Sigaranın dumanlı tarihi ve Naziler

Mustafa Çetiner
Sigaranın dumanlı tarihi ve Naziler

Şöyle bir söz vardır: "Beyazlar Amerika’daki yerlilerin tümünü yok etti ama onların beyazlardan intikamı hala sürüyor." Gerçekten de tütün insanlığa Amerikan yerlilerinin bir armağanıdır!

Dünya Sağlık Örgütü, Tütün Kullanımı ile Mücadele Türkiye Sorumlusu eski dostum Dr. Toker Ergüder’in söyledikleri bu sözü haklı çıkarıyor.

Dünya Tütün Atlası'na göre geçen yıl dünyada sigaraya bağlı olarak 6 milyon kişi yaşamını yitirdi. Bu altı milyon insanın %80’i düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşıyor."


Amerikalı yerlilerin beyazlardan intikamı Rodrigo De Jerez’in tütün ile tanışmasıyla başladı. Jerez, belki de tütün içen ilk beyazdır. Kolomb’un tayfalarından olan bu adamın şeytan tarafından ele geçirildiği, bu nedenle tütün içtiğine inanılmış, hapis cezasına çarptırılmıştır.

1535 yılında yeni kıtaya ulaşan Jacques Cartier isimli tüccar tütün içen yerlileri şöyle tanımlıyordu:

Vücutlarını, ağızları ve burunları sanki birer bacaymış gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlardı; biz de onları taklit ettik. Ancak duman biber gibi acıydı ve ağzımızı yaktı."

Soylu bir işti tütün

Jean Nicot, Fransa’da tütün kullanımını yaygınlaştıran kişidir ve “nikotin” sözcüğünün de isim babasıdır. Aynı işi İngiltere’de bir aristokrat olan maceraperest şair Sir Walter Raleigh yapmıştır.

O yıllarda tütün içmek soylu bir işti. Hatta tütün içicileri üzerlerine tütünün kokusu sinmesin diye “smoking jacket” ismi verilen giysiler giyerlerdi.

Erkekler, önemli konuların tartışıldığı sigara salonlarına bu şık elbiseler ile giderdi. Sözünü ettiğim elbise daha sonra tüm seçkin davetlerde giyilen bir giysiye dönüştü ancak ismi aynı kaldı: Smokin.

Amerika’da tütün üretimini bir endüstriye çeviren John Carew Rolfe’dur. Bu adam Virginia’da rahatsız edilmeden rahat ekim yapabilmek için yöredeki bir Kızılderili reisinin kızıyla evlendi.

Kızın ismi Pocahontas’dı.

Yani Disney yapımın bize sunduğu çizgi karakter “Pocahontas”, hiç de sanıldığı gibi masum bir kahraman değildir.

Virginia’da ilk ticari tütün ekiminin yapıldığı 1612 yılını izleyen 10 yıl içinde  tütün eyaletin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle iş gücü kullanılmaya başlandı.

İlk sigara makinesi

İlk sigara yapan makine 1881 yılında John Bonsack tarafından geliştirilmiş ve bu makine sayesinde günde 120.000 sigara üretilebilmesi mümkün olmuştur. Bir makine 48 işçinin yaptığı işi tek başına yapabiliyordu. Güvenli kibritin de keşfiyle sigara fiyatları 19. yüzyıl başında hızla düştü. Sadece 1895 yılında Kanada’da satılan sigara sayısı 66 milyona ulaştı.

İlk sigara yasaklarından biri Rus Çarı Aleksis tarafından konulmuştur. Ceza, suçun tekrarlanması halinde artıyordu. Kırbaçlama, burun kesme ve Sibirya’ya sürgün.

IV. Murad da sigara yasakçıları arasında ünlüdür. Sultan, 1631 büyük İstanbul yangınını tütün içen sarhoş yeniçerilerin çıkardığına inanıyordu.

Bu yasakçıların en naifi Fransa Kralı XIII. Louis idi. Louis tütün içebilmek için hekim reçetesi zorunluluğu koydu.

Ama ne gam, hekimler zaten baştan beri tütün-sever idiler.

