Ergun Çağatay: Yetenekli bir maceracının ardından…

Orhan Bursalı
Ergun Çağatay: Yetenekli bir maceracının ardından…

Hukuk Fakültesini terk ederek fotoğrafçılığa ve gazeteciliğe adayan ve bunu üstelik uluslararası ölçeklerde gerçekleştiren özel ve yetenekli bir insanı, Ergun Çağatay’ı dün yolcu ettik. 81 yaşında büyük bir risk aldı, kalp kapakçığını değiştirme ameliyatını göze aldı, hayatta kalma şansı %20 idi, ailesi doktorları vazgeçirmeye çalıştı ama kararını vermişti… Son bir maceraya attı kendini, ama bu kez dönüşü olmayan...

Neden risk aldı? Çünkü hareket yetenekleri sınırlanmıştı, sürekli doktor, ilaç, kontrol altında olmak, yaşamasını güçleştirmişti, oysa projeleri vardı gerçekleştirmek istediği, yerinde duran bir insan değildi, koşturmalıydı, gezmeliydi, üretmeliydi, hayatı böyle geçmişti... Ameliyat ona bu şansı yeniden verebilirdi…

Geçen yıl Mart ayında dünyada ilk karaciğer naklini gerçekleştiren Starzl hayata veda etmişti. Haberi görünce hemen Münci Kalayoğlu ve Ergun Çağatay aklıma gelmişti. Bu iki Türk de dünya çapındaki bu nakil olayının kahramanları arasındaydı. Münci Bey Starzl’ın yardımcısıydı, Ergun da karaciğer naklinin fotoğrafçısı! Dün, Hayri İnönü de o sırada Amerika’dayken, Münci Bey ve Ergun ile yollarının nasıl kesiştiğini anlattı. Ergun, Münci Bey ile hastaneye karaciğer transportu için 10 kez uçakta yolculuk yapacak ve tüm serüveni belgeleyecekti.


Tarihi ana tanıklık

Karaciğer nakli büyük bir başarı ile gerçekleşirken, Ergun’un fotoğrafları, o dönemin en ünlü fotoğraf haber dergisi Life’ta kapaktan yayınlanacaktı.

Starzl’ın ölümü üzerine Ergun aradı: "Starzl öldü, Münci Bey de burada, karaciğer ameliyatlarına girmiş ve resimler çekmiştim. Bu konuyu HBT’de çalışalım...” Bu kadar alçak gönüllü bir çağrı... "Tabii ki Ergun, ne güzel olur!"

Ergun, bugün epey sıradanlaşan organ naklinin bir ilkine tarihi tanıklık yapmıştı! HBT’nin 61. sayısının kapağını Ergun’un fotoğrafı süslemiş ve Münci Kalayoğlu ile geniş bir söyleşi yayınlanmıştı.

Dün Ergun için Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma töreninde organ naklinin diğer sihirli eli Münci Bey o günkü anılarını anlattı. Münci Bey ile 25 yıl kadar önce de Cumhuriyet’te yayımlanan geniş bir söyleşi gerçekleştirdiğimi anımsıyorum.

Fotoğraf ustası arkadaşları Çağatay’ı anlattılar. Gültekin Çizgen “Türkiye’den hiçbirimizin Life dergisinde fotoğrafları yayımlanmadı. Hiçbirimiz on binlerce kilometre kat ederek Türkçe Konuşanlar belgeseli – kitabı hazırlamadık, on binlerce fotoğraf çekmedik. Hiçbirimiz Orly Havalananında, Asala saldırısında ağır yaralanıp, yanık tedavisi için hazırlanan bir sıvıda, üç ay boyunca yatmadık...” dedi.

Yılların eseri

The Turkic Speaking Peoples  kitabı önümde, sayfalarını karıştırıyorum, “Orta Asya’dan Balkanlara 2000 yıllık sanat ve kültür”. Büyük proje! Harika fotoğraflar ve her bölge, yer, kültür ve dil için, büyük çoğunluğu yabancı uzmanlardan alınan makaleler! Editör olarak da Doğan Kuban hoca, yazısı da var! Yazarlar arasında mesela Halil İnalcık hocayı da görüyorum.

Kitap İngilizce basıldı, sponsorluğunu Hollandalılar yapmış...

Norveçli eşi Kari, kısa konuşmasında "Harika bir yaşam sürdük beraber, çocuklarımız, torunlarımız oldu. Harika bir adamla birlikte yaşadım…”

Kari, yine Norveçli olan 3 kız arkadaşı ile birlikte Türkiye’ye gelmiş ve dört genç kız da Türkler ile evlenmişti.

Ergun’un sesi, e-postaları, yönlendirmeleri, Türkiye ve Cumhuriyet sevgisi, içindeki gazetecilik, heyecanı ve projeleri ve yaşam sevgisi...

Hepsini güzel bir anı olarak bizlere bıraktı…

Bir cesaretin adını da miras olarak...

Orhan Bursalı

*Bu yazı, 19 Şubat 2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Bilim ve Siyaset köşesinde yayınlanmıştır.

Orhan Bursalı