Dışarıya göç eden beyinlerin ülkeye maliyeti 243 milyar Dolar

Editör ne diyor?

En büyük sorunumuzun, Türkiye’nin iyi yetişmiş beyinlerinin göçü olduğunun bu ülke farkında mı? 2017’de göç edenlerin sayısı bir önceki yıla göre %42 oranında artarak 240 bini aşmış. Yetişmiş beyin göçünün ülkeye maliyeti için daha korkunç bir rakam var: 243 milyar Dolar.

Biliyorsunuz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bir süre önce yurtdışında çeşitli ülkelerde bilim ve teknoloji alanında çalışan, bu ülkeden göç etmiş nitelikli insanlarımızı geri getirmek için bir program açıklamıştı. 24 bin lira maaş 1 milyon TL araştırma bütçesi vb. Bugüne kadar geri dönüş için Bakanlığa başvuru oldu mu bilmiyoruz. Aslında çok da merak ediyoruz! Şüphesiz bazıları gelecektir, istenen nitelikte ve istenen insanlar mı bilmiyoruz.

Derken bu kez TÜBİTAK’ın Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı açtığını gördük: “Ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan alanlarda yürütülecek projelere katkı sağlamak üzere alanlarında yaptıkları üst seviye bilimsel ve/veya teknolojik çalışmalar ile temayüz etmiş ve yurt dışında çalışma deneyimine sahip başta Türk bilim insanları olmak üzere, nitelikli araştırmacıların yurtdışından Türkiye'ye gelmelerini teşvik etmek ve çalışmalarını Türkiye'nin önde gelen akademi, sanayi kurum ve kuruluşları veya kamu kurumlarında yürütmelerini sağlamak için destek verilecek.”


Ülkece çırpınıyoruz. Çünkü iktidar bir süredir fark etti ki, biz gelişmiş beyin güçlerini özellikle bilim ve teknoloji alanlarında üretime seferber edemezsek, ülke ekonomisinin yaratıcı bir üst aşamaya yükselmesi mümkün değil. 10 yıldır 10 bin Dolar milli gelir darboğazında sıkışmış kalmış ve üstelik patlayan krizle de gerileyen sanayi ve ekonomiyi geliştirmek ve niteliğini yükseltmek ve zenginlikler yaratmak başka türlü olmuyor. Ekonominin BT ve inovatif karakter kazanması gerek.

Her zaman nitelikli araştırmayı destekleyen bilim insanımız Prof. Dr. Metin Balcı, Bakanlığın ilan ettiği çağrıyı irdeleyen, amacına ulaşıp ulaşamayacağını araştıran, eksiklerini vurgulayan bir yazı karşınızda. Umarız Bakanlığın da ilgisini çeker... Metin Balcı, baştan söyleyelim, bu kapsamı ile programın başarıya ulaşma şansını az görüyor ve ayrıca ülkemizde liyakat ve ifade - düşünce özgürlüğünde kısıtlayıcı ülke atmosferine dikkat çekiyor. Aydınlatıcı bir yazı, biz de beyin göçüyle ilgili bazı saptamaları toparlayarak yazıya katkıda bulunmaya çalıştık.

Bugün tartışmamız gereken, acaba neden göç ediyorlar sorusudur. Çünkü kalite bakımından Türkiye alabildiğine yoksullaşmanın sürdüğü bir ülke konumunda.

Yazarlarımız çok iyiler

Kuban Hoca ülkemizdeki cehaletin kökenlerine inmeyi sürdürüyor. Bu kez bu sorunu resim ve heykel ile İslam’da dışlanmasının maliyetini gündeme getiriyor: Modernite’den, Rönesans’tan bilimden dışlanma! Kuban, Kuran’da olmayan resim yasağını koyan ulemaların etkisinin İslam dünyası üzerinde sürdüğünü düşünecek olursak... Resim ve heykelden dışlanma, bilimden dışlanmaktır.

Yerel seçimlere giderken, Müfit Akyos yerel yönetimlerle kalkınma ilişkisini, üçüncü yazısıyla sürdürüyor. Sosyal yeniliklere katılım, kent konseylerinin görevi, kır-kent ilişkisi ve yerel yönetimlerin rolü yazının ana konusu.

Tanol Türkoğlu, “Geleneğin son kullanım tarihinin geçmiş olduğunu insanlara kabul ettirebilmek için, ilerlemenin sağladıkları çok daha fazla olmalı” diyor. Tanol’un aylık yazısı “Dijitalem” tam bir dijital dünya fenomeni, kaçırmayın. Erdal Musoğlu, aylık yazısında büyük kentlerin temel sorunu “Trafik Kaosu”na yeni çözüm yaklaşımlarını ve başarılı uygulamalarını yazıyor. Tınaz Titiz, ilginç bir yaklaşımda bulunuyor “Tohum” yazısında: Sorun alanlarını “tohumlama” yoluyla nasıl iyileştirebiliriz? 

Cem Say “Blok Zinciri” yazı serisine başladı. 5 bölümlük yazının ilki “Merkezden nasıl kurtuluruz?” başlığını taşıyor. Bekir Onur eğitimde birey ve toplum ilişkisini inceliyor: Eğitimde kültüre duyarlı yaklaşım ve önemi.  Yazıyı şiddetle öneririz. Çünkü eğitim baş sorunumuz. Atılım Üniversitesinden Hande Emin Benli, “Sosyal bir ahlak teorisi kurmak üzerine, girişimcilik ve beşeri davranış kuralları” ile dergide. Kültür Üniversitesi’nden “Oyun geliştirmeye giden yol haritası: nasıl oyun yaparım” yazısı ve BAU’dan Meltem Bilikmen, “Bilince dair 10 sorun” dizisinin ikincisini sunuyor. 2018’den fotoğraf karelerini de son sayfada bulacaksınız.

Hepsinden bahsedemiyoruz, ama tüm bunlara ek olarak haber sayfalarıyla HBT sizlere merhaba diyor.  

Umutla ve başarıyla dolu yeni bir yıl diliyoruz tüm okurlarımıza. İyiye, biliyoruz ki çoğalarak ulaşacağız.

Sevgiyle ve dostlukla. Gelecek haftaya kadar.