Stuxnet saldırı belgeseli

Edip Emil Öymen
Stuxnet saldırı belgeseli

ABD ve İsrail işbirliğiyle hazırlandığı bugün artık bilinen, İran’daki Natanz Nükleer Tesisi’ndeki uranyum saflaştırma çalışmalarını sekteye uğratmayı amaçlayan 2010 yılındaki siber saldırıya dair 1.5 saatlik belgesel, BBC’de yayınlandı.

Gayet gizli tutulan, pek çok ayrıntısı hala açıklanmayan, açıklanmayacak olan saldırıya “resmen” Olympic Games adı verildiği, ama siber güvenlik camiasında Stuxnet olarak adlandırıldığı anlatıldı. Konuyu dünya kamuoyunun dikkatine ilk kez sunan New York Times muhabiri David Sanger’in sık sık bilgi verdiği filmde, Amerikalı ve İsrailli bazı yüksek düzey güvenlik yetkilileri de “söyleyebilecekleri kadarını” söylediler. https://youtu.be/0X0Teo5AxQM. (Belgesel, 2016’da Berlin Film Festivali’nde gösterilmişti).

Steve Jobs ve Apple, Wikileaks belgeselleriyle ünlü Amerikalı yapımcı Alex Gibney’nin Zero Days adlı belgeselinde en sıradışı bölüm ise, bizzat Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) ve CIA’de çalışan “vicdan sahibi” bazı görevlilerin kolektif ve anonim ifadelerinden oluşan “bu işi nasıl yaptık” açıklamasıydı. Filmde, yüz görüntüsü ve sesi dijital işlemle “bozulan” bir kadın görevli şaşılacak bir açıklıkla olayı başından sonuna kadar anlatıyor. Filmin sonunda, bu görevlinin aslında bir aktör olduğu ve NSA ve CIA kaynaklı “açıklanabilecek” (?) anonim bilgileri aktardığı seyirciye gösteriliyor.


Olympic Games “solucan yazılımının” Natanz’da nasıl etki yaptığı şöyle anlatıldı: Yazılım, uranyum işlemede kullanılan santrifüj borularındaki titreşimi çok artırarak veya çok azaltarak borularda metal yorgunluğu yaratıp boruların çatlamasını patlamasını sağladı. Öylesine karmaşık bir yazılımdı ki kumanda odasındaki ekranlarda, santrifüj “normal” hızında işliyor görülüyordu. Filmde anlatıldığına göre, hurdaya dönen santrifüj parçaları İran’dan ABD’e kaçırılmış, Başkan Bush’a gösterilmek üzere Beyaz Saray’a kadar nakledilmiş. Bush, bu kanıt üzerine Stuxnet saldırısına devam demiş. İşlem, Obama’nın göreve başlamasına kadar devam etmiş. Obama da 2009’da göreve başladıktan sonra onay vermek zorunda kalmış.

Filmde, sibersaldırı ardından İran’ın nükleer programında aksama yaşandığı, ama kısa sürede bu giderildiği gibi, eskisinden daha etkin bir şekilde programın sürdüğü de belirtildi. İran’dan Suudi Arabistan’ın Aramco petrol şirketine 2012’de ve ABD’de 2013’te bankalara yönelik saldırılarla İran’ın “Biz de size aynısını yapabiliriz” mesajı verdiği, yine uzmanların açıklamalarıyla anlatıldı.

Bütün bu gelişmeler ardından, ABD ve İsrail’in süren işbirliğiyle Nitro Zeus adlı çok daha gelişkin bir siber saldırı yazılımının “hazır olduğu” da filmin son mesajıydı.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 05.02.2017 tarihli BTHaber’de yayınlamıştır.


Edip Emil Öymen