Herkesin sahip olması gereken dört temel özgürlük

Toplum
Herkesin sahip olması gereken dört temel özgürlük

Bugün de tehlike altında olan, özgür bilim ve düşünce ve gelecek için vazgeçilmez ihtiyaçlar olarak görülen 4 temel özgürlük ve evrensel değer için çağrı: İfade özgürlüğü; Tapınma özgürlüğü; Yoksulluk çekmeme özgürlüğü ve Korkusuzca yaşama özgürlüğü.

6 Ocak 1941’de ABD II.Dünya Savaşı’na henüz katılmamıştı. Gerçekte o dönem bu ülkede büyük ölçüde kendini savaştan soyutlamadan yana bir tavır egemendi. Başkan Franklin Roosevelt Ulusa Sesleniş konuşmasında bu geleneğin dışına çıkarak sürmekte olan savaş yüzünden tehlike altında olduğunu düşündüğü ve evrensel değerler olarak dünya çapında korunması gerektiğine inandığı dört temel özgürlüğe dikkat çekiyordu. Roosevelt konuşmasında bu özgürlükleri şöyle tanımlıyordu:

  1. Dünyanın her yerinde konuşma ve ifade özgürlüğü.
  2. Dünyanın her yerinde, her bireyin Tanrı’ya kendi istediği biçimde tapınma özgürlüğü.
  3. Dünyanın her yerinde, yoksulluk çekmeme özgürlüğü; ki bu her ulusa kendi vatandaşlarının sağlıklı bir barışçıl yaşam sürdürmelerine olanak tanıyacak ekonomik koşulların sağlanması anlamına geliyor.
  4. Dünyanın herhangi bir yerinde korkudan uzak yaşama özgürlüğü; ki bu da gerçekte bir ulusun herhangi bir komşusuna karşı fiziksel bir saldırı eylemi gerçekleştirmek durumunda kalmayacağı bir noktaya ve davranış aşamasına gelene dek sürecek dünya çapında etkin bir silahsızlanma anlamına geliyor.

Başkan tüm bunların binlerce yıl sonra gerçeğe dönüşebilecek bir düş olmadığına dikkat çekiyor ve konuşmasını, “Bu özgürlükler içinde bulunduğumuz dönemde kendi kuşağımızın ulaşabileceği türde bir dünyanın temelini oluşturuyor,” diyerek noktalıyordu.


 Her zaman geçerli ilkeler 

 10 Aralık 2015 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında yaptığı konuşmada “her zaman geçerli ilkeler” adını verdiği bu ilkelere ulaşmak için çok daha yoğunluklu bir küresel yaklaşımın gerekli olduğuna parmak bastı. Günümüz dünyasının koşulları söz konusu ilkelerin ilk kez sunulduğu döneme kıyasla çok daha farklı güçlükleri içinde barındırsa da, taşıdıkları değerler bugün de geçerliliğini koruyor. Ban Ki-moon’un konuşmasında insanların sahip olmaları gereken bu dört temel hakka günümüzün küresel koşulları bağlamında şöyle yer veriliyor:

Günümüz koşullarında 4 temel özgürlük

  1. Milyonlarca kişinin yoksun bırakıldığı ve varlığı her geçen gün daha da tehlikede olan ifade özgürlüğü. Demokratik uygulamaları ve küresel anlamda bir sivil toplum için gerekli özgürlükleri savunmak, korumak ve geliştirmek zorundayız. Kalıcı bir denge için bu kaçınılmaz bir gerekliliktir.
  2. Tapınma özgürlüğü. Dünyanın her bir yanında teröristler din adına insanları öldürerek dinin özünde sahip olduğu değerleri kötüye kullanıyorlar. Kimileri dinsel azınlıkları hedef alıyor ve siyasal kazançlar sağlamak uğruna dehşet saçıyor. Bu duruma tepki olarak, tüm insanların eşit olduğu ve herkesin kendi dinini özgürce seçme hakkına sahip olduğu görüşünü temel alıp farklılıklara saygı göstermeliyiz.
  3. Yoksulluktan uzak bir yaşam sürdürme özgürlüğü günümüzde de ulaşılması en güç koşulları içeriyor. Dünya liderleri BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde 2030 yılına dek yoksulluğu sona erdirmeyi, eşitsizlik ve adaletsizlikle savaşmayı ve tüm dünyada insanların barış içinde ve sağlıklı bir gezegende yaşamalarını sağlamayı hedeflediler. Şimdi bu hedefe ulaşmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor.
  4. Korkusuzca yaşama özgürlüğü. Milyonlarca sığınmacı ve ülkesi içinde yerinden edilmiş insanlar bu özgürlüğün sağlanmasındaki başarısızlığın yürek sızlatan bir ürünü olarak karşımıza çıkıyor. II.Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez onca sayıda insan evinden uzak yaşamaya zorlanmış durumda. Bu insanlar çelişki, şiddet ve eşitsizlikten kaçmak için anakara ve okyanusları aşmak ve çoğu zaman canlarından olmak zorunda kalıyorlar.

Bu durum karşısında kapıları kapatmak yerine açık tutmak ve ayrım yapmaksızın herkese sığınma hakkı tanımak zorundayız. Yoksulluk ve umutsuzluktan kaçan insanların da temel özgürlüklerden en az başkaları denli yararlanma hakkına sahip olduklarını akıldan çıkartmamak gerekiyor.

Rita Urgan

Kaynak: World Economic Forum