Musk ve Twitter

Tanol Türkoğlu
Musk ve Twitter

Elon Musk Twitter’ı 44 milyar dolara satın aldı. Kazan-çömlek patladı. Görünen o ki Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey dışında Musk’a arka çıkan kimse yok. Herkes düzenin elemanı olmuş! Şirket çalışanları “Altı ay sonra bize ne olacak?” diyerek, dünyaca ünlü kimi şöhretler de “Bu adam ifade özgürlüğünü sekteye uğratacak” öngörüsünde bulunup hesaplarını kapatarak Musk’ın 44 milyarının çöpe gitmesi için çalışmaya başladılar bile.

Geçtiğimiz günlerde TED’de yayınlanan röportajında, sorulması üzerine, Musk da global medyanın yaklaşım modelinden yakınıyordu. “Sadece tutmayan tahminlerimi ön plana çıkararak hakkımda olumsuz bir imaj çiziyorlar” demeye getirerek. İnsan düşünmeden edemiyor. Halep oradaysa arşın burada değil mi? Bu adam, dendiği gibi, bu kadar isabetsiz tahminlerde bulunarak şirketlerini yönetiyor ve bunun sonucunda üç yüz milyar dolarlık bir servetle dünyanın en zengin kişisi oluyorsa, acaba tahminleri biraz tutsaydı ne olurdu? Gerçek olan şu: Tutturdukları tutturamadıklarından çok daha fazla!

Musk PayPal ile adını duyurmaya başladı. Tesla ile zirve yaptı. Twitter’ın yanında şu an en büyük iki yatırımı elektrikli araç üreten Tesla ile Mars’a gitmeye çalışan SpaceX firmaları. Bunun yanısıra Starlink, Neurolink ve Boring Company şirketleri var. Bunlar Musk için şimdilik küçük yatırımlar. Starlink uydu internet hizmeti sunuyor. Neurolink beyin ve omurilik hastalarını iyileştirmek üzere beyne çip yerleştirmeye çalışıyor. Boring Company de yer altında devasa tüneller açarak büyük şehirlerin trafik sorunlarını çözmeye çalışıyor.


Musk’a göre bu yatırımların kendileri bir açıdan “filantropik”. Çünkü her biri de insanlığın gelişmesine odaklı hümanist yatırımlar. Bu yorum bile Musk’ı kapitalist-liberal dünyanın standard bir zengini olmaktan uzaklaştırıyor. Musk, bildik zengin, gözüpek yatırımcı profiline uymuyor. ABD’deki tüm taşınmazlarını sattı. Kaliforniya’yı bırakıp Teksas’a gitti. Bir karavanda yaşıyor. İş seyahatine çıktığında gittiği şehirlerdeki arkadaşlarının evlerine misafir oluyor. Musk’ı henüz bir elinde şampanya kadehi diğer elinde sevgilisi, milyon dolarlık yatına doğru yürürken görmedik. Çünkü evi olmadığı gibi yatı da yok.

Sağı solu belli olmayan Musk iki hamlede Twitter’ı satın aldı. “Benim gibi düşünmeyenler de sesini duyurabilmeli” diyen birisi olarak ifade özgürlüğünü sekteye uğratacak diye eleştiriliyor. Belli ki Twitter’ı kaptırdıkları için çok sinirli olan Wall Street yatırımcıları bir yandan 44 milyar doları aralarında paylaşırken öte yandan Twitter’ı mevcut de facto statüsünden düşürmeye çalışıyorlar. Twitter da Myspace gibi yok olup gitsin!

Musk, Mars’a bir milyon kişi götürmek ve orada bir koloni kurulmasını sağlamak istiyor. Bunun için bin tane Starship adlı roket geliştiriyor. Her seferinde yörüngeye yüz ton taşıyacak yeni nesil, yeniden kullanılabilir roketler. Sürücüsüz otomobillerin performansını yükseltmek için tüm yolların üç boyutlu holistik planlarını çıkarıyor. Otomobil için geliştirdiklerinden angarya işleri yapacak robotlar üretmek istiyor. Hayalleri çok! Ve uzun vadeli. Wall Street Musk’ı belki de ondan sevmiyor. O kadar uzun ki analistler kolayca yatırım tavsiyesinde bulunamıyor. Bu gidişle çoğunluk hem insanlığı kurtarmadaki katkılarına şahitlik edecek hem de son gününe dek nedenini bilmeden onu itici bulacak!

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 319. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu