Dijital bilgelik

Tanol Türkoğlu
Dijital bilgelik

Hayatımız dijitalleşiyor. Yaşadığımız hayattan geriye kalanların kümesi olan “kültür” de. Dijital kültür, kültürün bir parçası olarak yerini aldı. Oradaki yerini giderek genişletiyor. Nasıl? İki yolu var.

Birincisi mevcut kültürel ögeleri dijitalleştirerek. Buna dijitalizasyon deniyor. Örneğin kitaplar taranarak e-kitap haline getiriliyor. Tablolar dijital fotoğraf makineleri ile fotoğraflanarak dijital ortama aktarılıyor. Ses kayıtları, müzik eserleri vb benzer şekilde dijtial cihazlar kullanılarak dijitalleştirilebiliyor.

Bir de dijital olarak “doğan” kültürel ögeler var. Örneğin cep telefonunuzla bir selfie çekip bunu bir sosyal medya sitesinde paylaşırsanız, o fotoğraf ve paylaşımı bütünüyle dijital bir dünyada doğmuş ve yerini almış olur.


Kültürün (ya da onu oluşturan ögelerin) dijital olabilmesi için dijital bir platforma gereksinim var. İster dijitalleştirilmiş olsun ister dijital doğmuş olsun, bir kültür ögesinin dijital olabilmesi için bu platform şart.

Mevcut dijital platformlar içinde en bilinen ve yaygın olanı internettir. Internete ek olarak cep telefonları, tabletler, bilgisayarlar, dijital fotoğraf makineleri da birer dijital platformdur. O nedenle internet eşittir dijital kültür demek doğru değildir. Dijital kültür interneti içerir ama ona eşit değildir; ondan daha fazlasıdır.

Internetin ancak bir alt kümesini oluşturan sosyal medya da hal böyle olunca dijital kültüre eşitlenemez. Sosyal medya da ancak dijital kültürün içinde bir öge, dijital bir platformun (internet) bir parçasıdır.

Bir değerlendirmeye göre “dijitalleşme” eşitsizliği ortadan kaldırmak için önemli bir araçtır. Nasıl mı? Internet gibi dijital bir platform, örneğin çok ünlü bir fotoğrafçının eserlerini dünyaya sunmanın yanısıra yeni bir fotoğraf sanatçısının da sesini duyurmasına yardımcı olur.

Bir başka deyişle internet gibi dijital platformlar “seçkin”ler ile “sıradan”ların yanyana yürümesine yardımcı olur. Bireyin kimliğinden ziyade eserinin ön plana çıkmasını sağlar. Hatta bu öyle bir hal alabilir ki “sıradan” olan “seçkin”ler sınıfına terfi edebilir. Dijital platformda binlerce kişi tarafından okunan yazarların kitaplarının onbinlerce basılarak piyasaya sürülmesi buna güzel bir örnek.

Bugün geldiğimiz noktada internet gibi dijital platformların üç temel özelliği vardır. Çoklu ortam (multimedya), etkileşimlilik ve sanallık. Dijital platformlarda sabit metin, resim, video vb tüm medyaları içiçe bulmak mümkündür. Web 2.0 evresiyle birlikte etkileşimlilik olası her durumda resme dahil olmakta, tüketici aynı zamanda üretici konumuna gelmektedir. Ve tanım gereği sanal yani dijital bir ortamda var olabilmek tamamlayıcı üçüncü özelliktir.

Kültürün dijitalleşmesinin nihai hedefi nedir? Kültür, malum “yetiş(tir)mek” ile ilgili. Buradan yola çıkılırsa dijital kültürün de bireyi yetiştirerek “dijital bilge” haline getirebileceği söylenebilir. Kişi nasıl dijital bilge olur? Bilgiye erişip, doğrusunu yanlıştan ayırabilip, doğru bilgiyi kullanıp, bir değer yaratarak.

Bir değer yaratmak! Örneğin bir problem çözmek, örneğin bir yenilik, buluş yapmak, örneğin yaşamın bir alanında kaliteyi artırmak!

Tanol Türkoğlu / tanolturkoglu@gmail.com

Tanol Türkoglu