Ağustos 2010’da 33 Şilili madenci yerin yaklaşık 700 metre altında 69 gün 8 saat mahsur kaldı. Şilili madencilere yaşamsal yardım 11.265 km uzaklıktan minik bir Alman firmasından geldi. Altmış çalışanı olan ve Almanya’nın kuzeyinde 6.300 nüfuslu bir yerleşimde yer alan firma geliştirdiği hassas aparatlar sayesinde dik derin delme ekipmanları yapabilmekteydi. Üretiminin %90’ını ihraç eden ve bir baba ve oğluna ait bu küçük firma kendisini “yürekten mühendisleriz” olarak tanımlamakta ve “teknolojiye odaklanarak küçük ve üst düzeyde uzmanlaşmış bir firmayı niş bir alanda [madencilikte delgi işlemleri] dünya lideri konumuna dönüştürdük” demektedirler.
Bu firma, Almanya’da işgücünün büyük bölümünü (%60) işlendiren, genellikle büyük kentlerden uzak kırsal alanda konuşlanan (%70’i), çoğunlukla metal ve mekanik imalat alanında üretim yapan, yaptığı işte uzmanlaşan ve sürekli yeniliklerle geliştiren, küresel devlerle kafa kafaya rekabetten uzak duran, geçen 30 yılda Almanya’daki niş pazarlarını küresel niş pazarlara taşıyan (gelirlerinde ihracatın payı %62) ve “Mittelstand” olarak isimlendirilen 3,6 milyon firmadan yalnızca birisidir.
Dünya yönetim guruları büyük fikirlerin peşinde koşarlarken 30 yıl önce keşfettikleri Japonya’dan sonra şimdilerde Hindistan’ı keşfetmeye uğraşırken, ihracatta Çin’den sonra dünyanın en büyük ekonomisi olan, en uzun ömürlü firmalara sahip ve iki dünya savaşının yıkımından sonra ayağa kalkabilmiş Almanya’yı yakın zamana kadar gözden kaçırmaktaydılar.
Mittelstand, genellikle düşük kârla çalışan ancak her zaman kararlı, yenilikçi, müşteri odaklı, güvenilir, bulunduğu topluma sorumlu, riskli finansman araçlarından uzak duran, çalışan bağlılığını arayan, işi bir sonraki kuşağa aktarma güdüsü yüksek ve çoğunluğu orta ölçekli (500’den az çalışan ve 50 milyon € ciro) firmaları tanımlar. The Institut für Mittelstandsforschung’ın (IfM) tanımına göre ise “en az iki aile bireyinin firmanın en az %50 hissesine sahip olmaları ve yönetimde bulunmalarıdır”.
Bu firmalar küresel pazarı, baskı makinelerinden plaka basma makinelerine, tütün ürünlerinden tıraş takımlarına, haşere gidericilerden basınçlı yıkama makinelerine, sosis ve sucukların ucundaki metal kıskaçtan DJ’ler için ‘mixing’ yazılımı ve donanımına, Hollywood için profesyonel kameralardan elektrikli araçlar için şarj aparatlarına kadar şaşırtıcı farklılıkta alanlarda güdülemektedir. Ayrıca geçmişi Orta Çağ’a kadar uzanan ve Almanya imalat sanayisinin çok önemli bir parçası olan çıraklık siteminde çırakların %83’ünü işlendirerek yaşamsal bir hizmet vermektedirler.
Mittelstand modeli, boyutları, kapalı aile yapıları (%70’den fazlası aile şirketi) gibi nedenlerle küreselleşme karşısında yaşayamayacakları yönünde eleştirilmekteydiler. Ancak Mittelstand firmaları olası rakipleriyle rekabet edebilmek için sürekli yenilik yapmaları, gelirlerinin önemli bir bölümünü sağladıkları müşteri hizmetlerine çok önem vermeleri, satış elemanlarının ürünlerine olan tutkuları bu eleştirileri yersiz kılmaktadır. Dünyanın orta ölçekli pazar liderlerinin %80’inin Almanya ve İskandinavya’da olduğu, kriz dönemlerinde bile işlendirme yaratabildikleri ve Ar-Ge’ye yatırıma devam ettikleri dikkate alındığında bu “modelden” alınacak dersler olmalı.
Ülkemizdeki durumu ise istatistiğin diliyle özetlemeye çalışalım. Şişirilmiş büyüme oranı (%11,1) verilerini yorumlayan Sayın Erinç Yeldan’a göre “… yeni istihdam yaratmakta zorlanan ve sabit sermaye yatırımlarındaki payı giderek küçülen, taşeronlaştırılmış ve dışa bağımlı yapısıyla imalat sanayiinin 2016’nın son çeyreğinden bu yana yavaşlamakta oluşu ve nihayetinde – 1,3 ile daralmış olması gene şaşırtıcı değildir.”
Gelinen nokta katma değer yaratmayan ve üretmeyen bir ekonomi yaratma becerisini gösteren 15 yıllık yönetimin vardığı nokta açısından da şaşırtıcı değildir.
Müfit Akyos
(*) Almanya – Orta ölçekli firmalarca üretilmiştir
Bu yazı HBT'nin 95. sayısında yayınlanmıştır.