Bağışıklık terapisi için önemli buluş: Açılıp, kapatılabilen antikor

Sağlık Son Dakika Bilim
Bağışıklık terapisi için önemli buluş: Açılıp, kapatılabilen antikor

Kanserle mücadelede bağışıklık terapileri git gide daha büyük bir önem kazanıyor. Bu terapötik antikorlardan bazıları bağışıklık sisteminin T-hücrelerine kenetlenerek, tümörün uyarı maddeleriyle zarar görmesini engelliyorlar.  Meme kanserine karşı kullanılan Trastuzumab (Herceptin) ise doğrudan doğruya kanser hücrelerine tutunuyor.

Bu tür bağışıklık tedavisinde antikorlar, sadece kanser hücrelerinde bulunan özel kenetlenme yerlerine tutunarak büyümelerini önlüyorlar. Ancak önemli etki bu antikorun ucunda, yani Fc parçasında. Bu parça,  tümör hücrelerinin bağışıklık sisteminin obur ve katil hücreleri tarafından tanınarak, öldürülmesini sağlıyor. Bu bağışıklık hücrelerinin, antikorun Fc uçlarını, Fc gamma reseptörleriyle tanıyarak, buralara kenetlenmeleri sayesinde mümkün oluyor.

Ancak sorun, bağışık hücrelerinin antikorla bağlanmasının sadece tümörün üzerinde değil, buraya giden yol üzerinde de gerçekleşiyor olması. Sonuç olarak antikor tedavilerinde sıklıkla tromboz, kan trombositlerinin tükenmesi ve kemik iliği ve kan oluşumunda bozukluklar gibi yan etkileri ortaya çıkabiliyor.


Bu soruna olası bir çözüm Alman araştırmacı Harald Kolmar tarafından getirildi. Kolmar çalışmanın  amacını “ antikorun bağışıklık uyarımını geçici olarak bloke etmek ve onu yalnızca tümörün üzerinde etkinleştirmenin bir yolunu bulmak” diye özetliyor. Bu amaçta terapötik antikorların Fc ucu bir protein başlığıyla kaplandı. Böylece antikorlar yola çıktıklarında bağışıklık sistemi için görünmez oluyorlar. Kanser hücresine geldiklerinde kanser hücresi tarafından üretilen enzimler protein kapağını çözerek, Fc uçlarını yeniden serbest bırakıyorlar. Bağışıklık sistemi  de bu uçları çalıştırarak, tümörün bozucu sürecini başlatabiliyor.

Yöntemin ne kadar iyi çalıştığını görmek için gerçekleştirilen testlerde, antikorların gerçekten de tümöre geldiklerinde etkinleştiği ve öldürülen tümör hücrelerinin en az değiştirilmemiş terapötik antikorlardaki kadar çok olduğu görüldü. Bundan sonraki hayvan deneylerinde yöntemin canlı organizmada işleyip, işlemediği kontrol edilecek.

Nilgün Özbaşaran Dede

Kaynak