Ekonomide sıçrama yapamıyoruz, zenginleşemiyoruz! İşte 3 temel neden…

Editör ne diyor?

Narenciye ürünlerinden otomotiv sanayii ürünlerine kadar geniş bir yelpazede, ülkemizin birim ihracat fiyatları diğer ülkelerin birim fiyatlarının önemli ölçüde altında. Her kategorideki ürünlerde Türkiye rakiplerine göre daha az katma değer yaratıyor. Bu konuyu sıklıkla gündeme getiriyoruz çünkü çok önemli. Kapağa taşıdık bu kez. Dr. Erbil Payzın yazdı ve bu tıkanıklığa yol açan nedenleri sıraladı. Ucuz işçiliğe dayalı rekabet, yenilik yapmayan ya da yapamayan firmalar, ülkenin marka değerini düşük olması, yorumlar, grafikler... Payzın gerçekten özenli bir çalışma yaptı, en büyük 500 sanayi kuruluşları arasında ARGE yapan şirketlerin sayısının da ne kadar az olduğunu hatırlattı. Yüksek teknolojiyi bırakın, öncelikle varolan ihracat mallarımızın teknolojik özelliklerini hızla yenilikçi yapmamız ve dış satım değerini artırmamız çok önemli bir sorun.

Bu bağlamda, İstanbul Metro ARGE’sinde ilk yerli ve milli Tram34’ün üretime hazır hale getirilmesi çok önemli. Ülkenin 12 yıl içinde 19 milyar Avroluk raylı sistemlere yatırım yapılması öngörülüyor. Bugüne kadar ülkemizde bu yatırımlar için büyük bir seferberlik ilan edilmesi gerekirken bu yapılmadı. Şimdi Metro İstanbul’un öncülüğü çok önemli.

Yapay zeka yarısını ChatGPT ile biliyorsunuz geçtiğimiz haftalarda kapağa taşımıştık. Teknoloji şirketleri arasında bu alanda büyük bir rekabet var. Şimdi de Google Palm2’yi tanıttı. Matematik, kodlama, muhakeme, çok dilli çeviri ve doğal dil oluşturmada iyi ve akıllı telefonlarda da kullanılabilecek.


Pankreas kanserinde devrim

Pankreas en sinsi kanser türlerinden biri. Hastaların 5 yıl hayatta kalma oranları sadece %9. Bu kanser türünün hem teşhis hem de tedavisinde devrim niteliğinde gelişmeler yaşanıyor. Reyhan Oksay 2 önemli gelişmeyi yazdı. İlki kişiye özel deneysel bir pankreas aşısı, tedavide dönem noktası olacağı söyleniyor. Diğeri de yapay zeka aracılığı ile teşhisin öne alınabilmesi. 3 yıl önceden tahmin edilmesi de son derece önemli.

Yeni rekabet: Uzay madenciliğinde Türkiye nerede?

Uzay madenciliği pek bilinmeyen bir alan. Aynı zamanda uzay kolonizasyonu için de kaldıraç görevi üstlenen bir disiplin. Bu konu üzerine çalışan bir bilim insanı birlikteyiz: University of New South Wales (UNSW) Maden Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Serkan Saydam. Dokuz Eylül Üniversitesi’nden mezun olup doktorasını da orada veren Saydam, şu anda Avustralya Uzay Mühendisliği Araştırmaları Merkezi’nin (ACSER) direktör yardımcısı. Batuhan Sarıcan, Prof. Saydam’la uzay madenciliği ve uzayda insan kolonizasyonu üzerine konuştu.

Ayrıca söz uzaydan açılmışken, Mars’ta tuzlu su izleri ve pirinç yetiştirilebilecek bir ortam bulundu.

Kavramlaşamayan dil ve cehalet

“Cehaleti temel hastalık olarak görüyorum. Kanımca Osmanlı kültürü ithal ettiği sözcükleri toplum katında kavramlaştıramadığı için toplum cahil ve gelişmemiş düzeyde kaldı. Arapça ‘Cehl’ sözcüğünü halk anlamaz. Ama cahil derseniz kafanıza bir şey vurabilir. Halk Arapça bilmediği için ‘cehl’ kökünden kavram üretemez. Oysa Cumhuriyet düşüncesi ulus ve dille birlikte geliştiği için, bilmek kökünden, 50’ye yakın sözcük üretmiş”. Doğan Kuban’ın eski tarihli yazısından…

Tanol Türkoğlu’nun ise dijital manipülasyonu kaleme aldığı yazısı ufuk açıcı. Ali Akurgal grafen ile ilgili yazısını bu hafta da sürdürdü. Grafen yarı iletken olarak kullanabiliyor peki karbon salınımı azaltabiliyor mu? Lale Akarun ise yapay zeka kötüye kullanılabilir mi, diye soruyor.

