Hem enerji krizini hem küresel ısınmayı durduracak sessiz devrim: Füzyon enerjisi

Editör ne diyor?

Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, COP27’nin 6 Kasım’da başlayan zirvesi hem günümüz siyasetinin hem de küresel kapitalist sistemin hali mecalini tüm çıplaklığı ile ortaya koyan bir tiyatro sahnesi. Ülkeler kendi dertlerine gömülmüş, varoluşlarının ve geleceklerinin asıl kaynağı olan gezegen ağır hasta, ama hiçbirinin umurunda değil. Bir adım ileriye bakacak ne istekler var ne de kendi dertlerinden ve çıkarlarından başlarını kaldıracak fırsatlar.. Hal öyle olunca da sorunlar daha da derinleşiyor. Küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin etkileri artık her yerde. Avrupa’da bu yaz aşırı sıcaklardan en az 15 bin kişi yaşamını yitirdi, ABD ve birçok Asya ülkesi seller, tayfunlar ve hortumlarla cebelleşti, binlerce can kaybı oldu. Türkiye’de kuraklık hiç olmadığı kadar fazla ve bunun tarıma etkisini hepimiz yaşıyoruz.

Tüm raporlar ülkelerin verdikleri sözleri yerine getirmediklerini gösteriyor. Gezegeni 1.50’nin altında tutmak için yapılması gerekenler yapılmadı. Mali vaatler de tutulmadı. Peki COP27’de ne kararlar alınacak? Ülkelerin bu kararların arkasında durması için ne yapılmalı? Bu haftaki dosya konularımızdan biri küresel ısınma ve gezegenin geleceği. Durum umutsuz mu? Yoksa?

Ama durun sessizce aslında tüm sorunlara çözüm olabilecek bir teknoloji üzerinde hızlı adımlarla ilerleniyor. Adı füzyon enerjisi. Eğer ticari olarak yaşama geçirilebilirse hem enerji krizine hem de küresel ısınmaya son. Yani bir taşla iki kuş. Bir düşünün örneğin 1 litre deniz suyundan 300 litre benzine eşdeğer enerji elde edilebilecek...Ve artık ‘Olabilir mi?’ sorusu ‘Ne zaman?’ Sorusunu dönüştü. Bu alanda özel şirketler daha dinamik bir strateji sergiliyorlar. Reyhan Oksay ve Batuhan Sarıcan hazırladılar.


Türkiye’de neden katma değerli üretim az?

Dergimizle sıklıkla yanıtı aranan bir soru bu. Farklı açılardan konuya bakar farklı görüşler alırız. Bayram Ali Eşiyok geçen haftaki yazısının devamı olarak Türkiye’nin dış borç sorunundan yola çıktı ve yatırımların üretken olmayan sektörlere gittiğini verilerle açıkladı. Eşiyok’un önemli bir saptaması var: ‘Son 20 yılda 204 milyar dolar sadece dış borç faiz ödemesi gerçekleştirildi. Bu para ile tüm işletmeler rahatlıkla Sanayi 4.0’a geçebilirdi’ diyor.

Ali Akurgal da ‘Türkiye’de çip fabrikası kurulur mu?’ sorusunun yanıtını işin içine kendi deneyimlerini de katarak ele aldığı yazı serisini bu hafta da sürdürdü.

Bitki ekolojisinin kurucusu: Eugen Warming bilim tarihi sayfamızda. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Sinan Kürkçü yapay zekanın nörobilimde yaşanan gelişmelerde oynağı rolü irdeledi. Kültür Üniversitesi’nden Prof. Dr. Işıl Zeybek’in yazısı Z kuşağı üzerine. Zeybek son dönemde hayli yaygınlaşan 'Sessiz İstifa'yı irdeliyor.

‘Düşünmek insanın işidir, fakat her insan düşünmez’ başlıklı bir yazısında Doğan Kuban “Akıl, ayırdetme, düşünme, bilinç, bellek… İnsanoğlunun eşsiz ve yapısını yeni öğrenmeğe başladığımız, beyin denen mücevher biyolojik bilgisayarının olanak verdiği yeteneklerdir. Düşünme insanın en büyük yeteneğidir, ama bilgiyle beslenmeden sadece hayvanlara egemen olmaya yarar...” diyor.

Tanol Türkoğlu Dijital Kültür’de post-truth döneminde birey devlet ilişkisini sorguluyor. Geçtiğimiz ayın en yankı uyandıran olaylarından biri Birleşik Krallık merkezli iklim aktivistleri gruplarından biri olan Just Stop Oil hareketinin Londra’daki National Gallery’de yer alan Van Gogh’un Ayçiçekleri resmine çorba fırlatmasıydı. Pelin Dilara Çolak bu eylemden yola çıkarak bu protestonun arkasındaki mantığı irdeledi. Yazı çok hoş ve düşündürücü.

