Mustafa Kemal Amasya’da

Ahmet Yavuz
Mustafa Kemal Amasya’da

Amasya’yı gördünüz mü bilmem. Eğer görmediyseniz en kısa zamanda ziyaret etmenizi öneririm. Gürül gürül akan Yeşilırmak’ın etrafında şekillenmiş yeşil bitki örtüsü, taş ve ahşap karışımı evleri, çeşit çeşit meyveleri… Gerçi son yıllarda yapılan toplu konutlar manzarayı bozmuş ama görülmeye değer bir şehir.

Tabii M. Kemal Havza’dan Amasya’ya 11 Haziran 1919 günü gezmek için gitmemişti. Ordu Müfettişliği devam etmekle birlikte hafifinden bir asiydi. Çünkü İstanbul’a dön emrini dinlememişti. Havza’dan Amasya’ya gidişini bazı zorlayıcı sebeplere bağlamaktadır. (1)

Amasya’da kendisini ziyarete gelenlere ilk söylediği: “Ortada İttihatçılık, İtilâfçılık yoktur; memleket meselesi vardır!” (2)


Derdi ülkesi olanlara, ilk yapılması gerekeni öğretiyor: Ayrılık yok, birlik var.

Anadolu içlerine doğru fiziki olarak ilerlerken telgraf telleri üzerinden de ülke içindeki etkisini yaygınlaştırmaktadır. Işık yayılmakta, etki artmakta ama yavaş yavaş…

Telgrafın ucunda Doğu’da Kazım Karabekir Paşa vardır. Orada iş nispeten kolaydır zira 15. Kolordu Komutanı olarak cepheden tek sorumludur.

Batı’da ise dağınıklık vardır. İç Anadolu, Marmara ve İç Ege’de Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Albay Şefi k (Aker), Albay Bekir Sami (Günsav), Albay Kâzım (Özalp) dağınıklığı toparlamaya çalışan isimlerdir. (3)

Trakya’da Cafer Tayyar (Sadıklar) Paşa aynı maksatla çalışmaktadır. Nitekim M. Kemal, 18 Haziran’da çektiği telgrafta Cafer Tayyar Paşa’ya kesin kararlılığını ifade etmektedir: ”(…) Bağımsızlık gayesinin elde edilişine kadar tamamıyla milletle birlikte, fedakârane çalışacağıma mukaddesatım namına yemin ettim. Artık benim için Anadolu’dan hiçbir yere gitmemek kesindir.” (4)

Bir gün sonra Ankara’dan gelen Ali Fuat Paşa ve O’na eşlik eden Rauf Bey ile Amasya’da buluşurlar.

Bu adımlarla üniformasız bir yaşama hazırlandığını söylemek yanlış olmaz. Zira Padişah’a 14 Haziran’da çektiği telgrafta, hem milletin uyanıklık derecesini övmekte hem de gerekirse istifa edip milletin sinesinde kalacağını ifade etmektedir. (5)

Görevden alınması da gecikmeyecektir. Milletle bütünleşerek liderliğini inşa etme gayretinin bir parçasıdır bütün yaptıkları. Kararlıdır. Engel tanımaz.

İstanbul’da aralarında Halide Edip ve Ahmet İzzet Paşa’nın da bulunduğu bazı tanınmış kişilere mektup göndererek milli mücadeleye davet eder: “(…) Hiçbir kuvvet bu milli azme mani olamayacaktır.” (6)

Milli teşkilatı hayata geçirme zamanının geldiğinden emindir. Anadolu ve Rumeli milli teşkilatları birleştirilecek, bir merkezden temsil ve idare eylemek üzere, Sivas’ta genel bir milli heyet toplanacaktır.

Bu koşullarda Amasya Tamimi’ni 21/22 Haziran gecesi, yaveri Cevat Abbas Bey’e dikte ettirir: Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin temsilcilerinden milli bir heyet teşkil edilecektir. Sivas’ta kongre toplanacaktır. Bu durum, milli bir sır olarak saklanacaktır. Öncesinde Doğu illeri için Erzurum’da bir kongre yapılacaktır. (7)

Bu belgeyi imzalayanlar arasında Ali Fuat Paşa, Rauf (Orbay) Bey ve Refet (Bele) Bey vardır ama son ikisinin belgeye ikircikli yaklaştıklarını Nutuk’tan öğreniyoruz. (8)

Savaş sonrası yolların ayrılmasına yol açan etmenlerden birisinin de, her iki şahsiyetin o günkü tavırları olsa gerek. Çünkü Amasya Tamimi kurulacak cumhuriyetin habercisi gibidir.

Müteakip yazıda İstanbul’un M. Kemal Paşa’yı azliyle devam edeceğiz.

Ahmet Yavuz


Kaynaklar

  1. Nutuk, Kaynak Yayınları, s. 51
  2. Utkan Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk Günlüğü (KAG), 2015, s. 137
  3. Celâl Erikan, Kurtuluş Savaşı Tarihi, Türkiye İş Bankası Yayınları, Hazırlayan: Rıdvan Akın, 2018, s. 43 vd.
  4. KAG, s. 139
  5. Age, s. 136
  6. Age, s. 140
  7. Nutuk, s. 50
  8. Age, s. 52


Ahmet Yavuz