400 yıl önce dünyayı değiştirdi: Galileo Galilei

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
400 yıl önce dünyayı değiştirdi: Galileo Galilei

400 yıl önce dünyayı değiştirdi: Galileo Galilei

Evet Galileo, Güneş eksenli Dünya görüşüyle, gezegen sisteminin nasıl işlediğini açıkladı ve kilisenin buyurduğu inancı yerle bir, toplumsal düzeni allak bullak etti. Galileo’nın bu sarsıcı keşfinin benzer etkisini, daha sonra Charles Darwin de evrim teorisiyle yapmıştı.

Galileo ve Darwin, her ikisinin devrimci keşifleri, toplumsal inanışları değiştirici ve yanlışları çökertici etkileri bakımından birinci derecede önemli ve etkilidir. Ama Galileo dört yüzyıl boyu insanlığın düşünceleri üzerinde, diğer tüm bilginlerden daha etkili oldu. Ve elbette ki haklı olarak modern doğa bilimlerinin de kurucusu sayılır. Galileo, öncelikle Kopernik’in heliosentrik (Güneş merkezli) Dünya sisteminin savunucusu idi, bu yüzden de Katolik kilisesinin engizisyon mahkemesince suçlanmış ve cezalandırılmıştı.


Düşmanları arasında, üniversitelerdeki doğa filozofları ve Katolik kilisesinin köktendinci çevreleri de vardı; ve bir zamanlar dost olduğu Papa’yla da düşman olmuştu. Galileo yaşadığı dönemde bu güçlerle giriştiği fikir çatışmalarının kaybedeni gibi görünse de, tarihsel açıdan bakıldığında sonunda galip gelen o oldu: Kim ne derse desin, her ne olursa olsun Dünya Güneş’in çevresinde dönüyordu.

Pisa’da doğdu ve yine orada matematik ve astronomi eğitimi aldı. 1592 yılında Venedik Cumhuriyeti’ne bağlı Padua Üniversitesi’nde profesörlüğe yükseldi. Galileo’nun yaşadığı dünyada, Nikolaus Kopernik, Isaak Newton, Tycho Brahe, Johannes Kepler, Rene Descartes gibi bilim insanlarının dışında, Shakespeare, Rembrandt, Praetorius ve Monteverdi gibi güzel sanatlar alanında ün kazanmış çağdaşları da vardı.

20 kat büyüten mercek yaptı

Galileo’nın çalışmaları arasında teleskopla yaptığı gözlemlerle ilgili ilk orijinal yayını da var. Mercekler Avrupa’da aslında 13.yy’dan beri kullanılıyordu. İki mercekle, uzaktaki cisimlerin görülebileceği de keşfedilmişti. Ancak mercekler ancak 17.yy’a doğru geliştirilmeye başlandı ve 1608’de üç kat büyülten teleskoplar satışa çıktı. Teleskop haberleri bir çırpıda tüm Avrupa’ya yayılıverdi. Galileo teleskobu keşfetmemişti, ama gerekli cihazları tasarlayarak teleskobu önemli ölçüde geliştirmişti. İçbükey ve dışbükey merceklerden oluşan mercekleri kendisi kesmiş ve 1609 yılının sonuna gelindiğinde 20 kat büyüten teleskoplara sahip olmuştu.

Aslında gökyüzünü teleskopla inceleyen tek bilgin Galileo değildi. İngiliz Thomas Harriot, Galileo’dan bağımsız olarak Jüpiter uydularını keşfeden Alman Simon Mayr ve 1611 yılında güneş lekeleriyle ilgili gözlemlerini yayımlayan Christoph Scheiner ve Johann Fabrizius da bu gruba dahildi.

Ancak peş peşe bir sürü önemli gözlemler yaparak, sonuçlarını yayınladığı bir kitapta değerlendiren, evrene ilişkin dünya görüşü açısından olağanüstü etkileyici bulguları ortaya koyan Galileo oldu. Galileo 46 yaşında yayımladığı “Siderus Nuncius” (Yıldızların Habercisi) adlı kitabında teleskopla yaptığı ilk gözlemlerini anlattı. Ay’ın üzerindeki gölgeleri gören bilgin, bu cismin de tıpkı karmaşık arazi yapılarına sahip Dünyamız gibi bir “yer” olduğu gerçeğini kavramıştı. Jüpiter'in dört uydusunu görmüştü. Bunlar Kilise öğretisinin aksine, başka bir gökcisminin etrafında dönüyorlardı. Jüpiter'in de Ay’ınkine benzer evreleri vardı ve gezegen, rahiplerin anlattıklarından farklı olarak Dünya’nın değil, Güneş’in etrafında dönüyordu.

Galileo çok önemli bir şey daha görmüştü: Samanyolu. Gökyüzünde bir ışın bulutu gibi uzanan Samanyolu yıldızlardan oluşuyordu. Bu da, Dünyanın gökyüzündeki cisimlerin merkezi olmadığını açıklayan bir gözlemdi. Ve bu yıldızlar gerçekten de çok fazlaydılar ve inanılmaz bir şekilde insanların o tarihe kadar hayal ettiklerinden daha büyüktüler.

Evren 13,7 milyar yaşında

Gökbilimciler bugün evrenin 13,7 milyar yıl yaşında olduğunu hesaplıyor. Yani evren Dünya’mızın üç katı yaşındadır. Bununla birlikte evrenin gerçek büyüklüğü hala bilinmiyor. Ölçülebilen ışık yıllarına dayanarak yapılan 13,7 milyarlık yaş hesabı, şimdilik sadece görülebilen evrenin sınırlarına ilişkindir.

Zamanımızda başka gelişmeler de oldu ve Kilise dün olsa vay kâfirler derdi: Şimdi gözlemlediğimiz evren, sayısı belli olmayan evrene benzer yapılardan sadece bir tanesi de olabilir. Ve her birinde birbirinden biraz farklı kurallar hüküm sürüyor olabilir. Bu “çoklu evren” önerisidir!

En büyük devrim

Galileo’nun o zamana kadar var olan inanışları yıkan düşüncesi ve arkasından Darwin’in evrimi keşfetmesiyle birlikte, insanoğlunun kendi bilgi alanındaki en büyük devrim gerçekleşmiştir.

Galileo’nun öğretisi, ölümünden (1642) yıllar sonra bile Kiliseyi huzursuz etmeye devam etti. 1752 yılına gelindiğinde, ancak 100 yılı aşkın bir süre sonra Galileo’nun öğretisi nihayet onaylandı ve kabul görmeye başladı. Günümüzde diğer yıldızların etrafındaki gezegenlerde dünya dışı yaşamlar, karanlık madde ve bilinmeyen enerji gibi sıradan insanların hayallerini zorlayan konularla ilgili araştırmalar bile, Galileo’nun devrimsel bilgileri kadar dünyayı değiştirmedi. Anlaşılan modern araştırmacılar, insanın evren içindeki yeriyle ilgili kavrayışı aniden değiştirme konusunda, Ortaçağ bilginleri kadar hevesli ve etkili değil! Arjantin’de toplanan Uluslararası Astronomi Birliği üyeleri, Galileo’nun 400 yıl önceki keşiflerinin, topluma, inançlar ve bilime etkileri bakımından çok özel bir devrimci yeri olduğu konusunda fikir birliği içindeler. Derleyen: Nilgün Ö. Dede