Andreas Vesalius ve modern anatominin uyanışı-1

Öne Çıkanlar Sağlık
Andreas Vesalius ve modern anatominin uyanışı-1

Andreas Vesalius (1514-1564), modern anatominin ve bunun üzerinden modern tıbbın, yaklaşım ve yöntem bakımından tutarlı ilk adımlarını atan bilim insanı olarak gezegenimizin bilim tarihinde yerini alır.

Rönesans dönemine özgü üretim sancıları, kökleri çocukluk dönemine dayanan derin bir merak, çığır açan ve ilklerle dolu bir eser, çekişmeli akademik yıllar, olağanüstü bir hırs ve soğukkanlılıkla örülmüş bir kişilik, imparatorlukta görevlendirme ve gizemli bir sürgün, onun 50 yıllık ömrünün bize yansıyan etkili fragmanlarını oluşturuyor.

Tarih boyunca karşılaştığımız dehalık fenomeninin, bütün özelliklerini kendine özgü biçimde gösteren Vesalius, yazdığı 7 ciltlik anatomi atlası De humani corporis fabrica libri septem (İnsan Vücudunun Yapısı Üzerine Yedi Cilt) (Kısaca; Fabrica)” ile kendisinden önceki 3000 yıllık birikimlerle şekillenen tıp yaklaşımını, bir daha hiç aynı kalmamak üzere değiştirmiştir.


Bilim tarihinde bu tip bir kırılma noktası nasıl oluşur ve Vesalius’u bunu mümkün kılabilecek kadar farklı yapan neydi?” sorusu, başka birçok benzer durum için cevap oluşturabilecek gibi görünüyor. Bu soruyu cevaplamak adına durumun diyalektik değerlendirmesini yapabilmek için Vesalius’un öncüllerine ve içinde yaşadığı döneme kısaca göz atmamız gerekebilir.

Kırılma noktasının temelleri

Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat (M.Ö 460-370) ve kendisinden sonra gelen birçok doğu ve batı düşünürünü etkilemiş olan Aristo (M.Ö. 384-322), insanda kaslar ve kemiklerin yapısına ilişkin gözleme dayalı bilgilere sahiplerdi, fakat hiçbir zaman gerçek bir diseksiyon yapmadılar. Bunun gerçekleşmesi, Chalcedon (bugünkü Kadıköy /İstanbul) doğumlu Herofil’in (Herophilus M.Ö 335-280), bulabildiği insan cesetlerini disekte edip gözlemlerini belgelemesine kadar gerçekleşmedi.

Bu belgelerin de çıkan bir yangında yitirilmesi birçok bilim tarihçisine göre anatomi biliminin Vesalius’un ortaya çıkışına kadar uykuda kalmasına neden olmuştur.

Herofil’den sonraki en önemli adım, Bergama’lı Galen (M.S. 129-200) tarafından atılmış ve batı ekollü tıbbın doğumuna neden olmuştur. Galen’in çalışmaları, Roma İmparatorluğu’nda insan diseksiyonunun yasaklı olmasıyla ilişkili olarak daha çok köpek anatomisi üzerinedir ve yaptığı hayvan diseksiyonlarından elde ettiği ve insan anatomisiyle özdeşleştirdiği sonuçlar ilginç bir şekilde yaklaşık 1500 yıl boyunca okutulmuştur.

İlk denekler, suçlular

İnsan diseksiyonuna izin verilmesi rönesans döneminin başlangıcına kadar olmamıştır. İlk defa İtalya’nın Bolonya, Padua ve Pavia şehirlerinde idam edilen suçluların bedenlerinin bu amaçla kullanılmasına izin verilmiş ve bu yolla ölmüş suçlular modern anatominin ilk denekleri olmuşlardır. Bolonya’lı Mondino De Luzzi, 1316 yılında yazdığı ve ancak 1478 yılında basılabilen “Anathomia” adlı eserinde, gerçekleştirdiği insan diseksiyonundan elde ettiği verileri kullanmıştır.

Burada önemli olan DeLuzzi’nin “Galen bilgileri” tarafından adeta kör edilmiş olmasıdır. Örneğin, DeLuzzi’nin karaciğeri beş loblu, kalbi üç ventriküllü tanımlaması bu durumu doğrulayan önemli detaylardır ve bunun yanında, yazıları, bir insanın değil de doğrudan bir köpeğin anatomik özelliklerini açıklamaktadır. Bu bize Galen’in bu alandaki etkisinin oldukça derin olduğunu ispatlar. Galen’in yazdıkları öylesine kemikleşmiştir ki buna karşı çıkmak adeta bir dini öğretinin karşısında durmak gibi bir tepkiyle karşılaşmayı göze almakla eşdeğer sayılabilir.

Riski göze alıp bu öğretiye ilk karşı çıkan da Berengario Di Carpi’dir. Yaklaşık bin sayfalık kitabı “Commentaries on Anatomy (Anatomi Üzerine Yorumlar)”’de Galen’in bazı yanlışlarını düzeltmiş ve modern anatomi bu adımla doğuma daha çok yaklaşmıştır.

Vesalius tarih sahnesinde

Andreas Vesalius 1514 yılında Brüksel’de doğmuştur. Daha çocukken birçok hayvan diseksiyonu gerçekleştirmiş olması gelecekte yapmak üzere olduğu şeyler için önemli bir duygusal hazırlık ve teknik beceri edinmesine neden olmuştur. Louvain Üniversitesi’nde sanat eğitimi almaya başlamış fakat daha sonra Paris Üniversitesi’nde tıp eğitimi almayı seçmiştir.