Bakın bir hekim tavsiyesi, yıl 1690:

Hamile kadınlar eğer karınlarında taşıdıkları bebeklerini besleyemiyorlarsa sigara içmeliler. Eğer mide tam çalışmıyorsa tütün midenin çalışmasını uyarır, bebeği besler.

Tütünün en popüler olduğu yıllar Dünya Savaşı yıllarıydı. Sigara üreticileri bu süreçte çok büyük karlar elde ettiler. Şu slogan II. Dünya Savaşı'nın bilinen bir sloganıydı: "We need tobacco as much as bullets" yani "kurşuna gereksinimimiz olduğu kadar tütüne de var."

1943: Dünyada salgın

1943 yılına gelindiğinde dünya yetişkin nüfusunun %60-80’i sigara içiyordu.

İlginçtir, sigaraya karşı ilk tavır alanlar Naziler idi. Sigaranın kanser yaptığı iddiasını araştıran ilk epidemiyolojik çalışma, Führer’in kendi banka hesabından karşılanmıştır.

Nazilerin, tarihin ilk sigara karşıtı kampanyalarını yürüttükleri ve ilk kez bilimsel olarak sigaranın insan sağlığına olan zararlarını gösterdikleri bilinmektedir.

Sigara karşıtı bu çalışmaları Naziler yaptığı için, çalışmaların uzun yıllar Avrupa’daki bilimsel dergilerde yer alamadığı bilimsel önyargı örneği olarak anlatılır. Bu tavrın temelinde insanlığa karşı sayısız suç işlemiş olan Nazilerin hiçbir biçimde doğru bir iş yapamayacakları düşüncesi veya onları hak etmedikleri biçimde "yüceltme korkusu" vardı.

Oysa British Medical Journal’da Aralık 1996 tarihinde yayımlanan başka bir makale, Nazilerin sigara konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını açıkça ortaya koyuyordu.

Makaleye göre Naziler, 1930-40’lı yıllarda sigara reklamı yapılmasını ve kadınların sigara içmelerini yasaklamışlar, dahası sigara konusunda tıp tarihinin en önemli epidemiyolojik çalışmalarından birini yürütmüşlerdir.

Kaynaklar, söz konusu çalışmaların önemli bir bölümünün Hitler tarafından bizzat desteklendiğine ve kişisel servetinden çok önemli paraların çalışmalara kaynak olduğuna dikkat çekmektedir.

Hans Reiter, Hitler’in sigara karşıtı çalışmalarda görevlendirdiği önemli bir bilim adamıydı ve nikotini "insanlığın en büyük düşmanı" olarak nitelendiriyordu.

Savaşın sürdüğü yıllarda Alman kentlerinin neredeyse %60’ında kamuya açık alanlarda sigara içmek yasaklanmıştı. Sadece Hitler değil, 20. yüzyıl Avrupa’sının diğer faşist liderleri Mussolini ve Franco da sigaraya karşı idiler ve kesinlikle tütün ve ürünlerini kullanmamaktaydılar.

Tütün bağımlısı ünlüler

Buna karşılık Stalin, Roosevelt ve Churchill ciddi birer tütün bağımlısı olarak tarihe geçmişlerdir. Stalin’in purosu, Roosvelt’in cigarı, Churchill’in ismini verdiği purosu meşhurdur.

Konuyla ilgili bir diğer ilginç nokta her konuda Hitler’in istediklerini büyülenmişçesine yerine getiren Almanların tütün konusunda Hitler’i pek dinlememiş olmalarıdır. Nitekim Nazilerin tüm çabalarına rağmen özellikle iktidarlarının ilk 6 yılında Almanya’da sigara kullanımı hızlı biçimde artmıştır. Oysaki aynı dönemde sigara karşıtı hiçbir hareketin olmadığı Fransa’da sigara kullanımındaki artış çok düşük bir oranda kalmıştır.

Bilim dünyasının uzun bir süre Nazilerin sigara karşıtlığını görmezden gelmeleri bir “bilimsel önyargı” sayılır mı, bilmiyorum. Ancak sormadan edemiyorum, acaba sigara karşıtı bu çalışmalar batılı bilim adamlarınca daha önce önemsenseydi sigara kurbanlarının sayısı biraz olsun azaltılabilir miydi?

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.