Niçin unuturuz? Hafızaya dair 5 gerçek

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Niçin unuturuz? Hafızaya dair 5 gerçek

En derin çocukluk hatıralarımızı anımsatan ama bazen de anahtarlarımızın yerini bizden saklayan belleğimizle ilgili ikili ilişkilerden oluşan deneylerden tutun da hücresel düzeydeki incelemelere kadar çok fazla araştırma yapıldı bugüne dek.

Varılan noktada görüldü ki; evet, unutmak da hatırlamak kadar doğal ve gerekli bir olaydır. Sonuçta bizler yüklü miktarda veriyi belleğinde saklayacak bilgisayarlar değiliz, kaldı ki onların da bir sınırı var ve doldukça eski verilerin silinmesi gerekiyor hızlanmaları için. İşte unutmayla ilgili 5 gerçek:

Kapılar: Hafızanın düşmanları


Araştırmacılar kapıların hafıza üzerinde bağlayıcı etkisi olduğunu söylüyorlar. Söz gelimi bir odada öğrendiğiniz bilgi kapıdan çıktığınız anca sizden bir adım uzaklaşıyor. Çünkü beyin kapıdan geçtiğiniz anda yeni bir sayfa açıyor ve eski sayfada kalan bilgiyi, yani odada öğrenmiş olduğunuz bilgiyi unutmaya başlıyorsunuz.

Kısacası kapılar sadece bedeninizi yeni bir ortama taşımıyor aynı zamanda beyninizdeki bilgileri de farklı odacıklara ayırıyor. Bu da kapıları kısa süreli hafızanın düşmanlarından biri yapıyor.

Zihin silgileri

Nadir de olsa bazı aktivitelerin geçici hafıza kaybına ve zihin karmaşasına (geçici global amnezi) yol açtığı bildirilmiştir. Sıklıkla ileri yaşlarda ortaya çıkan bu durumun altında hipertansiyon, diyabet gibi nedenler de yatabilmektedir.

Örneğin seks sonrasında yaşanan geçici global amnezide kişi birkaç gün öncesini hatırlamaz ve yeni anılar oluşturamaz. Beyin görüntülemelerinde beyin hasarı, inme gibi herhangi bir bozukluk saptanmayan bu kişiler birkaç saate kendiliğinden düzelse de özelikle yanındaki kişiler için korkutucu bir deneyim olduğu da inkâr edilemez.

Hatıralar yaşamaya devam eder; biz erişemesek bile…

2013 yılında bir kadın anlam veremediği müzikler duyuyordu. Bir psikiyatrist için alışılmış bir vaka gibi durabilir ama buradaki terslik, kadının çevresindeki insanların bu seslerin ne olduğunu bilmesiydi. Araştırmacılar bunun bir ilk olduğunu söylüyorlar.

Bilim insanları bu durumun beynimizdeki bilgilerin ulaşılabilir ancak tanınamaz bir halde depolanabilmesi sonucunda oluşabileceğini söylüyorlar. Yani kadın şarkıların bir noktasını hatırlıyor ancak ne olduğunu unutmuş ama yakınındakiler bu şarkıları ayırt edebiliyor.

Beynimizin içinde bizlere oyun oynayan noktaların olması yeterince heyecan verici ancak kontrol edemediğimiz bilgilerin de depolandığını bilmek biraz korkutucu.

Bebeklik anılarına yer yok!

Hepimizin çocukluk anıları gölgelidir, bir kısmını hatırlasak bile çoğunu anımsamayız. Ancak 3-4 yaş öncesini ise beynimizde bulmak mümkün değildir. “Bebeklik Amnezisi” olarak adlandırılan bu durum beynimizin anıları bilinçli biçimde “budaması”dır aslında.

Eskiden bilim insanları bebekliğe dair anıların beyinde bir yerlerde olduğunu ancak onları ifade edecek sözel yeteneğe sahip olamadığımız için orada kaldıklarını düşünürdü. Ancak yeni araştırmalar beynin gelişirken o anıları sildiğini, diğer bir deyişle budama yaptığını ve ağaçların serpilip büyümesine imkân verir gibi beynin gelişmesine fayda sağladığı yönünde.

İşin güzel tarafı sanırım hiç kimse altının değişmesi için annesini beklediği, mamasını önüne kustuğu eziyet yıllarını hatırlamak istemez.

Beyin hasarları unutkanlığa neden olur

Belirli beyin bölgeleri hasara uğradığı zaman bilgileri depolamak ve olan bilgileri hatırlamak imkânsız hale gelebilir. Örneğin çok bilindik bir hasta olan H.M.’nin epilepsi hastalığını tedavi etmek için girdiği ameliyatta hippokampus isimli beyin bölgesi hasar görmüş ve yeni anılar oluşturması imkânsız hale gelmiştir. Sözgelimi her gün yeni bir hayata başladığınızı ve tanıştığınız her insanla tekrar tanışmak zorunda olduğunuzu ve ölene kadar bunun süreceğini düşünün.

Bir başka hasta olan E.P. de geçirdiği viral beyin iltihabı sonrasında aynı kaderi paylaşmıştır.

Derleyen: Furkan Avcı

Kaynak