Deney hayvanları ile yapılan çalışmalar yıllardan beri bilim dünyasında, bir tarafta etik endişeler nedeniyle, diğer tarafta ise önemli bir ihtiyacın giderilmesi nedeniyle tartışmalı olan, ancak bir o kadar da önemli bir çalışma türüdür. Bilimsel araştırmalarda hayvan modellerinin önemini Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Timuçin Avşar yazdı. Mustafa Çetiner ise baharın gelmesi ile artan kronik yorgunluğu anlattı.

Felç vakaları %50 arttı... Ne yapılabilir?

Dünya Sağlık Örgütü verileri 2005 yılından bu yana felç olaylarının dünya çapında %50 oranında arttığına işaret ederken, Dünya Felç Örgütü tarafından yayımlanan bir raporda da, her yıl 12 milyon “yeni” felç olayı yaşandığına dikkat çekiliyor. Bu durum her dört kişiden birinin yaşamı süresince felç geçirebileceği anlamına geliyor. Rita Urgan derledi.

Kalp sağlığı açısından en iyi diyet hangisi? Murat Altaş’ın hazırladığı Bilim ve Beslenme’de.

Atatürk’ün eğitim kıvılcımları

''Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyoruz. Gür alevler halinde geri dönmelisiniz!'' demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Almanya’da "Yeni dalga Türk göçmenlerin oluşturduğu bir ekip", pırıl pırıl kendi alanlarında çok başarılı işler yapan genç insanlar bunlar, onca işlerinin arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına yönelik bir proje başlattılar. Odakları Atatürk döneminde Cumhuriyet vizyonu ile yurt dışına gönderilmiş 100’lerce kişi ile ilgili arşiv çalışması yapmak ve Cumhuriyet'in 100 yıl sonra geldiği noktayı farkı açılardan değerlendirmek.

Bunu anlatmak için Herkese Bilim Teknoloji dergisine özel bir yazı hazırladılar. Amaçları Türkiye’nin ikinci yüzyılında eğitim ve kalkınma politikalarına ışık tutmak. Cumhuriyetin Aydınlanma Öncüleri projesi adına: Emre Tek ve Ayşegül Turan yazdı. Ve Türkan Saylan... O’nun başarısının sırrı ‘yetinmemek’ti. Kıt kaynaklarla da olsa yararlı şeyler yapabilen, insanın ancak üreterek mutlu olacağını düşünen ve bunu daima savunan biriydi. Kültür Üniversitesi’nden Dr. Meral Madenoğlu Kıvanç, Saylan’ı anlattı.

İnsan vücudundaki elementler hangileridir? Meraklı’nın Köşesi’nde. Ağaçlar nasıl ölür? Niye ölür? Yoksa sanki ölmüyor mu? Meraklı Çocuk sordu Mercan Bursalı yanıtladı.

Siz yine de beklentilerinizi yüksek tutun...

Beklentilerin yüksek tutulması, gerçekçi oldukları sürece, insanları değişiklik yapmaları yönünde tetikleyen bir etki yaratabilir.

Alzheimer hastalığının seyrini yavaşlatan yeni bir ilaç, Taş devrine ait bir eşyadan ilk kez DNA’nın yalıtılması, dünyamızın sonunun nasıl geleceği, kısa vadeli belleğimizin bizi nasıl yanılttığı… Ve diğerleri Nilgün Özbaşaran Dede’nin Araştırma Gündemi’nde.

Hayvanlar Dünyası’nda da bu hafta birbirleri ile görüntülü konuşma yapmayı öğrenen papağanları ve doğum sonrası birbirlerinden ayrılan kutup ayısı ikizlerin yıllar sonra kavuşmasını okuyacaksınız.

***

Bir haftayı daha geride bırakırken, yaşadığımız seçimlerden sonra kurulacak yeni iktidarın bilim, teknoloji ve üniversite-eğitim konularında ülkemizi hızla çağdaş düzeye ulaştıracak önlemleri, politikaları alarak aydınlığa kavuşturacak bir raya oturtması en büyük dileğimiz. Sonuçları görmeden dergiyi hazırladık. Umarız her şey çok güzel olacak.

Bilim, bilgi, yüksek değerli eğitim ve üniversite. Ve bilim okuryazarlığını ve tüm ülkede merakı kışkırtacak, bu ülke gençlerine bu ülkede yaratıcılıklarını gerçekleştirecek olanaklar yaratılması. En büyük dileğimiz.

HBT bunun için var! Yayalım ve destekleyelim lütfen…