuruşunu ölçülen her şeye karşı yapar. “Fakat bu diğer zaman nedir?” diye soruyor Deutsch “biz sadece yeni bir sorun yaratmayı başardık”

Einstein’in, evrenine ilişkin bildiğimiz en geniş ölçekli teori olan izafiyet teorisinde tek bir nesnel metronom tıkırtısı yoktur. Zaman uzayla birlikte yumuşak, dört boyutlu uzay-zaman içine katlanır; geçişi ne kadar hızlı hareket ettiğinize ya da etrafı çevreleyen yer çekim alanının gücüne bağlıdır. Yine de, uzayın ve zamanın dört boyutunda, zaman nasılsa özel kalır. Deutsch bu durumu da “Eğer size güneş sistemi gibi bir uzay bölgesinde neler olduğunu söylesem, başka bir zaman diliminde aynı bölgede neyin olacağını öngörebiliriz. Fakat aynı zaman diliminde başka bir uzayda neyin olacağını öngöremeyiz” diyor Deutsch.

Modern fiziğin diğer bir ayağı olan kuantum mekaniği, bu “zaman” görüşünü, göreliliğe tamamen karşıt bir resim oluşturarak, ayrı bir şey olarak güçlendirir.

Burada, zaman içinde kapsüllenen tüm olayları görmenizi sağlayan nesnel bir "tanrı gözü" zamanı vardır ve gelecek de buna dahildir. Fakat gerçekliği hesaplanabilir tüm kuantum mekanik gözlenebilir şeyler buna bağlıdır ancak zamanın kendisi gözlenebilir değildir bu yüzden hesaplanamaz. Hatta, hatasız bir şekilde ölçülemez bile: kuantum belirsizlik prensibi, zaman içinde birbirine çok yakın iki olayın sırasını ayırt etmeyi imkânsız kılar.

Weinberg bunu, “Sebepten önce gelen etkiye engellemek giderek zorlaşır” diyor.

Neticede, Kuantum teorisi, izafiyet ve kendi akıp giden zamanınız arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Deutsch “her üç görüş de birbirleri ile çelişkili olmalarının ötesinde aynı zamanda sorunlular da“ diyor.

Aslında daha parlak bir teori umudu var: Hem kuantum teorisi ve izafiyeti birleştirecek, hem de hatta zamanın gerçek doğasını aydınlatacak.

Ancak böyle bir teori için hala uzun zamana ihtiyaç var. Deutsch buna en fazla fizikçi Don Page ve William Wootters’ın 30 yıl önce yapmış oldukları hesaplamalarla yaklaştıklarını düşünüyor. Onlar, özellikleri uzak mesafeden bile birbirini etkileyen kuantum “dolanık” parçacıkların, – evrenin dışından bakan herhangi birine göre hiçbir şey olmadığı halde;

Evren içinde olan herkese geçip giden zamanın bir yansılmasını sağlamak için doğal olarak evrimleştiğini gösterdiler.

2013 yılında yapılan deneyler, zamanın bir illüzyon şeklinde açığa çıktığı saptamasına belli  bir destek sağladı. Eğer doğruysa, bazı zorluklara yanıtlar vermeye başlayabiliriz. Deutsch, “Bizim algımız çok iri taneli bir ölçekte. Birlikte kalan ve dolaşan şeylerin çeşitliliğini görmüyoruz” diyor.

Bu halâ spekülatif ve zamana ilişkin genel bir fizik teorisi olmaktan çok uzak.  Fakat belki de bu konuya kafayı çok fazla takmamalıyız. Zamanı anlayışımızın miktarı, bizim hakkımızdaki gerçeği değiştirmeyecektir – bu sınırlıdır. Şimdi en iyi sonucu almanın zamanı.

Kaynak: New Scientist