Akkuyu nükleer santrali ve deprem

Öne Çıkanlar Yerküre
Akkuyu nükleer santrali ve deprem

7 Temmuz 2017 tarihli medyada /1/ yer alan bir haberde şöyle deniyor: “Avrupa Parlamentosu, Akkuyu Nükleer Enerji Santralı projesinin,bölgenin güçlü depremlere eğilimli olduğu gerekçesiyle durdurulmasını istedi. Tehlikenin yalnızca Türkiye’ye değil, aynı zamanda tüm Akdeniz bölgesine karşı bir tehdit olduğu öne sürüldü”.

Akkuyu çevresinde ileride yaşanabilecek en yüksek depremin büyüklüğünü, ‘çevreye ve santrala olabilecek etkisini’ ilgili deprem uzmanlarına bırakarak, biz bu konudaki yazımıza, özellikle Japonya’da sık sık büyük depremler olmasına rağmen, depremlerin,1980’lerden sonra zaman zaman devreye giren 54 nükleer reaktöre önemli bir etkisi olmadığını, depremlerde hasar görmeyen reaktörlerin daha sonra, yine eskisi gibi işletildiklerini belirterek başlayalım. Bunun nedeni Japonya’da nükleer santralların beklenen en büyük depreme dayanacak şekilde projelendirilmesi ve sismik dalgaları iyi ileten (deprem enerjisinin soğurulmadığı) kaya taban üzerinde kurulmuş olmalarıdır.

Konuyu biraz daha açarsak: Japonya’da nükleer santralların çalıştırıldığı son 35 yıldır depremler nedeniyle, reaktör binalarının yıkılması, reaktör kabının , türbin ve birincil / ikincil devre elemanlarının (primary / secondary system components) kırılmaları, kopmaları, dağılmaları ya da büyük hasar görmeleri ortaya çıkmamıştır. Bu durum, Mart 2011’de Japonya’da ilk kez kaydedilen 9 büyüklüğündeki depremde de o gün işleyen reaktörlerle birlikte, 70’li yıllarda yapılan oldukça eski teknolojideki Fukuşima reaktörleri için de geçerlidir. Bu büyük depremde Fukuşima’daki reaktörler anında otomatik olarak durdurulmuştur. Depremin tetiklediği Tsunami sularının santralın alt katlarını basmasıyla, reaktöre su basan pompaları çalıştıracak dizelli ivedi elektrik üreteçlerinin sular altında kalması sonucu reaktörlerin soğutulamaması, uranyumlu yakıt elemanlarının ergimesiyle kaza ortaya çıkmıştır. İvedi elektrik üreteçlerinin üst katlara çıkarılması uzmanlarca yıllardır önerilmesine rağmen uyarılar göz ardı edilmiştir. Daha sonra Japonya’daki arta kalan tüm 42 reaktörde dizelli ivedi elektrik üreteçleri üst katlara çıkarılmış ve nükleer santralların güvenlik sistemleri yeniden baştan aşağı incelenerek santrallar teker teker çalıştırılmaya başlanmıştır /2/. Bugün Japonya’da 2 nükleer santral çalışıyor, 42 adeti de ek güvenlik önlemlerinin yerine getirilmesi için onay bekliyor.


Akkuyu santralı için sonuç

Önemli olan nükleer reaktörleri, beklenen deprem büyüklüğünden bir üst büyüklüğündekine dayanabilecek teknolojide kurmak, santrallın planlanmasında, yapımında ve işletilmesinde güvenlik kurallarını aynen yerine getirmek ve ilgili uzmanların ya da kurumların uyarılarını gözardı etmemek, uluslararası standartlara göre ‘nükleer ve radyasyon güvenliğiyle’ ilgili tüm sistemlerde kalite kontrollerini uzmanlarına yaptırmak, bu konularda tasarrufa gitmemektir /3,4/.

Yüksel Atakan, Dr. Fizik Y.Müh. / [email protected]

Kaynaklar

/1/ http://enerjienstitusu.com/2017/07/07/apdenturkiyeye-cagri-akkuyu-ngs-projesini-durdurun/
/2/ http://www.herkesebilimteknoloji.com/haberler/toplum/kazadan-6-yil-sonra-fukusimada-durum-alinacak-dersler
/3/ Ülkemizde kurulacak nükleer santralların radyasyon güvenliğiyle ilgili öneriler,Teknik Rapor, 50 Sayfa, Atakan, Y., Fizik Müh. Odası, www.fmo.org.tr
/4/ Radyasyon ve sağlığımız? kitabı, Atakan,Y. , Nobel yayınları 2014, https://www.nobelkitap.com/kitap_113005_radyasyon-ve-sagligimiz.html

Bu yazı HBT'nin 70. sayısında yayınlanmıştır.