Roma İmparatorluğu ve Fransa arasında çıkan anlaşmazlıkların yarattığı ortam yüzünden Paris’i terk etmek zorunda kalmış, daha sonra Venedik’e taşınmış ve Kopernik, Galileo ve Kazanova gibi birçok önemli bilim adamı ve yazarın da mezun olduğu Padua Üniversitesi’nden 1537 yılında tıp lisansını almıştır. 1544 yılında Anne van Hamme ile evlenmiş ve Anne adında bir kızları olmuştur. Ölene kadar evli kalmasına rağmen aile içi ilişkilerinin pek sevecen olmadığına yönelik şüpheler bulunmaktadır.

1546 yılında Roma İmparatoru V.Charles’ın özel hekim ekibine girmiş 1556 yılında imparatorun ölümüyle İspanya Kralı II. Philip’in hizmetine geçmiştir. 1564’teki ölümüne kadar kraliyet servisinde kalmıştır. Ölümünden bir yıl kadar önce Kudüs’e sürgüne gönderildiği bilinmektedir, fakat bunun nedenleri tam olarak açıklanmamıştır. Bir söylenti, öldü sanıp üzerinde diseksiyona başladığı bir soylunun içini açtığında aslında kalbinin attığının fark edilmesi üzerine idam cezasına çarptırılması ve bu cezanın kral tarafından sürgüne çevrilmesi yönündedir.

“Mekanı” masumlar mezarlığı!

Vesalius, tıp eğitimi esnasında zamanının büyük bir kısmını Paris’teki “Masumlar Mezarlığı’nda” cesetleri ve kemikleri inceleyerek geçirmiştir. Aktardığı bir anısında mezarlıkta kemikler üzerinde inceleme yaptığı bir gece köpeklerin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. Padua’da öğretim üyesiyken öğrencilerini, hastalarının kayıtlarını tutmalarını ve hastalar öldükten sonra bedenlerini çalıp üzerlerinde inceleme yapmaları yönünde cesaretlendirmiş ve bu bedenleri kendi odasında saklanmıştır.

Bütün bunlar, onun insan vücudunun yapısını öğrenmekle ilgili hırsını ve kararlığını gösteren önemli detaylardır. Vesalius çekici ve tutkulu olmaktan çok soğukkanlı, kararlı ve olağanüstü hırslı bir bilim insanı olarak tanımlanabilir. Yöntem konusundaki başarısı ve cesareti onu geniş çapta üne kavuşturan ve kraliyet görevine alınmasına neden olan birincil özelliklerindendir.

Vesalius’un diseksiyon konusundaki ileri bilgi ve yeteneği onun tıp fakültesinden mezun olmasından birkaç hafta sonra Padua Üniversitesi’nin Anatomi ve Cerrahi Bölüm Başkanlığı’na getirilmesini sağlamıştır. Bu arada hayvanların ve idam edilen suçluların bedenleriyle diseksiyon çalışmaları yapmaya devam etmiştir.

Kendisinden önceki diğer anatomistler gibi Vesalius da önceleri Galen’in tanımladığı sınırlar içinde davranmış, fakat 1538 yılında “Tubulae Anatomicae Sex” adlı eserinde ilk defa Galen’in bazı yanlışlarını düzeltmeye cesaret edebilmiştir. Bunlar oldukça küçük çaplı yanlışlar olmasına rağmen 1400 yıl boyunca kimse onları düzeltmeye yeltenmemiş olması dikkat çekicidir.

Bunun da ötesinde bu eserde ilk defa artistik anlamda incelikli çizimler ve insan kas ve kemiklerini gösteren altı farklı illüstrasyon kullanılmıştır. Bu illüstrasyonları çizen ressam, Titian’ın stüdyosunda çalışan John Stephanus olduğu ve basılan kitabın getirdiği kardan bir parça aldığı bilinmektedir.

“Ellerinizi kana bulayın”

Vesalius’u kendisinden öncekilerden ve çağdaşlarından farklılaştıran başka bir şey de yapılan diseksiyonları kendisinin yapmasıdır, çünkü normalde işleyen yöntem dersi veren kişilerin Galen’in kitaplarını açıp yazanları öğrencilere okurken bir berberin diseksiyonu yapması ve öğrencilerin bu izlemesine yöneliktir. Vesalius her zaman bu duruma karşı çıkmış ve gerçekten anlamak için orada bulunup “ellerini kana bulamak” gerektiğini savunmuştur.

Yine de, diseksiyon sırasında maruz kalınan kontaminantlara karşı antiseptiklerin ve koruyucu eldivenlerin o yıllarda bulunmayışı, hatta henüz bakteriler ve virüslerin varlığından bile haberdar olmayışları, Vesalius ve en iyi üç öğrencisi Fallopius, Eustachius ve Columbus’un en fazla elli beş yaşına kadar gelebilmelerine neden olmuştur.

Kutay Deniz Atabay / Massachussetts Institute of Technology (M.I.T.), Beyin ve Bilişsel Bilimler Bölümü
Prof. Dr. Türker Kılıç / Bahçeşehir Üniversitesi, Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı

Andreas Vesalius ve modern anatominin uyanışı-2