Hücre hasarlarına karşı güçlü bir kalkan: Rezene

Öne Çıkanlar Sağlık
Hücre hasarlarına karşı güçlü bir kalkan: Rezene

Rezene (Foeniculum vulgare) tıpta ve dünya mutfaklarında yaygın biçimde kullanılan bir bitki. Bitki ve tohumlarının en etkileyici özelliklerinden biri içerisinde bulunan antioksidanlar ve bitkisel bileşenlerdir.

Soğan şeklinde kökü, tohumları ve dereotuna benzer yapraklarıyla ülkemizde, özellikle Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerimizde yaygın olarak yetişir. İçerdiği esansiyel yağlarına bağlı olarak tohumlarının kendisine özgü bir kokusu ve tadı vardır.

Rezene ve tohumlarının 7 temel yararı şöyle:


1. Yüksek oranda besleyicidir

Rezene de rezene tohumu da besin maddeleriyle yüklüdür. 87 gram çiğ rezene ile 6 gram kurutulmuş rezene tohumunun besin maddeleri aşağıdaki gibidir.

Taze rezene de rezene tohumu da düşük kalorili olmasına rağmen içerisinde birçok önemli besin maddesini barındırır. Taze rezenenin içerisinde bağışıklığı güçlendirici, doku yenileyici ve kolajen oluşumu için çok önemli olan suda çözülebilir bir vitamin olan C vitamininden yoğun oranda bulunur. C vitamini aynı zamanda serbest radikallerin verdiği hücresel zarara karşı da koruma sağlayan antioksidanlardır. Taze rezenenin de tohumunun da içerisinde manganez bulunur. Bu mineral, enzimlerin faaliyete geçmesi, metabolizma, hücre koruması, kemik gelişimi, kan şekerinin düzenlenmesi ve yaraların iyileşmesi için çok önemlidir. Manganezin yanı sıra kemik sağlığı için oldukça önemli olan potasyum, magnezyum ve kalsiyum da bulunur.

2. Çok güçlü bitkisel bileşenler içerir

Rezene ve rezene tohumunun en etkileyici özelliklerinden biri içerisinde bulunan antioksidanlar ve bitkisel bileşenlerdir. Bu bitkinin esansiyel yağının içerisinde polifenol antioksidanlar rozmarinik asit, klorojenik asit, kuversetin ve apijenin de olmak üzere 87 uçucu bileşen bulunuyor. Polifenol antioksidanlar, sağlığımız üzerinde güçlü etkileri olan iltihap önleyici maddelerdir. Bunun yanı sıra rezene tohumunda anetol, fenkon, metil kavikol ve limonen de dahil olmak üzere 28 bileşen bulunuyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, anetolün kansere, mikroplara, virüslere ve iltihaba karşı etkili organik bir bileşen olduğunu ortaya koyuyor. Bitki özü limonen de aynı zamanda serbest radikallerle mücadelede oldukça etkili.

3. Rezene tohumu iştahı baskılar

Rezene tohumu yemeklerinize lezzet katmanın yanı sıra iştahınızın kesilmesine de yardımcı olabilir. Bitkinin iştah baskılayıcı etkisinin sebebi rezene esansiyel yağının ana bileşenlerinden anetol olabilir. Ancak 47 kadının katılımıyla yapılan bir araştırmada da 12 hafta boyunca her gün 300 mg rezene özü kullanan kadınların plasebo etkisi verilen kadınlara oranla az da olsa kilo aldığı gözlemlendi. Ayrıca bu kadınların iştahında da herhangi bir azalma görülmemişti. Bu araştırmaların tartışmalı sonuçlar vermesi ileri araştırmaların yapılmasını gerekli kılıyor.

