Seçimlerde teknoloji kullanımı

Lale Akarun
Seçimlerde teknoloji kullanımı

Geçen hafta ben de pek çok vatandaş gibi, seçim sandığında, sandık kurulu üyesi olarak çalıştım. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda, bu kadar düşük teknolojili bir iş olamaz!

Teker teker insanların kimlik kontrolünün yapılması, listede isimlerinin bulunması, iki oy pusulasını alıp oy kabinine girmeleri, birtakım yerlere evet mührünü basmaları, bebek çarşafı büyüklüğündeki oy pusulasını katlayıp ufak boy bir zarfa koymaları, (sığdıramamaları), getirip oy sandığına atmaları (çok kalın olduğu için atamamaları), gelip isimlerinin karşısına imza atmaları. Bunların 292 defa tekrarlanması.

Daha sonra 30 ayrı tablodan oluşan sayım çetelelerinin doldurulması; inanılmaz derecede karmaşık özet sonuç tablolarının doldurulması. Bütün bunların 15 saat sürmesi. Sanki 15 saat ara vermeden çalışmak yetmezmiş gibi ilçe seçim kuruluna gitmek için 2 saat daha ayakta bekleme. Oraya gidince sıralara girip daha çok bekleme.


Gece yarısı olup mutlu sona varınca, ülkede seçimin sonuçlandığını, tüm sandıkların sayılıp hem anket sonuçlarına hem partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bilgi sistemlerindeki kestirimlere uymayan, beklenmedik bir sonuç çıktığını öğrenme!

Tüm bunlara rağmen, görev aldığım için çok memnunum ve ikinci bir kez daha yapacağım. Ancak oy vermede, kontrol etmede, saymada ve sonuçların verilmesinde teknolojinin daha çok kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Nerelerde kullanılabileceğini açıklamak isterim:

Seçimde teknolojiyi kullanmak

Birincisi ve en önemlisi, nüfus, vatandaşlık ve seçmen yeterliliği verilerinin şeffaflığıdır. Muhalefet partileri seçimden önce mecliste defalarca vatandaşlık verilen kişilerin sayısını sordular, tatmin edici cevaplar alamadılar. Türk İstatistik Kurumunun doğum-ölüm verileri, yaş piramidi grafikleri ortada*. Seçmen sayılarındaki acayip artışların bu sayılarla uyuşmadığı, ortada fazladan açıklanamayan 6.7 milyon seçmen olduğuna dair haberler** kaygı verici. Bu verilerin şeffaflıkla açıklanması, kaygıların giderilmesi gerekli.

Bütün bunları bir yana bırakalım, bazı kişilerin birden çok yerde oy attığına dair kaygılar var. Ben şahsen bu tür bir olaya görevli olduğum sandıkta şahit oldum: Sandık görevlisi olduğu sandıkta oy kullanan bir kişi, gelip bir de normal sandığında oy attı. Bu, aslında cezası olan bir ihlal ve avukatlar bu kişi hakkında şikayette bulundu. Aynı şekilde, görev kâğıdı ile istedikleri sandıkta oy atan görevlilerin durumu da kaygı yaratıyor. Bu durum, aslında gümrük kapılarında ya da istedikleri bir konsoloslukta oy atan yabancı ülkelerde yerleşik vatandaşların oy kullanmasına benzer: Bu kişiler, oy kullandıklarında, bilgisayar sistemlerinde oy kullandıklarına dair kayıt düşülüyor ve ancak bir kez oy kullanabiliyorlar. Aynı sistem, yurt içinde de işletilmeli.

Diğer problem, kişilerin kimliklerinin kontrolünde çıkıyor: Yaşlı ya da hayatta olmayan kişilerin kimlikleri ile başka kişilerin oy kullandığına dair kaygılar var. Hala çok eski ve yıpranmış kimliklerin kullanılıyor olması, şüpheye yol açıyor. Bu da yeni biyometrik kimliklerin kullanımı ile çözülebilecek bir sorun. Biyometrik kimliklerin içinde kişinin parmak izi ve fotoğrafından çıkarılmış şablonlar var; istenirse biyometrik doğrulama yapılabilir.

Öte yandan, en büyük sorunlardan birisi, sayımın hızlı ve doğru yapılamaması. Haydi teknolojiye güvenmiyoruz; bunu kağıtta ve herkesin gözü önünde yapmak istiyoruz; bari doğru sayılması için teknolojiyi kullanalım; hızlandıralım; daha özenli, daha iyi bir sistem kuralım; ilçe seçim kurullarına hızlı ulaştıralım.

Son olarak, en büyük sorun sandık sonuçlarının sisteme girilme sırasından kaynaklanıyor gibi görünüyor: İlk önce köy sandıklarının girilmesi, en sonda oluşacak tabloya hiç benzemeyen bir sonucun açıklanmasına neden oluyor. Türkiye geneline en benzer sandıklardan veri girilmeye başlanması mümkün ve bu durumu önleyebilir. Veri bilimi ve teknolojik kolaylıklar, seçimi daha güvenilir, daha adil ve daha hızlı yapabilir.

Lale Akarun

*Bu yazı, HBT Dergi 374. sayıda yayınlanmıştır.

** https://t24.com.tr/yazarlar/fusun-sarp-nebil/secmen-sayisi-nufusa-gore-neden-6-7-milyon-fazla,40125

Lale Akarun