Yetenek savaşı ve eğitim dizgemiz

Melih Baş Y
Yetenek savaşı ve eğitim dizgemiz

1. Yetenek, Beceri, Yetkinlik, Yeterlilik kavramlarına genel bakış

Konuyla ilgili yazında bu kavramlar kimileyin birbirine geçmektedir. Kısaca tanımlayalım, ayrıntılar için bkz. Nuray Turan, Çalışma Yaşamında Yetenek, Beceri, Yetkinlik, Yeterlilik, Nobel Yayınları, 2015.

Yetenek (Talent): İnsanlarda doğuştan var olan belirli düzeydeki gizilgücün toplumsallaşma süreçlerinde (aile-okul-işyeri) eğitim-geliştirme ile açığa çıkarılması, açığa çıkarılabilen potansiyelde kişinin güçlü yönlerinin ayrımsanması ve kişinin ayrımsamasının sağlanmasıyla oluşan, belirli durumlarda / işlerde kullanılabilen üstün başarım sergileyerek yetkinliğe dönüşümü ile geliştirilerek yeterli düzeye getirilebilen bir olgudur.


Beceri (Skill): Kişinin güdülenme ve aidiyet duygusu (işi / görevi benimseme) sonucunda öğrendiği ve kazandığı bilginin uygulanabilmesidir.

Yetkinlik (Competency): Kişilik özellikleri, bilgi, beceri, başarım, davranış toplamının etkinliğidir.

Yeterlilik (Proficiency): Beceri, uzmanlık, iye olunan gerekli niteliklerin kanıtlanmış sonucudur.

Yukarıdaki kavram sıralaması sıraerkil niteliktedir. Başka bir ifadeyle, ‘beceri, yetkinlik ve yeterlilik kavramlarının hepsinin tabanında yatan olgu yetenektir. Yetkinlik beceriyi de kapsar; yeterlilik de hem yetkinlik hem beceriyi kapsar.

2. Geleceğe doğru bakış

2.1. WEF İşlerin Geleceği Raporu

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) dünyanın önde gelen şirketlerindeki insan kaynakları yöneticileriyle görüşerek yaptığı araştırma sonucunda 2020’de bireylerin iş yaşamında sahip olması gereken nitelikler bağlamında 10 temel yetkinlik belirlediler ‘İşlerin Geleceği’ adlı raporda. Bunlara kısaca bakalım:

Karmaşık sorun çözme yetkinliği / Eleştirel düşünme yetkinliği / Yaratıcılık yetkinliği / İnsan yönetimi yetkinliği / Eşgüdüm yetkinliği / Duygusal zekâ yetkinliği / Yargı ve karar verme yetkinliği / Hizmet odaklılık yetkinliği / Müzakere yetkinliği / Bilişsel esneklik.

Diğerleri de önemli ama sonuncusu çok ilginç! Bilişsel esneklik zihinsel jimnastik eğitmeni olabilmek yetkinliği olarak tanımlanıyor. Beyninizi bir jimnastik salonu zemini gibi düşünün, jimnastik araç gereçlerini de yaratıcı beyin, matematiksel beyin, eleştirel beyin vb. olarak düşünün. Bilişsel esneklik farklı düşünme sistemleri arasında ne ölçüde hızlı ve kolay değişim yapabildiğinizin tanımıdır aslında. Bu bağlamda, yeni kalıplar, düşünceler arasında benzersiz birleştirmeler yapabilmeniz önemlidir. Bu yetkinlik tartışmalarında ‘çevik akıl’a sahip olma kavramı gündeme gelmiştir. Peki bilişsel kaslarımızı nasıl esnetebiliriz? Özellikle yeni şeyler öğrenerek ve düşünmenin yeni yollarını öğrenerek! Yaratıcı bir tip değilseniz, bunun için bir şeyler yapabilirsiniz; bir müzik gereci çalmayı öğrenebilir, bir dans öğrenebilir, yaygın veya örgün öğretimde bir sanat eğitimi sınıfına katılabilirsiniz. Eğer yaratıcı ruhu yakaladıysanız, ama kimi kavramlar sizin için yabancı geliyorsa bu konularda kitap ve dergileri okumalısınız! İlgi alanlarınızı genişletin, rahat ettiğiniz alanın sınırlarını zorlayarak okumayı gerçekleştirin, görüşleri sizin dünya görüşlerinizi zorlayan kişileri yaşamınıza katmaya çalışın.

