2019’un en dikkat çekici 10 araştırması

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
2019’un en dikkat çekici 10 araştırması

Nature dergisi, 2019 yılında yayınladığı makaleler arasından en dikkat çekici olanlarını belirledi. İşte mitokondriden Venüs’e uzanan o çalışmalar.

1.Balık tüketimi, besin eksikliği ve piyasa ilişkisi

Balıkta bulunan mikro besinler, dünya genelinde bebek ölümlerinin başlıca nedenlerinden biri olan besin eksikliğine dayalı hastalıkları önlemeye yardımcı olur. Avustralya ve Malezya’dan araştırmacıların çalışması, aslında balık zengini olan kimi az gelişmiş ülkelerde, balıkların artık ağırlıklı olarak ihraç ediliyor oluşunun bu besleyici gıdayı düşük gelirli halk için ulaşılamaz hale getirdiğini gösteriyor.


2.Mutant Huntington proteininde iyileştirme

Huntington hastalığı, Huntington proteinin üretim bozukluğundan dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu mutant proteini iyileştirmenin yollarını arayan araştırmacılar, Huntington hastalığında fonksiyonel iyileştirmeler yaratabileceklerine dair umut verici kanıtlar sunan dört bileşik tespit ettiler.

3.Neptün'ün yeni uydusu Hippocamp

Astronomlar, Neptün'ün yeni bir uydusunu keşfetti. NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu ile 2004, 2005, 2009 ve 2016 yıllarında elde edilen görüntülerle tespit edilen iç uydu Hippocamp sadece 34 km çapında ve Neptün'ün uydularından Proteus'un yörüngesinde dönüyor.

4.Oda sıcaklığında süperiletkenliğe doğru

Süperiletkenler olarak adlandırılan malzemeler elektriği yüzde 100 verimlilikle iletir ve bilgisayarlardan hastanelerdeki MR görüntüleme cihazlarına dek gibi geniş bir kullanım alanına sahiptirler. Süperiletkenliğin sağlanması için ortam ısısının oda sıcaklığının oldukça altında, yaklaşık -70 derecede olması gerekir. Hidrojen bakımından zengin olan lantan bileşiklerinin yoğun basınç altında yaklaşık -20 derecede süperiletken olduğunu keşfeden araştırmacılar, oda sıcaklığında süperiletkenlik elde etme hayaline bir adım daha yaklaşılmasını sağladı.

5.CRISPR gen düzenleme aracı artık çok daha etkin

Gen düzenleme araçlarının geliştirilmesinde büyük ilerleme kaydedilmiş olsa da, oldukça karmaşık hücresel süreçlere dayanan bu teknoloji, tam verimlilik ve hassas gen düzenleme açısından bir sınıra ulaşmıştı. Araştırmacılar bu sınırı aşmak için, genomun neredeyse kusursuz olarak değiştirilmesini sağlayan "bul ve değiştir" gen düzenlemesi yöntemini geliştirdi.

6.Grönland buzullarında metan salımı

Buzulların altındaki tortular, kuvvetli bir sera gazı olan metana dönüşebilen karbon rezervleri barındırır. Araştırmacılar, yaz döneminde Grönland Buzulu'ndan çözünmüş sularda yüksek miktarda metan bulunduğu tespit ettiler. Çalışma, gezegenimizin buzul alanlarının, bütün bir sistem açısından önemli sonuçlar doğurabilecek muhtemel etkilerine dair bir örnek sunuyor.

7.Babadan gelen mitokondrinin kaderi

Mitokondriyal DNA'nın yalnızca anneden geldiği şeklindeki yerleşik görüşe meydan okuyan araştırmacılar, yeni nesildeki mitokondriyal DNA'nın küçük de olsa bir kısmında hem annenin hem babanın kalıtımsal mirası bulunduğu ortaya çıkardı. 

8.Koşan robotlar

Yürümek, koşmak ve el becerisi, robotların kötü performans gösterdiği alanlar. Simülasyonlarda iyi performans gösteren robotlar bile küçük bir fiziki engel karşısında çaresiz kalıyorlar. Robotik yazımların geliştirilmesinde veri odaklı bir yaklaşımın ilk uygulamaları yapıldı ve yeni yöntem robotların hareket becerilerini artırmada oldukça umut vadediyor.

9.Tıklama kimyasında ilaç keşiflerine katkı sağlayacak atılım

Operasyonel açıdan basit kimyasal reaksiyonlar "tıklama reaksiyonları" olarak adlandırılır ve birçok bilimsel alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Araştırmacılar geliştirdiği azid bileşiklerinden oluşan bir sentezin, 2001’de kurulan tıklama kimyası disiplininin alanını daha da genişleterek yeni ilaç çalışmalarına katkı sağlayacak duruma getirdi.

10.Asya'da yeni bir akrabamız bulundu

2019'un en dikkat çekici 10 araştırmasının sonuncusunu Nature okurları seçti. Filipinler'de bulunan ve Homo luzonensis olarak adlandırılan insansı türünün, bilimsel tartışmaları ateşleyeceği muhakkak. Asya'daki hominin evrimi hakkında hızla edinilen yeni bilgiler, insansıların Afrika'dan Avrasya'ya yayılıma sürecine dair yerleşik bilgilerin yeniden incelenmesini gerektiriyor.

Kaynak