4. Kalbi korur

Lif açısından oldukça zengin olan rezene ve rezene tohumu tüketmek kalp sağlığına katkıda bulunabilir. 87 gram çiğ rezenede 3 gram lif bulunuyor, bu da günlük ihtiyacımızın %11’ini karşılayabiliyor. 22 araştırmayı kapsayan bir META çalışmada yoğun lif tüketiminin kalp hastalıkları riskini azalttığı gözlemlendi. Rezene ve tohumunda aynı zamanda magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi kalp sağlığında önemli rol oynayan besin maddeleri bulunur.

5. Kanser karşıtı etkisi

Rezene tohumundaki ana aktif bileşenlerden biri olan anetolun kansere karşı etkili özellikleri bulunduğu gözlemlendi. Bir laboratuvar araştırmasında anetolun insanlarda görülen meme kanseri hücrelerinin gelişimini etkili bir şekilde engellediği ve apoptosis, yani programlı hücre ölümünü gerçekleştirdiği görüldü. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de aynı şekilde rezene özünün meme ve karaciğer kanserine karşı koruma sağladığı yönünde bulgular elde edildi

6. Emziren kadınlarda süt üretimini artırıyor

Rezenenin süt salgısını artırma özelliğine sahip olduğu gözlemlendi. Yapılan araştırmalar anetolda bulunan diyanetol ve fotoanetol gibi bazı bileşenlerin sütü artırdığını ortaya koyuyor.

7. Diğer muhtemel faydaları

Bakterilerle mücadele destek sağlar. Araştırmalar, rezene özünün E. coli, Staphylococcus aureus ve Candida albicans gibi zararlı bakterilerin gelişimini etkili bir şekilde engellediği gözlemlendi.

İltihabı azaltabilir. Rezenede bulunan C vitamini ve kuversetin gibi antioksidanlar iltihabın ve iltihaba sebep olan bileşen seviyelerinin azalmasına yardımcı olabilir.

Zihinsel faaliyetleri güçlendirir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda rezene özünün yaşla bağlantılı hafıza gerilemelerini azaltabildiği gözlemlendi.

Menopoz belirtilerini azaltabilir. 10 araştırma üzerine yapılan bir incelemede rezenenin menopozlu kadınlardaki sıcak basması, vajinada kaşıntı, kuruluk, seks ya da cinsel tatmin esnasında acı ve uykuda rahatsızlık gibi belirtileri azaltabildiği gözlemlendi.

Bu araştırmaların çoğunun yoğun dozda rezene alımı ile yürütüldüğünü belirtmekte fayda var. Az miktarda rezene ya da rezene tohumu tüketiminin aynı faydaları sağlayıp sağlayamayacağı kesin olarak bilinmiyor.

Olası zararları

Her ne kadar rezene de rezene tohumu da ortalama miktarda tüketildiğinde herhangi bir tehlike teşkil etmese de rezene özü ya da takviyesi gibi daha yoğun kaynakların tüketilmesi durumunda dikkat edilmesi gereken bazı durumlar söz konusu. Örneğin rezenenin östrojenik özellikleri bulunuyor ve östrojen hormonu görevi görüyor. Her ne kadar bu durum menopoz belirtilerini azaltmada yardımcı olabilse de hamile kadınlar için tehlike teşkil edebilir. Bunun sebebi bitkinin östrojene benzer etkisinin fetüsün büyümesini ve gelişimini bozma riskinin bulunması. Yapılan bir araştırmada rezenenin bu özelliği sebebiyle yüksek dozda rezene kullanımının fetüs hücreleri üzerinde zehirli etki yaratabildiği gözlemlendi. Bu sebeple hamile kadınların rezene takviyesi alması ya da bitkinin esansiyel özünü tüketmesi önerilmiyor.

Rezene östrojen hapları ve kanser ilaçları gibi bazı ilaçlarla da etkileşime girebildiğinden örneğin rezene takviyesi, esansiyel yağı ya da özü gibi yoğun dozajları kullanmadan önce mutlaka doktorunuza başvurun.

Sevda Deniz Karali

Kaynak