Bu arada hemen belirtelim, bilişsel esneklik ile mutluluk arasında bir ilişki olup olmadığı sınandığında pozitif bir ilişki gözüküyormuş. (Ayrıntılı bilgi için internetten Esra Azıcı ve Fatma Ebru İkiz’in ortak makalelerine bakılabilir). Bilişsel esneklik ölçekleri de var, örnekse meraklısı için bkz. Martin, M. M., & Rubin, R. B. (1995), ‘A new measure of cognitive flexibility’, Psychological Reports, 76, 623-626.

Yukarıdaki tüm yetkinliklerin önem kazanmasına yol açan etkenlerin ya da diğer deyişle dinamiklerin neler olduğu da raporda şöyle belirtilmiş.

A) Nüfusbilimsel ve sosyo-ekonomik olanlar (etkili olma önem sırasına göre):

1-İşin değişen yapısı ve esnek iş / 2. Gelişen ülkelerdeki büyüyen orta sınıf / 3. İklim değişikliği ve doğal kaynaklar / 4. Jeopolitik dalgalılık / 5. Tüketici aktöresi (ahlâkı) ve gizlilik sorunu / 6. Uzun yaşam ve yaşlanan toplumlar / 7. Gelişen ülkelerdeki genç nüfusun artışı / 8. Kadınların ekonomik olarak güçlenmeleri / 9. Hızlı kentleşme.

B) Teknolojik olanlar (etkili olma önem sırasına göre):

1-Mobil internet ve bulut teknolojisi / 2. İşlem yapma gücü ve büyük veri / 3. Yeni enerji teknolojileri ve malzemeleri / 4. Şeylerin interneti / 5. Paylaşım ekonomisi ve kitle kaynak (crowdsourcing) / 6. Robotbilimi ve sürücüsüz ulaşım / 7. Yapay zekâ / 8. İleri yapın (imalât) ve 3 boyutlu baskı / 9. İleri malzeme ve biyoteknoloji.

Bu dinamiklerin kimilerinin etkileri zaten 2015’ten önce hissedilmeye başlanmışken (A öbeğindeki 1, 3, 4, 7, 9, ve B öbeğindeki 1, 5); kimilerinin etkileri 2015-2017 döneminde hissedilecek etkiler olarak sayılıyor (A öbeğindeki 5, 6, 8 ve B öbeğindeki 3, 4, 8). Diğer dinamiklerin etkilerinin de 2018-2020 arasında görüleceği belirtiliyor (B öbeğindeki 6, 7, 9).

2.2. 2019 Küresel İnsan Sermayesi Raporu (Deloitte)

Deloitte adlı kuruluşun 119 ülkede 10.000 profesyonel ile görüşerek hazırladığı 2019 Küresel İnsan Sermayesi adlı raporda ana tema Sosyal Teşebbüs olmuş. 10 küresel insan sermayesi eğilimi içinde üç tanesi ‘İşgücünün Geleceği’ ile ilgili (Alternatif çalışma biçimindeki işgücünün ana akım olması / İşlerden daha dijital ve multidisipliner süper işlere geçiş / 21.yüzyılda liderlikte geleneksel ve yeninin kesişmesi); üç tanesi ‘Örgütün geleceği’ ile ilgili (Çalışan deneyimi değil, anlamı işin arkasına koyarak insan deneyimi / Örgütsel performansın takım sporu olması / Ödüllerde şirket amaçlarıyla uyum konusundaki açığı kapatmak); dördü de ‘İnsan Kaynakları’ ile ilgili (Normal bir işe alımın ötesinde bir çabayla yeteneklere erişmek / Yaşamboyu öğrenmek / Yeteneklerin şirket bazında mobilitesi / İnsan kaynaklarında bulut yazılımın kullanımı).

