5 saniye önce ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
5 saniye önce ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz?

Az önce evden çıkarken kapıyı kilitlediniz mi? Ütüyü fişten çektiniz mi? Çayın altını kapattınız mı? Beden, alışılagelmiş davranışlar söz konusu olduğunda, bilinçli düşünceye gerek duymaksızın ne yapması gerektiğini bilir.

Beyin sürekli olarak yinelenen davranışların ayrıntılarını artık şifrelemediğinden, insanlar kapıyı nasıl kilitleyeceklerini anımsamalarına karşın, bunu en son ne zaman yaptıklarıyla ilgili olarak belli bir anıya sahip olmazlar.

Söz konusu otomatik pilota bağlanma yeteneğinin, başta dikkatin daha önemli şeylere verilmesi olmak üzere, çok çeşitli yararları olabilir. Ne var ki, bu “alışkanlık anısı” öyle yapması gerekmezken yönetimi ele geçirdiğinde tehlikeli olabilir. Bu durum- söz gelimi, arabadaki çocuğunuzu almak yerine onu orada unutmak gibi-birtakım yanlışlar yapmanıza yol açabilir.


Bebekliğimizi neden hatırlamayız?

Bebekler sürekli olarak öğrenirler. Ancak 2 yaşından öncesini anımsayabilenlerin sayısı çok azdır. Bunun nedeni, beynin uzun süreli bellek açısından kritik olan bölümlerinin henüz yeterince gelişmemiş olmasıdır. Bu yüzden bebekler yaşadıklarıyla ilgili anılar oluşturabilirler- örneğin, 6 aylık bir bebek birtakım görevleri nasıl yerine getirebileceğini üç haftaya uzanan bir süre boyunca anımsayabilir-ancak bu anıları uzun süre akılda tutma konusunda başarısızdırlar.

Beyin gelişip olgunlaştıkça bu sinirsel düzenek çok daha verimli bir biçimde çalışmaya ve anılar da bellekte kalıcı bir yer edinmeye başlar. Ancak bu gelişme süreci, ansızın bir inişin yaşandığı, 7 yaşına dek sürer. Çocuklar yaşamlarının daha erken evrelerinde olup bitenleri kendilerine 7 yaşından önce sorulduğunda, topu topu bir yıl sonrasına kıyasla, çok daha iyi anımsayabilirler. “Çocukluk amnezisi/ bellek yitimi” adıyla bilinen bu ani silinme işlemi, beynin geride kalan anıları pekiştirmek amacıyla daha az yararlanılan bağlantıları ayıkladığı “budama” sürecinden kaynaklanıyor olabilir.

Biraz daha büyük yaştaki çocukların anımsadıkları daha az olmakla birlikte, bunlar çok daha ayrıntılı bir biçimde anımsanırlar. Atlanta Emory Üniversitesi’nden Patricia Bauer, “Bu sırada kişinin iyi bir öykü anlatma yeteneği de gelişmektedir. Yaşanan olaylar belli bir bağlama oturtulur, yapılanlar dile getirilirken belli olaylar ve etkinlikler öne çıkartılır. Tüm bunlar otobiyografik bellek olarak bilinen bir bütünün bir parçasıdır” diyor.

Bu durum insanların yaşamlarının erken evreleriyle ilgili anılarına daha sıkı tutunmalarına olanak tanıyacak, ya da en azından kimi anıları daha kalıcı kılmalarını sağlayabilecek olası bir stratejiye işaret ediyor. Aile içinde öykü anlatımının özendirilen bir uğraş sayıldığı kültürlerde, insanlar genelde erken çocukluk dönemlerine ilişkin anılarını çok daha kolaylıkla akılda tutabiliyorlar.

Öyle ki, çocuğunuzun deniz kıyısına yaptığınız özel bir geziyi sonradan anımsamasını istiyorsanız, eski güzel günlerden söz etmeye daha uzun bir zaman ayırın ve çocuğunuzdan bu günlerle ilgili öyküleri anlatmasını isteyin.

Rita Urgan

Kaynak