Babalar: Hor görme garibi! Çocuklara ilgili babalar aranıyor…

Editör ne diyor?

Babaların etkisi çocuk eğitiminde hep yok sayıldı. Rolleri o denli küçümsendi ki pek çok Batılı ülkede babasız çocuk büyütme bir moda haline geldi. Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde devletin de desteğini alan bekâr anneler, resmi bir baba figürü olmadan çocuk büyütmenin hiçbir sakıncası olmadığına inanıyorlar. Gerçekten baba gerekli değil mi?

Son bilimsel araştırmalar bunun tam tersini söylüyor. Bilim diyor ki eğer ruhen ve bedenen sağlıklı bir çocuk büyütmek istiyorsanız babanın da en az anne kadar çocuk ile ilgilenmesi gerekiyor. Üstelik baba olmanın gereklerini yerine getirmek babanın ruh ve beden sağlığını olumlu yönde etkiliyor.

Bakın son araştırmalar neler diyor: Babaların hormonlarında değişiklik meydana gelir. Bebek sahibi olan erkeklerin östrojen, oksitosin, prolaktin ve glukokortikoid hormonlarında artış görülür. Testosteron düzeyinde ise düşüş belirgindir. Bilim insanlarına göre bunun evrimsel nedeni, erkek saldırganlığında düşüş yaratarak bebekle daha fazla ilgilenmesini sağlamak. Ayrıca babanın beyninde yeni sinir hücreleri oluşur. Bebek, babanın yaşamına yeni bir boyut katar.


Anneler bu yeni bulgulara itiraz eder mi? En azından anneliğe övgüler düzen toplumlar, babanın çocuk üzerindeki etkisine yeterince ilgi göstermeyerek, yalnızca erkeklere değil kadınlara ve çocuklara ne kadar büyük zarar verdiklerinin farkında mı? Bizim gibi babanın otoriter bir figüre dönüştürüldüğü toplumlarda kişiliği tam olarak geliş(e)meyen bireylerin çokluğu sizi düşündürmüyor mu? Dört dörtlük bir dosya, Reyhan Oksay hazırladı, kaçırmayın! 

92’lik delikanlının bilime katkısı!

Bu sayımızda Bozkurt Güvenç bilime bir katkıda bulunuyor “Aynalardaki optik görüntülerin geometrik açıklaması” başlıklı yazısında. Soru şu: “Göz nasıl oluyor da üç boyutlu mekânın aynadaki iki boyutlu görüntülerini de üç boyutlu olarak algılıyor?” Hoca 92 yaşında bu soruyu merak ederek geometrik yanıtını veriyor. Yazısında çıkarsadığı bir de felsefi sonuç var: İnsan, hayattaki gerçekleri algılayabilmek için, karanlık geçmişe değil, aydınlığa, aydınlatanlara ve aydınlanmaya yönelmeli. Karşıtların eşitliğini savunan Atinalı filozof Herakleitos “Hayatta görünmeyenler görünenlerden önemlidir” demişti.

Evet bilim görünmeyenleri, bilinmeyenleri merak ettiği için “sorun çözücü” ve olayları anlatıcı olarak büyük etkiye sahip. Bozkurt Hoca’ya teşekkür.

Bir diğer 92’lik, “Cumhuriyete kanat geren” aydınımız Doğan Kuban, “Türkiye, 1950-2018” yazısında, “Türkiye’nin çağdaşlaşma dengesini bozan Demokrat Parti iktidarıdır” diyor ve önümüzdeki yakın geleceğin bize sürprizler hazırladığını anlatıyor.

Biraz da sondan başlayalım, Mercan’ın hazırladığı son sayfada, bu kez kediler başrolde: “Kediler sizi anlar, ama siz kedileri anlayamazsınız.” Çok güzel bir inceleme. Bekir Onur, “Eğitimde soyut /somut ikilemi”ne, toplumsal tartışmalardan yola çıkarak, yeni bir bakış geliştirme uğraşısında.

İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Tuğçe Ezgi Soyaltın “Bilim insanları gençleşmenin sırrını bulmaya yaklaşıyor mu” sorusunu, “Emsalsiz DNA buluşu” yazısında irdeliyor. Bilim ve Üniversite sayfamızda, Mark Buchanan, yaşama bütünsel bakıyor: Günümüzün en önemli sorunları, dünyanın nasıl her bir parçasının bir diğerine bağlı olduğu bütünsel bir ağ örgüsü sistemi şeklinde işlediğini, kolektif olarak algılayamayışımızdan kaynaklıdır” diyor. Çok önemli! Atılım Üniversitesi’nden Günseli Gümüşel’in geçen haftaki yazısının devamı “Milli Mücadele Dönemi: İstanbul ve Anadolu mitinglerinde Türk kadını”, kaçırmayın! Tuba Mutluer “Okul korkusu ve ötesi”ni yazdı.

Müfit Akyos, günlük hayatımızın ve merakımızın dışında kalan bir konuyu ele aldı: “Küçük Prens’in asteroidine yolculuk”. Erhan Karaesmen “Akılsız ve çirkin şehir olayı”na bakıyor. Mustafa Çetiner “Akademi ve Bilim” serisini 28. yazısıyla sürdürüyor. 

Tanol Türkoğlu, “Gerçek ötesi dijital obezlik” yazısında, bugünü anlamakta zorlanan bireyin gerçek ötesi kolay dünyanın tuzağına düştüğünü yazıyor.

Yeni teknolojilerin yaygınlaşma hızı günümüzde 7 yıla düştü! Grafik listemizi inceleyin. Bir orman düşünün, tüm ağaçları öz kardeş, toprak altında büyük bir ağ içinden dışarıya ürüyorlar: Titrek kavak ormanı tehlikede!

Bir önemli konuşmanın özeti, Bilimler Akademisi’nin önemli konuğu Günter Stock: “Tüm buluşların temelinde temel araştırmalar var.”  Bir söyleşi var: Bir bulut teknoloji şirketinin sahibi Beloussov: “Verilerinizi korumak için tek çare blok zinciri.”

Geçtiğimiz Cumartesi nefis bir konferans izledik: HBT’nin aylık konferansı, Cem Say’ın 50 soruda Yapay Zekâ kitabı üzerinden derinleşti! Bir sonraki ise 1 Aralık’ta: Black Mirror! Neden kaçırıyorsunuz ki konferanslarımızı!

Daha çok çok konu, karıncanın evrimsel gelişme sonucu matkap çeneye sahip olmasından tutun, yeni araştırmalara, teknoloji vitrinine, alerji gibi diğer köşelere kadar, size büyük bir seçki yapabileceğiniz dolu dolu bir dergi...

HBT geleceğe bakıyor, sizlerle birlikte, tüm Türkiye’ye selâm göndererek! Bilimde kalın bizde kalın, her hafta!

Sevgiyle…

*** 

Doğu illerinde öğretmenlere dergi aboneliği hediye etmeye ne dersiniz?

Biliyorsunuz, siz okurlarımızın katkıları ile öğrencilere kimi zaman da öğretmenlere hediye dijital ya da basılı dergi aboneliği veriyoruz. Onlardan gelen geri bildirimler son derece önemli ve çıktığımız yolun ne kadar aydınlık olduğunu gösteriyor.

Siirt’in Kurtalan ilçesinden bir öğretmenin çağrısı var: “Derginizin öğrencilerimiz için çok faydasını görüyoruz ve göndermiş olduğunuz 10 adet dergiyi Kurtalan’da 3 okulun öğrencileri takip etme imkânı buluyor. Çocuklar gerçekten dergiyi zevkle okuyor. 1 yıllık aboneliğimizin sona erdiğini öğrendik. Ama mümkünse devam etmesini rica ediyoruz. Bu isteğimizi dikkate alırsanız çok memnun oluruz” diyor. Siirt’teki öğretmen gibi başka eğitimciler olduğunu da biliyoruz. Bu yüzden onların sesini buradan duyuralım istedik.