Yeteneklere erişmek bağlamında en çok karşılaşılan sorun ise % 61 oranıyla nitelikli deneyimli yeteneklere ulaşmak imiş. Türkiye’den de 164 katılımcının yer aldığı bu araştırmada yetenek önemli yer tutuyor.   Küresel görünümle bakıldığında örgütlerde ön plana çıkan acil konuların başında % 37’lik oranla öğrenme gelmiş. Yeteneğe ulaşma ve yetenek mobilitesi de bu çizelgede yer alan önemli sorunlar olarak gözüküyor.

2.3. IMD-WCC Dünya Yetenek Derecelendirmesi

Dünyada yetenek konusundaki durum için Lozan’da yerleşik IMD-WCC (Yönetim Geliştirme Enstitüsü – Dünya Rekabet Merkezi) tarafından hazırlanan Dünya Yetenek Derecelendirmesi (World Talent Ranking) Raporu’na da bir bakalım. Raporda ülkelerin sürdürülebilir değer yaratabilmek için yeteneği geliştirebilme, çekebilme ve elde tutabilme nitelikleri değerlendiriliyor. Hem uluslararası ve ulusal verilerin, hem de bilirkişilerden oluşan danışmanların görüşlerinin değerlendirildiği çalışmaya Türkiye’den TÜSİAD destek vermiş.

Rapordaki üç ana başlıkta 30 değişken;

  1. Yatırım ve geliştirme unsuru

Kamu eğitim harcamaları toplamı / Eğitimde öğrenci başına kamu harcaması / Öğrenci - öğretmen oranı (ilk eğitim) / Öğrenci – öğretmen oranı (orta eğitim) / Çıraklık / İşçi eğitimi / Kadın iş gücü / Sağlık alt yapısı.

  1. Çekicilik unsuru

Yaşama maliyeti / Çekebilme ve elde tutabilme / İşçi güdülenmesi / Beyin göçü / Yaşam kalitesi / Yabancı ehliyetli kişiler / Hizmet profesyonellerinde ücret olanakları / Yönetimin ücret olanakları / Bireysel gelir vergisi (etkili=efektif) oranı / Kişisel güvenlik ve özel mülkiyet hakları.

  1. Hazıroluş unsuru

İşgücü büyümesi / Yetkin işgücü / Finansal beceriler / Uluslararası deneyim / Yeterliliği olan kıdemli yöneticiler / Eğitim sistemi / Okullardaki bilimler / Üniversite eğitimi / Yönetim eğitimi / Dil becerileri / Öğrencilerin ülkeye doğru hareketlilikleri / Eğitimsel değerlendirme-PISA

Küresel görünüm

Sonuçlara bölgesel olarak bakıldığında en iyiler Batı Avrupa, sonra Kuzey Amerika. Ardından Doğu, Batı ve Güney Asya bölgeleri geliyor. Çin, Güney Kore, Japonya gibi ülkelerde yetenek rekabetinin üç boyutunda da dengeli bir gelişmenin olduğu belirtilmiş. Sonra Doğu Avrupa, Eski Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri-Merkezi Asya derken en sonda da Latin Amerika geliyor.

Derecelendirme çizelgesinin başında (yatırım ve geliştirme unsurunda 5. sırada gelse de) toplamdaki başarısı nedeniyle İsviçre var. İkinci Danimarka (yatırım ve geliştirme unsurunda 1. sırada). Ardından gelen ülkeler ise, Belçika (3), Avusturya (4), Finlandiya (5). Dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip Finlandiya eğitim değişkeninde ikinci sırada. Atatürk’ün sevdiği ve okutulmasını istediği kitaplardan olan Ak Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı okumadıysanız, hemen okuyun. En düşük dereceli ülkeler ise Bulgaristan, Ukrayna, Hırvatistan, Romanya, Moğolistan ve sonuncu sırada Venezuela. BRICS ülkeleri içinde Çin 2 sıra yükselerek 40. olurken, Hindistan da 3 sıra yükselerek 51. olmuş.

