Seçimler ve blokzinciri

Tanol Türkoğlu Y
Seçimler ve blokzinciri

Blokzinciri mimarisinde kullanılan oy değişime uğramadan hayatına devam edebilir. Tabii bir istisna dışında!

Yine bir seçim günü, yine bir şüphe. Acaba oy kullanımında- sayımında bir manipülasyon olur mu? Bu tür şüpheler sadece Türkiye’ye özgü değil. Pek çok ülkede farklı sebeplerle de olsa seçimlere ve açıklanan sonuçlara duyulan güven giderek zayıflamakta. Örneğin İsviçre’de oy verenlerin oranı %40’ın altında.

Bu güvensizliği ortadan kaldırmak üzere 2000lerin başından beri pek çok ülkede teknolojik çözümler kullanılmakta. Ancak bunlar zayıflayan güveni güçlendiremedi. Son örnek İsviçre’den. Bu yılın başında İsviçre Posta İdaresi yeni bir oy verme teknolojisini kullanacağını açıkladı ve tüm dünyadadaki bilgisayar korsanlarına sistemi haklamak üzere meydan okudu. Herhangi bir iz bırakmadan oylarda manipülasyon yapabilecek olana da elli bin dolar ödül vereceğini vaad etti. Yaklaşık bir ay sonra kötü haber geldi. Sistemin yapısı gereği sadece bir değil, tüm oyların arzu edildiği gibi değiştirilebileceği ispatlandı.


Detaylar incelendiğinde bir uzman rahatça şu çıkarımda bulunabilir: Sanki bu bir hata değil de İspanyol firması Scytl’den böyle bir özellik istenmiş. Ancak bunu legalize etmek için de güzel bir kılıf uydurulmuş. Sistemin içine, kullanılan oylarla sayılan oylar arasında bir farklılık olmamasını temin için bir kontrol mekanizması eklettirilmiş. O da ne? Kontrolü yaparken, yeterli yetki seviyesi olan birisi oyların iki yanını da dilediği gibi değiştirebiliyor. Diyelim ki birisi X partisine oy verdi. Yetkili onu Y partisi yapabiliyor; sayım sonucunda da o oy Y partisinin hanesine yazılıyor. Sistem karşılaştırma tablosunda da bir sorun çıkmıyor. X’i Y yapandan ise iz yok!

Oy verme sistemleriyle ilgili en belirgin tutum ülkelerin kamuoyunu şu sorun kümesine yönlendirmeye çalışıyor olması: Dışarıdan gelecek oy değiştirmeye yönelik teşebbüslere karşı sistemin güvenilir olduğunu temin etmek! Peki içeriden yapılacak değişiklikler? Bununla ilgili alınmış olan tedbir sabki şu: “İçeriden böyle bir manipülasyon yapılmaz” varsayımı. Ülkelerin iktidarları, ilgili kamu kurumları için işin bu yönünün gölgede kalması bir avantaj. Yukarıdaki İsviçre örneğinde ilgili kamu kurumu açıklama yapmış ve sistemdeki bu zayıflığı kabul etmiş. Ve eklemiş: “Ama bu zayıflıktan istifade edebilmek için kurumun iç işleyişi hakkında bilgi sahibi olmak gerek”. Bu açıklama şu şekilde yorumlanabilir: Evet bir zayıf nokta var ama bundan ancak biz istifade edebiliriz; dışarıdan saldıracak korsanlar değil!

Peki çözüm nedir? Öncelikle kâğıt-tabanlı oy verme işleminin teknoloji kullanımından çok daha fazla açığı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Kâğıda mührü basarak oy verme sürecinde ülke dışından herhangi bir dijital müdahalenin olma olasılığı yok. Ancak fiziksel ve lojistik anlamda pek çok zayıf nokta var. Başlangıç olarak oy vermek yerine oy sayma süreci dijitalleştirilebilir. Oy pusulaları insan gözüyle değil de tarayıcı cihazlarla okunabilir; kayıt edilebilir.

Oy verme sürecinin de güvensizliği ortadan kaldıracak şekilde teknolojik hale getirilmesi için bugüne dek geliştirilmiş en güçlü çözüm blokzinciri mimarisidir! Blokzinciri yapısında kullanılan oyu hiç kimse değiştiremez! Yeter ki geliştirilecek blokzinciri uygulamasının içine yukarıdaki İsviçre örneğindeki gibi “tedbirler” eklettirilmek istenmesin!

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 157. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu