Video oyunu dijital ilaç mı olacak?

Edip Emil Öymen
Video oyunu dijital ilaç mı olacak?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hastalıkların tanımlarını yaptığı ICD (Classification of Diseases) adlı rehber kitabının 11’inci baskısına “video oyunu bağımlılığını” hastalık sıfatıyla ekledi. ICD-11’de “Bağımlılık yapan davranışlar” kategorisinde kumar ve video oyunu maddeleri arka arkaya yer aldı.

Veba, kızıl, su çiçeği, çocuk felci gibi hastalıklar teknolojiye yenilerek dünya sahnesinden çekilmişken, 21’inci yüzyıl koşullarıyla ortaya çıkan “yeni” bir hastalık bu. Henüz bilmediğimiz ama mutlaka ortaya çıkacak yepyeni başka hastalıkları da WHO, listeye alacaktır bir gün: Uzayda uzun süre yerçekimsizlik nedeniyle kemik erimesi, uzay yolculuğunda dar mekân kaynaklı ruhsal bozukluk, sanal gerçeklik kaynaklı benlik kaybı gibi.

Video oyunu = ilaç?


İlaca “azı karar, çoğu zarar” denilmesi, ilacın aslında zehir olduğunu söyler. Dozuna uygun alınırsa vücuda yararlı, doz aşımında zararlı, hatta ölümcül. Öte yandan, WHO her ne kadar “video bağımlılığı” tanımı yaptıysa da, belki bazı oyunlar bilişsel (cognitive) sorunların çözümünde “ilaç yerine” kullanılabilecek? ABD’de bir şirket, Alzheimer tanısını çok erken aşamada koymayı kolaylaştıran bir oyununu Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu’nun (FDA) onayına “ilaç” olarak sunmaya hazırlanıyor. Geliştirenlere göre bu oyunla Alzheimer tanısı koymak, ilerlemesini izlemek kolaylaşacak. Sağlıklı görünen kişilerde Alzheimer sinsice başlıyor mu? Erken tanı bakımından devrimsel bir adım olacak.

Alzheimer’a erken tanı?

Project:EVO adlı oyun, Akili Interactive Labs ürünü. Bu, “aynı anda çoklu iş yapma” (multi tasking) oyunu. İlk aşaması University of California/San Fransisco’da Gazzaley Lab’de geliştirildi. Oyuncunun, buzlu bir yolda hızla giden bir aracı yönetirken, yol kenarındaki bazı işaretleri vurup yok etmesi gerekiyor. Bundan amaç, yaş ilerledikçe azalan çoklu iş becerisinin derecesini ölçmek. Odaklanma ve bellek gücü de yaşla yavaşlar. Ancak, işin tuhaf tarafı, EVO’yu oynayan 60 - 85 yaş grubunda zihinsel süreçlerde canlanma olduğu, odaklanma becerisinin “aylarca” sürdüğü saptandı. Bu sonuç üzerine Akili, oyunu ticarileştirme girişimine başladı. Bünyesine Star Wars filmlerinin teknik ekibinden uzmanlar ve Google’dan ayrılan Baş Oyun Tasarımcısı Noah Falstein katıldı.

Girişime 55 milyon dolar

Akili, projenin geliştirilmesi için ilk aşamada 7 milyon Dolar hibe, kredi, girişim sermayesi buldu. Konu, bilim camiasında o kadar ilgi çekti ki ağırbaşlı ve mesafeli Nature bile bir sayısının kapağına bunu “Game Changer” (Oyunun Kuralını Değiştiren) başlığıyla taşıdı... WHO kararına uygun bir şekilde, bu oyuna “bağımlılık” kazanıp, oynamadan duramama sorununu önlemek için oyun 24 saatte sadece 20 dakika oynanabiliyor. Öte yandan Akili, EVO’nun depresyon, otizm, dikkat eksikliği (ADHD=hiperaktivite) için de bir çare olup olmayacağını araştırıyor. Bu girişimi için 55 milyon dolar sermaye toparladı. Ne var ki FDA incelemesi uzun sürdüğü kadar, olumlu bir sonuç garantisi yok. Ama sonuç olumlu olursa bu oyunu doktorlar “reçeteye” yazabilecek. Çünkü ilaç sayılacak. Böyle bir gelişme olursa, dünyada ilk olacaktır.

Yapay zekâlı tanı

Travma sonrası stres sendromu, travma sonucu oluşan beyin hasarı, demans, odaklanamama (ADHD) vb hepsinde ortak payda, dikkatte azalma. EVO uygulanan “yaşlı” grubun aynı anda çoklu iş yapma becerisinin arttığı, “20 yaşında bir gencinkine benzediği” saptandı. FDA tarafından, ADHD için “tanı ölçütü” olarak kabul edilen TOVA Testi (Test of Variables of Attention) uygulandığında, deneklerin iyileşen performansı somut veri olarak ölçülebildi.

TOVA, gayet sıkıcı, monoton, uyku getiren bir test. Denek, karanlık bir odada, bir ekrandaki beyaz kareye sürekli bakacak, eğer karede bir hareket olursa tepki verecek. EVO’dan sonraki deneyde çocukların “daha dikkatli” oldukları saptanmış. Bu özet dahi, dijital ilaç diye yenilikçi bir kavramın doğmakta olduğunun kanıtı. Zaten, yapay zekâ kullanan, doktor/uzman gerektirmeyen bazı tanı ölçütlerini FDA onaylamaya başladı. Bu öykü haftaya kalıyor.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 29 Haziran 2018 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.

Edip Emil Öymen