Temassızlık ile yaşamak: Karantinalı yaşam (2)

Ali Akurgal
Temassızlık ile yaşamak: Karantinalı yaşam (2)

Temassızlık ile yaşamak: Karantinalı yaşam (1) yazısı için tıklayınız

COVID-19 ile köşe kapmaca

19 Mart Perşembe.


Dün alışverişe gittiğimde kargo gelmiş. Bugün gidip almam gerekiyor. Saat 11:00 kargoda trafiğin en düşük olduğu saat. Gittim aldım. Tüm işlem 1 dakikanın altında sürdü. Gideceğiniz saati iyi ayarlamak gerek ki, en düşük müşteri sayısını yakalayasınız. Dönüşte markete uğradım. HBT dergisi almaya. Kasa kuyruğunda birisi arkamda, yanaşıp duruyor. Bir araç tampon yazısı aklıma geldi: “Az daha yaklaş da limuzin olalım”. Arkamdakine, güvenli mesafeyi korumasını söyledim. Baktı, ağzımda maske, “siz bu işi çok ciddiye alıyorsunuz” dedi. Desteksiz salladım: “Siz COVİD-19 kapıp hastanede bizim servise geldiğinizde de ciddiye alacağız” dedim. Bir adım geri çekildi.

COVİD-19’un yayılmasına bu “ciddiye almama” etkili olacak. Dün, bir tanıdığım Pakistan’dan geldi. Orada 5 gün kadar kaldı. Öncesinde de 5 gün Suudi Arabistan’da kalmıştı. İstanbul’a gelmiş uçak, uçakta bir form doldurmuş. Bu iki ülkede kaldığı günleri de yazmış. İnmiş uçaktan aktarma Adana. Binmiş otobüse, gitmiş evine.

Diyor ki, “virüs taşıyorsam başkasına bulaştırmamak için iki hafta evde tek başıma yaşayacağım. Gerekli alışverişi de gelirken yaptım”. İyi de İstanbul, Adana, alışveriş ev. Bütün bu parkurda, varsa sende virüs yayacağın kadar yaydın. Elbette daha fazla yayma, otur evinde de, Türkiye’de, eve varana kadar kaç kişiye bulaştırmış olabilirsin?

Anahtar sözcük

Anahtar söz, “aman bana bulaşmasın” yerine “aman kimseye bulaşmasın” olmalı. "Kimseye" sözü, hem başkalarından size, hem sizden başkalarına hem de başkalarından başkalarına durumlarını kapsıyor. Bunun bilincine varırsak, 3 haftada salgını def ederiz.

Ama hiç de öyle olacak gibi görünmüyor. Virüs, hastalığı almış olanların nefesiyle etrafa yayılıyor. Bir insan hareketsiz olduğu, bulunduğu yerde hava akımı da olmadığında nefesi, başının ön tarafında ciğerlerinden çıkan nemli havanın oluşturduğu bulut içinde virüs bulunuyor. Siz o bulutun içindeki havayı ciğerlerinize çektiğinizde size bulaşıyor. Kısaca “ikinci el”, başkasının soluyup etrafa bıraktığı havayı solumak bulaşmanın nedeni.

Bunun dışında virüs kapmış biri, hapşırırken alini yüzüne kapamış, sonra elini yıkamadan bir kapı tokmağını tutmuş, siz de aynı kapı tokmağını tutarak virüsü elinize bulaştırmışsanız dahi, bunu solumadıkça, virüs kapmıyorsunuz. Ama elinizi siz de yüzünüze götürüp hapşırırken yüzünüze tuttuğunuzda virüsü kapıyorsunuz.

İkinci el havayı solumayın

Nasıl ki bir lokantada başka bir müşterinin tabağında bıraktığı yemek artığını yemiyorsanız (COVİD-19 ile ilgili değil ama, kıtlıktan o günleri görmemeyi dilerim), başkasının soluyup bıraktığı ikinci el havayı da solumayın lütfen. Bulunduğunuz yeri havalandırmak çok önemli. İnsanın ciğerlerinden çıkan hava ortama göre sıcak olduğundan yukarı çıkar. Bir hafif esinti varsa esintiyle birlikte hareket eder. İkinci el soluğu takip etmek için hava akımlarını ve insanların yüzünün dönük olduğu tarafı ve yüksekliği gözlemek, başınızı nereye uzatmayacağınız için yeterli bilgi taşıyor.

İnsan nefesinin oluşturduğu bulut, kuru havada küçülüyor, çünkü, nefesteki su zerrecikleri kuruyor. Bu mantıkla, çöl kuruluğu bulaşmanın en zor olduğu yer. Suudi Arabistan’daki bulaşma, dikkat ederseniz, kapalı yerlerde veya insanların omuz omuza bulunduğu, herkesin nefesinin bir diğerine karıştığı yerlerde. Nefes bulutuna vuran güneş ışığı, orada virüs varsa, bunları işe yaramaz duruma getiriyor.

Sonuçta açık ve güneşli hava en güvenli yer.

Ali Akurgal

Ali Akurgal