Türkiye’nin derecesi

Türkiye’den de 164 katılımcı yer almış araştırmada.

Batı Asya öbeğinde ele alınan Türkiye 7 sıra birden düşerek 63 ülke içinde 53. olmuş maşallah! 2013 yılında 42. sıradaymışız giderek düşü(rü)yoruz. Özellikle çekicilik ve hazıroluş başlıklarında düşüş daha hızlı! ‘Hayır’lara vesile olur inşallah! Birinci İsviçre’nin puanı 100 kabul edildiğinde ülkemizin puanı 41,40 olabilmiş ancak.

Herkesin görev başına yönelmesi gerekiyor. Devlete eğitim sistemi, sağlık sistemi iyileştirmeleri vb. görevler; şirket sahipleri ve yöneticilerine ücret ve diğer hakların iyileştirilmesi vb. görevler; bireylere kendilerine insan sermayesi yatırımları yapmak vb. görevler.

3. Eğitim dizgemiz ve öneriler

Eğitim dizgemizde eksik olduğu belirtilen ve kişisel bilgi ve deneyimlerimizle katıldığımız görüşlere göre eksik olan ve geliştirilmesini önerebileceğimiz kimi hususlar şunlar:

Bütünsel bakış: Eğitim sürecinde yüklenilen bilgi, beceri ve deneyimler mutlaka sürdürülebilirliği esas almalı, eşdeyişle hem ekonomik, hem toplumsal hem de ekolojik boyutlarda değer yaratmaya; (hız aptallığına değil) yavaş ve (tüketim budalalığına değil) yetinmeci yaşama odaklı olmalı.

Öğrencinin çoklu zekâ kuramına göre eğitimi: Öğrencinin her zeka boyutunda çok yönlü gelişmesi desteklenirken, uğraş seçiminde daha iyi olduğu boyutla ilişkili olarak yönlenmesi sağlanmalı. Ülkenin insangücü gereksinimindeki nicelik ve niteliğe uygun eğitim planlanmalı.

Öğrencinin özne olması: Öğrenciler edilgen (öğretilen) konumdan etken (öğrenen) konuma geçirilerek sorgulama-algılama-kavrama ile yapabilme özelliklerini birlikte geliştirmesi. Bunun için ders öncesi hazırlık, ders süresince çalışmalar, ders sonrası çalışmalar biçiminde üç aşamalı öğrenme gereklidir. Dijitalleşme olanaklarından yararlanmada abartıya kaçılmamalı; eğlenceyi eğitimi taşıyıcı vektör haline getirmeli; öğrenen sınıf ya da okul mantığını yaşama geçirmeli.

Kuram – kılgı birlikteliği: Öğrenme sürecinde kuramsal ve uygulama ayrımı kaldırılıp, gelişimin kuram ve kılgı içiçeliği ile sağlanmasına odaklanılmalı. Mekanik sorun çözme düzeyinden tasarım ile sorun çözme aşamasına geçmek için farklı ve yaratıcı düşünme özellikleri kazandırılmalı.

Başarım ölçümü: Öğrencinin başarım ölçümü bilgi testi sınav seanslarıyla yapılmamalı; proje temelli, takım çalışmasına dayalı, gerçek yaşamdan örneklerle bilgiyi beceriye dönüştürme esaslı tasarım temelli sorun çözmeye yönelinmeli.

Sonsöz

Herkes göreve! Devleti eğitim sistemi, kültürel sermaye iyileştirmeleri vb. görevler; şirket sahipleri ve yöneticilerini entelektüel sermayenin iyileştirilmesi vb. görevler; bireyleri de kendilerine insan sermayesi yatırımları yapmak vb. görevler bekliyor!

Yazımızı iki atasözü ile bitirelim : Yetenekli bir insanın arkasında her zaman başka yetenekli insanlar vardır (Çin atasözü). / Becerisiz yetenek, vahasız bir çöle benzer (Arap atasözü).

Melih Baş

Melih Baş