Psikiyatri Profesörü Dr. Orhan Öztürk 94 yaşında, ülkemiz psikiyatri dünyasının önde gelen hocalarından.. HBT’nin çok yakın izleyicisi, bizim Merak üzerine aylık konferanslarımızı duyunca çok sevindiğini çok önemli bulduğunu belirtti ve üstelik merak üzerine çok güzel bir yazı gönderdi. Öztürk hocaya uzun ve sağlıklı bir ömür dilerken, makalesini size kapaktan sunuyoruz.
Sayın Öztürk, İngilizce ‘curiosity’ sözcüğünün Türkçede tam karşılığının olmadığını, bizdeki merak sözcüğünün “halkın dilinde daha yaygın olarak kaygılı, endişeli bir bekleyiş anlamını taşır. Merak, belli şeylere heves, düşkünlük anlamında da kullanılıyor, güzel giyinmeye, yemeye, içmeye, oyuna meraklı gibi” diyor ve sürdürüyor: “Bilim ve sanat, bilme merakının hem ürünü, hem üreticisidir. ‘Benim özel yeteneklerim yok, bende sadece tutkulu bir bilme merakı (curiosity) var’ diyen Einstein bilme merakını narin bir bitkiye benzetir; ‘bu bitkinin en önemli besini uyaranlar ve özgürlüktür’ der.”
Dahası var: “Yüzlerce yıl bilisizlik (cehalet) içinde bırakılmış Anadolu toplumunda yeni şeyler öğrenme, keşfetme gereksinimi ne kadar duyuldu? Osmanlılar Mısır’da 350 yılı aşan bir süre (1517-1882) kalmışlar, ülkeyi yönetmişler. Ama Mısır’daki piramitlerin içindekilerini, tarihlerini merak eden, inceleyen bir Osmanlı çıkmamış...”
Öztürk: “Altmış beş yılı aşan ruh hekimliği yaşamımda edindiğim deneyimlere, gözlemlere dayalı olarak bu merak eksikliğinin kökenlerini, kişilik gelişmesi üzerindeki etkilerini bir deneme niteliğinde irdelemeye çalıştım ve2013’te “Özerk Benlik, Kul Benlik- ‘Biat’ Toplumunun Ruhsal Kökenleri” başlığı altında bir kitap olarak yayınladım. Fazla bir merak uyandırdığını söyleyemem.”
Zengin bir içerik
Nilgün Özbaşaran Dede, bilim dünyasında yaşanan son gelişmeleri derledi: Keto diyetinin gribe karşı etkili olup olmadığı, iklim değişikliğinden en çok çocukların etkileniyor olduğu bulgusu, yazmak ve okumanın demanstan koruduğuna dair haber ve daha birçok farklı gelişme, Araştırma Gündemi’nde sizi bekliyor.
Prof. Orhan Öztürk gibi Cehalet üzerinde önemle durduğunu bildiğimiz Doğan Kuban hocamız, yazılarına dur durak bilmeden devam ediyor. Yazısında, tapılacak kutsal imge; para kavramı üzerinden çevredeki olgulara karşı toplumsal kayıtsızlığı ele aldı. Erdal Musoğlu ise iklim değişikliğiyle baş etmenin yolunu arayan bir dünyada Çin’in “Yeşil Yeni Sözleşme” ile üçüncü sanayi devrimindeki rolüne odaklanıyor.
Ali Akurgal ile birlikte düşünmeye devam ediyoruz. Akurgal, sağlık alanındaki son trendleri inceleyerek bu sefer antibiyotiklerin yerini hücre eğitiminin alacağını tartışıyor.
Beyin-bilgisayar arayüzleri
Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Türker Kılıç ve Kadir Sümerkant, nörobilimin yeni araştırma alanı beyin-bilgisayar arayüzlerini birlikte kaleme aldı. Bu alan, birçok teknolojiyi bir araya getirerek insanların bilgisayarlar ile sadece beyin aktivitelerini kullanarak etkileşim kurmalarını sağlamayı hedefliyor. Oldukça ilgi çekici.
Beslenme köşesinde ise bugüne kadar belki de hiç duymadığınız ama vücudunuzun ihtiyacı olan bir besin maddesini gündemimize aldık: Hayvansal bir molekül olan kolin nedir, nereden alınır, vegan ve vejetaryenler ne yapmalı?
Bir büyük bela: Grönland’daki buzullar erimeye devam ediyor. Öyle ki bu yıl 329 milyar ton buzul kaybetti. Peki ama bu deniz seviyelerini nasıl etkileyecek? Buzul bilimcilerin 6 milyon dolarlık projeyle hangi koşullarda gerçeklere ulaşmaya çalıştığını dergimize taşıdık.
Yazarımız Tanol Türkoğlu, Dijital Kültür köşesinde, yaşam formunun üst insan formuna çıkması için yapılan çalışmalardan bahsederek insan ırkının gezegen üzerindeki egemenliğini Yapay Zekâ üzerinden sorguluyor.
Kanser yeni bir sağlık sorunu değil
Avustralya, New South Wales Üniversitesi’nden Haluk Ertan, kanserin tarihine farklı bir bakış aratarak, bulunan 240 milyon yıllık kanserli kemiği gündemine alıyor; kanser sanıldığı gibi yeni bir sağlık sorunu değil.
Mustafa Çetiner ise Güncel Tıp köşesinde “Akademi ve Bilim” yazı dizisine devam ediyor. Grip aşısı tartışmaları her sene olduğu gibi yine alevlenirken Çetiner, bu tartışmaların bilim dışı çizgiye çekilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
Türkiye’de bir ilk: %100 tablet temelli İngilizce eğitimi. Tabletle multimedya destekli yabancı dil eğitimini Atılım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Meltem Huri Baturay’dan okuyoruz. İstanbul Kültür Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Prof. Dr. Dursun Koçer ise Türkçe Gökbilim Terimleri Sözlüğü’nü, basımının 50. yılında değerlendirdi.
Türkiye’nin tek ve dünyanın da sayılı birkaç haftalık bilim dergilerinden oln HBT sizinle var ve var olmaya ancak sizinle devam edecek. Bu sebeple HBT’yi yaymanız çok önemli. Hiç okumayanlara, bilmeyenlere dergimizi tanıtma misyonu edinin. Çünkü bilimin ışığını daha fazla insana yaymak istiyoruz. Bu konuda HBT’nin sizlere ihtiyacı var.
Şimdiden iyi okumalar. Haftaya yeniden buluşmak üzere..