Bütün uykusuzluklar aynı değil: 5 farklı türü var

Öne Çıkanlar Sağlık
Bütün uykusuzluklar aynı değil: 5 farklı türü var

Hollanda’da yapılan yeni bir araştırmada kişilik özelliklerinin ve duyguların da uykusuzluğa yol açtığı ve buna bağlı olarak uykusuzluğun beş farklı türü olduğu ortaya çıkarıldı.

Bu araştırma, uykusuzluğa neyin sebep olduğunu daha iyi anlamaya yardımcı olmasının yanı sıra bu rahatsızlığa yönelik daha kişisel tedavi yöntemleri geliştirilmesine de katkıda bulunabilir. Amsterdam’da bulunan Hollanda Sinirbilimi Enstitüsü araştırmacıları tarafından yürütülen araştırma sonuçları 7 Ocak tarihinde The Lancet Psychiatry dergisinde yayınlandı.

Uykusuzluk toplam nüfusun yaklaşık %10’unu etkiliyor. Ana belirtiler arasında uykuya dalma ya da uykuda kalmada zorluğu da bulunuyor. Ulusal Sağlık Enstitülerine göre bu rahatsızlığın görüldüğü kişiler uykuya dalmadan önce uzun süre uyanık kalabiliyor, ya da çok erken uyanıp bir daha uykuya dalamama sorunu yaşıyor.


Tepkiler farklı

Ancak benzer belirtilerin görülmesine rağmen uykusuzluk rahatsızlığı görülen insanların tedaviye tepkileri oldukça farklı olabiliyor. Araştırmacılar ayrıca bu rahatsızlık için “biyo-markör” bulma girişimlerinin, yani rahatsızlığın görüldüğü kişilerin beyin taramalarında benzerlikler aramanın da sonuçsuz kaldığını belirtiyor. Bu tutarsızlıklar da birden fazla uykusuzluk türü olabileceğini gösteriyor.

Uykusuzluğun “alt türlerini” bulmaya çalışan araştırmacılar, Hollanda Uyku Kayıtları denilen bir proje kapsamında uyku alışkanlıkları ve diğer özelliklerine dair internet üzerinden bir anket dolduran 4.000’den fazla katılımcının bilgilerini inceledi. Anket cevaplarına göre katılımcıların yaklaşık 2.000’inde uykusuzluk rahatsızlığı görülüyordu. (Bu katılımcılar uykusuzlukla ilgili ankette yüksek puan almış olsa da bu teşhis onaylanmış değildi.) Araştırmacılar bu alt türleri bulabilmek adına uykuyla bağlantılı belirtilerin yanı sıra kişilik özellikleri, ruh hâli, duygular ve stresli günlük olaylara tepkileri de inceledi.

Uykusuzluğun 5 farklı türü var

Araştırma yazarları katılımcıların genellikle beş kategoriden birine uyduğunu gözlemledi:

Tür 1: Uykusuzluk çeken kişilerin genellikle stres seviyelerinin yani anksiyete gibi olumsuz duygu seviyelerinin yüksek, mutluluk seviyelerinin ise düşük olduğu görüldü.

Tür 2: Uykusuzluk çeken kişilerin stres seviyeleri orta düzeyde iken mutluluk uyandıran duyguları yaşama seviyeleri ise normal düzeydeydi.

Tür 3: Uykusuzluğun görüldüğü kişilerin de stres seviyeleri ortalama düzeyde olsa da bu kişiler mutsuzdu ve hayattan çok fazla zevk almıyorlardı.

Tür 4: Uykusuzluk çeken kişiler, genellikle stres seviyeleri düşük olsa da, hayatlarında stres yaratan bir olaya tepki olarak uzun süreli uykusuzluk çekiyorlardı.

Tür 5: Uykusuzluk görülen kişilerin hem stres seviyelerinin düşük olduğu hem de yaşamlarında stresli bir olaylardan etkilenmedikleri gözlemlendi.

Araştırmacılar bu alt türlerin kalıcı olduğunu da gözlemledi: Katılımcılar beş yıl sonra yeniden incelendiğinde aynı alt türün devam ettiği görüldü.

Kişiye özel tedavi yöntemleri

Araştırmacılar, farklı uykusuzluk alt türüne sahip kişilerin tedaviye tepkilerinin ya da depresyon risklerinin de farklı olduğunu gördü. Örneğin bir tür sakinleştirici olan benzodiazepin ilacını kullanan kişiler arasında en fazla iyileşmenin alt tür 2 ve 4 görülen kişiler tarafından kaydedildiği görüldü. Tür 3 görülen katılımcılarda ise bu ilaç hiç iyileşme sağlamadı. Bunun yanı sıra alt tür 2 görülen kişiler, bilişsel davranışsal terapi de denilen bir konuşma terapisine de olumlu tepki gösterirken alt tür 4 grubundaki kişilerde hiçbir gelişme gözlemlenmedi. Ömür boyu depresyon riski ise alt tür 1 grubunda en yüksekti.

Elde edilen bulgular bazı uykusuzluk tedavilerinin yalnızca bazı alt türlerde işe yaradığını gösteriyor. Bu konu üzerine gelecekte daha kapsamlı araştırmaların yürütülmesi gerekiyor. Ayrıca depresyon riski en yüksek olan uykusuzluğun belirlenmesi bu kişilerin depresyona girmesini önlemede de yardımcı olabilir.

Araştırmayla ilgili bir başmakalede Japonya’daki Fujita Sağlık Üniversitesi Tıp Okulu’nun Psikiyatri Bölümü’nden Tsuyoshi Kitajima, doğrudan uykuya bağlı olmadıkları için bazı uyku doktorlarının bu alt türleri doğru kabul etmeyebileceğini de ekliyor. Buna rağmen bu yeni araştırmada belirtilen alt türler, daha önceden kabul edilmiş (fakat daha sonra yok sayılmış) bazı uykusuzluk alt türleriyle de benzerlik gösteriyordu. Örneğin alt tür 1 ve 2 görülen kişilerde belirtiler genellikle çocukluk ya da ergenlik gibi erken dönemlerde ortaya çıkıyordu. Bu, “idiyopatik uykusuzluk” da denilen, belirli bir sebep olmaksızın erken yaşta belirtler görülen kişilerde bulunan geleneksel bir uykusuzluk kategorisinin belirtileriyle de benzeşiyordu. (Ancak idiyopatik uykusuzluk artık Uluslararası Uyku Rahatsızlıkları Sınırlandırılması, Üçüncü Baskı adlı teşhis kılavuzunda bir uykusuzluk türü olarak geçmiyor.)

Sevda Deniz Karali

Kaynak