Temassızlık ile yaşamak: Karantinalı yaşam (1)

Ali Akurgal
Temassızlık ile yaşamak: Karantinalı yaşam (1)

Değerli okurlar. Sözle öneri çok ama bir kısım uygulamalar ile örnek verildiğinde temassızlık nasıl sağlanır, çok daha kolay anlaşılır. Bu nedenle sizinle günlüğümü paylaşıyorum.

16 Mart Pazartesi.

Çok dış temas gerekiyordu. Maske kullanmadım, ama zor duruma düşersem diye yanımda maske bulunduruyordum. Maskeler tek kullanımlık. Takıp çıkartıp ertesi gün tekrar taktığınızda üzerinde yakaladığı tüm mikroplar üremiş oluyor, “misliyle mikrop alıyorsunuz” Dolayısıyla maskeyi, gerekmedikçe takmayın. Ama yanınızda bulundurun.


Önce müşteri yoğunluğunun en az olduğu saatte yakındaki market zincirine gittim. Unları talan etmişler. Benim komşularım un ile bir şey yapmayı pek bilmezler, un çorbasını bile paketten yaparlar. Ne yapacaklar ki bu unlarla? Neyse bende 3 hafta ekmeğimi yapacak kadar un var, gelir nasılsa. Aramadım. Bulamadığınızı aramayın. Ararken, aradığınızı değil, virüsü bulabilirsiniz. Marketten çıkıp aldıklarımı bagaja koydum, arabaya binince kapıyı kapamadan, ellerimi direksiyona bile sürmeden kolonyaladım. Kasapta da aynı süreci uyguladım.

3 boyutlu yazıcıda yaptırdığım parçalar vardı. Bunları hazırladılar, sokağa indirdiler, arabadan inmeden, camı açıp aldım. Metal işleme atölyesinde yaptırdığım parçalar vardı, bunlara ödeme yapmak gerekiyordu, geniş havalandırılan alanda tek kişi olduğunu bildiğim için atölyeye girip yaptırdıklarımı aldım. Ödemesini yaptım. Aldıklarımı bagaja koydum. Ellerimi kolonyaladım. Zâten kimseyle el sıkışmamıştım, ama paraya el sürmüştüm.

Giriş kapımızın önü, camekan. Oraya ayaklı bir portmanto askı koyduk. Montlar burada bırakılıyor. Ayakkabılar gene orada plastik tavaların içine konuyor. Alışverişten dönüşte alınanlar da burada bırakılıyor. Eve girince hemen 1 metrede lavabo var eller, yüzler yıkanıyor, kağıt havluyla kurulandıktan sonra kolonya sürünülüyor. Bu evin girişindeki 2 metrekarelik yerde bitiyor. Pazartesi temizlik günü. Eve yardımcı geliyor. Yardımcımız da paltosunu ayakkabısını camekanda bırakıp içeri öyle girdi, elini yüzünü yıkadı, kolonyaladı. Temizlik yaparken evde her zamanki gibi köşe kapmaca oynadık. O bir odayı temizlerken, bizler başka odalara geçtik. Hem onun çalışması daha rahat oluyor, hem de biz rahatsız olmamış oluyoruz. Temas da en aza iniyor. Her temizlenen oda en az yarım saat havalandırıldı.

Öğleden sonra 400 metrelik yürüyüş parkurumuzda, kimse ile karşılaşmadan yürüyüşümüzü yaptık.

Gebze’de bir sözleşme imzalamam gerekiyordu, oraya gittim. Sözleşmeyi ofiste değil geniş bir lobide imzaladık. Onlar beni ofislerine almamış oldular, ben birileriyle burun buruna olmamış oldum, 150 metrekare gibi bir yerde 3 kişi vardık. Biri, öbür uçta sırasını bekliyordu. Sözleşme imzalarken muhatabımla aramızda en az 2 metre mesafeyi koruduk.

Kargo geldi. Camekana aldık. Bunlar arasında Çin’den gelen baskı devreler de vardı. Onları elime eldiven geçirip ambalajlarını açıp, tek tek alkolle silip, sonra 1 saat bir taraflarını 1 saat diğer taraflarını güneşte tutup içeri öyle aldım. Ambalaj malzemelerini güneşe bıraktım. Ertesi günü geri dönüşüm torbasına koydum (dışarıda). Camekandan her içeri girişte el yıkanıp kolonlayanıyor. Korkmayın, elleriniz yıkamakla aşınmaz.

Bugün iptal ettiğimiz tek olay, oğlumun piyano dersi oldu. Bir süre evde, zâten yapmakta olduğu gibi her gün kendi çalışacak. Eğer kısıtlamalarımız uzun sürecekse, hocasıyla sesli ve görüntülü bağlantı kurmayı deneriz.

17 Mart Salı

Dışarı çıkmaya bir gerek olmadı. Hava da uygun olmadığından yürüyüş yapmadık. Doğalgaz okumaya biri geldi. Okudu (dışarıda) faturayı bıraktı. Camekana koyduk, 4 saat sonra aldık. Camekandan her içeri girişte eller yıkanıp, kolonyalanıyor.

Ben zâten ev-ofis çalışan birisiyim. Yan binayı da atölye olarak kullanıyorum. Bir gün önce “dış hizmet” çerçevesinde, dışarıdaki atölyelere yaptırdığım işleri, yan binada bir araya getiriyorum. Kısıtlama uygulamasaydık da bunları monte edecektim. Tüm gün o işe baktım, işimden geri kalmamış oldum. Bu çalışmanın sonucu, projedeki önemli aşamalardan birini tamamlamış oldum.

Gün için iptal edilen, oğlumun tüm gün süren atölye çalışması oldu. Bunu, 5 ayrı yerden gelen kişilerle birlikte olacağı için büyük olasılık aylar boyu yapamayacağız.

18 Mart Çarşamba

Bugün bir yerlere gitmek gerekiyor. Hem alışveriş listesi uzadı, hem de işim gereği, o da evinden çalışan proje ortağıma bir şeyler götürmem, ondan da bir şeyler almam gerekiyor. Bunun için, evden uzaklaşma olsun diye evdeki herkes arabaya doluşup, “büyük tur” attık. Proje ortağım Yakacık’ta, ben Tuzla’dayım. Alışveriş için hep uyguladığımız kural, markete gidiyoruz, içeride kaç kişi var bakıyoruz, 200 metrekarelik markette 7-8den fazla müşteri varsa, ya başka yere gidiyoruz, ya da başka zaman tekrar geliyoruz. Bu sefer de öyle oldu, marketteki 3 müşteriden biriydi eşim. Kasada ona ben de katıldım, hızlı paketleme ile temas süresini en aza indirdik.

Proje ortağıma bana vereceklerini kapısına bırakmasını söylemiştim, ben de bırakacaklarımı kapısına bıraktım. Tam değiş tokuşu yaparken kapı açıldı, 2 metre mesafeden kısa konuştuk. Yeğeni parmağını kırmıştı, onu hastahaneye götürecekti. Aman maske tak, öyle git demiştim. Hastahaneler, sağlık sorunu olmayanın gitmediği yerler. COVİD-19 değil ama, başka bir hastalık mikrobu alsanız, ardından COVİD-19 almanız durumunda dezavantajlı duruma düşüyorsunuz, Hani güreşte “yerde başlamak” diye bir dezavantajlı durum vardır ya? onun gibi. Gittiğimde öğrendim, proje ortağım, yeğenini hastaneye götürmemiş. Yarını bekleyecekler. Muhtemelen incinme.

Ali Akurgal

Temassızlık ile yaşamak: Karantinalı yaşam (2)

Ali Akurgal