Sağlık ve yaşlılık ilişkisi üzerine yanlış görüşler

Öne Çıkanlar Sağlık
Sağlık ve yaşlılık ilişkisi üzerine yanlış görüşler

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre toplumda yaşlılar ve yaşlanma konusunda yapıcı bir politikanın oluşmasının önündeki en önemli engel, yaşlılara yönelik olumsuz tavırlar ve gerçeklikten uzak yalan-yanlış önyargılardır. Yaygın basmakalıp görüşlere göre yaşlılar bağımlı, güçsüz, anlama güçlüğü çeken genç nesillerin üzerinde büyük bir yük oluşturan bir kitledir. Bu tavırlar yaşlı insanların arzuladıkları gibi yaşamalarını engellediği gibi, yaşlıların toplumun geneline sunacağı bilgeliği ve deneyim zenginliği potansiyelini kısıtlıyor.

1- Belirli bir yaşlı tipi yok

İnsanlar yaşlandıkça tek bir tipe dönüşmezler. 80 yaşında öyle yaşlılar vardır ki fiziksel ve zihinsel kapasitesi 20 yaşındakilerle yarışabilir. Oysa başka bir 80 yaşındaki, huzur evinde ciddi bir bakıma muhtaç halde olabilir. Bu yaş grubundakilere yönelik oluşturulacak politika, fark gözetmeksizin insanların işlevsel yeteneğini geliştirmeye yönelik olmalıdır.


2- Yaşlılarda çeşitlilik gelişigüzel değil

İleri yaşlarda gözlenen kapasite ve fiziksel yeterlilik çeşitliliği, insan yaşamlarındaki avantajlar ve dezavantajların yarattığı etkilerin kümülatif sonuçlarıdır. Fiziksel ve çevresel çevre, sağlıklı yaşlanma üzerinde kalıcı etki yaratır. Sonuçta bakıma muhtaç yaşlıların çoğu yoksul ekonomik koşullardan gelir. Bu çeşitliliği ortadan kaldırmanın tek yolu sağlıkta ortaya çıkan eşitsizliği yok edecek politikaları hayata geçirmektir.

3- Yaşlıların çok küçük bir kısmı bakıma muhtaç

Aslında yaşlılar ailelerine ve topluma pek çok konuda destek olurlar. Birleşik Krallıkta 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre yaşlıların vergiler ve diğer faaliyetler üzerinden sağladıkları ekonomik katkı, yaşlılara sağlık yardımı, emekli maaşı için harcanan miktardan tam 40 milyar Sterlin daha fazla. Gelişmemiş ülkelerde, örneğin Kenya’da küçük çiftçilerin genellikle yaş ortalaması 60 civarındadır. Bu kişilerin yiyecek sektörüne katkıları paha biçilemez. İnsanları, “bunlar yaşlı, bir işe yaramaz” diyerek ekonomik faaliyetlerin dışına atmak, son derece yanlış bir politikadır.

4- İleri yaşlarda sağlıklı olmak hastalıkların olmadığı anlamına gelmez

70 yaş üzerindeki insanlarda aynı anda bazı hastalıklar ortaya çıksa da, bu onların çalışmasına engel değildir. Bir insanın sağlık durumunu anlamak için hastalıkların var olup olmadığına değil, fiziksel ve zihinsel kapasitesine bakmak gerekir. Bu insanların zihinsel ve fiziksel kapasitelerini geliştirecek politikalar, spesifi k bir hastalığı iyileştirmeye yönelik politikalardan daha iyi sonuç verir.

5- Aileler pek çok yaşlının bakımını tek başlarına yüklenmemeli

Aileler yaşlıların bakımında temel rolde olsalar da hükümetlerin ve diğer sektörlerin ailelere destek olması gerekir.

6- Yaşlılar için harcanan miktarlar kayıp değil, yatırım

Yaşlılar için harcanan kaynaklara masraf olarak değil, yatırım olarak bakmak gerekir. Yarımlar, sağlıklı bir yaşlı kitlesi, aile bütünlüğü ve dayanışması olarak geri döner.

7- Yaşlılık yalnızca genlere bağlı değil

Yaşlanma sahip olduğumuz genetik mirasla doğduğumuz andan başlasa da uzun yaşamdaki çeşitliliğin yalnızca % 25’i genetik faktörlerle açıklanır. Geride kalan % 75 fiziksel ve sosyal çevreyle olan etkileşimimizin kümülatif sonucudur. Yaşamımız boyunca karşımıza çıkan fırsatlar ve engeller cinsiyetimiz, eğitim düzeyimiz ve gelirimiz gibi kişisel özelliklerimize bağlıdır.

Reyhan Oksay

Kaynak