Ergenlerin beyninde neler oluyor?

Sinirbilim alanındaki gelişmeler ergenlerin karar verme sürecini nasıl yürüttüklerini anlamamıza yardımcı oluyor. Bu alanda elde edilen en önemli bulgulardan biri, ergenlerin bu süreci beynin henüz gelişmekte olduğu bir dönemde yaşadıkları. Bu durum ergenleri birtakım yanlışlar yapmaya itebiliyor. Peki beynin hangi bölgelerinde neler oluyor? Ve bu süreçte yetişkinler ne yapabilir?

Bu kış üç farklı virüsle karşı karşıya kalabiliriz, 2020 ve 2021’de korkulan olmadı: Üçlü-salgın yaşanmadı. Ne var ki 2022’de bu kadar şanslı olamayacağımız anlaşılıyor. Grip mevsimi yeni başladı ve şimdiden ülkemizde bir grip salgını yaşanıyor. Ayrıca bir de RSV görülmeye başladı. Nedir bu RSV? Korona Gündemi’nde. Mustafa Çetiner de giderek şiddetlenen ve yaygınlaşan influenza üzerine yazdı.

Gölge kişiliğinizle yüzleşmek ister misiniz?

Gölge, kişiliğimizin, bilincinde olmadığımız, uyum sağlamak, sevilmek ve değer verilmek gibi nedenlerle bastırılmış düşünce ve dürtülerimizi içeren bölümü. Gölge çalışması ise , kişinin kendisini eşeleyip derinlerdeki karanlık yüzünü görebilmesine yarayan bir araç. Peki nasıl yol alacağız? Rita Urgan derledi.

Tutankhamun’un bulunuşundan 100. yılındayız ama sürprizler sürüyor. Yüz yıl önce Tutankhamun’un mezarının bulunuşu bir devrimdi. Ancak yeni bilimsel yöntemler sayesinde Antik Mısır’da sürprizler devam ediyor. Nilgün Özbaşaran Dede hazırladı.

Kolajen özellikle cildimizin tamamında bulunur, burada hem güç hem de esneklik sağlamaya yardımcı olur, bu nitelikler ona bir tür gençlik iksiri olarak ün kazandırmıştır. Vücuttaki kolajen seviyesi çocukluktan 20’li yaşların sonlarında aniden azalmaya başlar. Peki kolajen kullanmak cildimizin gençleştirir mi? Bilim ve Beslenme’de... Murat Altaş’tan.

Keyifli olduğumuzda zaman neden daha çabuk geçer? Meraklının Köşesi’nde... Meraklı Çocuk bu hafta salyangozların arkalarında bıraktıkları izleri merak etti. Ve neden parlak bu izler diye sordu. Mercan Bursalı hazırladı.

Biyoışıldama birçok hayvanın hayatta kalmasında kritik bir rol oynar. Peki biyoışıldama nedir ve hayvanlar bunu kendi yararları için nasıl kullanır? Hayvanlar Dünyası’nda...

Bu hafta da farklı konularla farklı görüşlerle karşınızdayız. Bilim ve teknolojinin aydınlatıcı gücü ile Türkiye insanını buluşturmak için çıktığımız yolda biz tüm zorluklara karşın yürümeyi sürdürüyoruz.

Şirketlerimizden destek ve ilan bekliyoruz.. Her şeyin ithal edildiği basım sektöründeki pahalılık, artıramadığımız fiyat ve baş edemediğimiz mali sorunlar.. Bakalım ne yapacağız. Dergi sayısını 1000 artırırsak ayakta kalmayı başarırız.. Keyifli okumalar...

Dijital Bilim Yayıncılığı ile Geleceği kuruyoruz!

Duyurduğumuz gibi HBT olarak, bilim-teknoloji konularında geniş kitlelere yönelik mümkün olduğunca günlük, Youtube kanalı üzerinden yayın yapma kararı aldık. Yayında söyleşiler, haberler, manşetler tartışılacak, dünyadaki önemli gelişmeler ve fikirler, bilimsel bakışla irdelenecek. Bu amaçla HBT kendi stüdyosunu kurmak için gerekli ekipmanların satın alınmasına yardım çağrısına çıktık. Çağrımıza sevindirici destekler geliyor! İlgilerinizi lütfen [email protected] adresine bildiriniz. Gerçekleştireceğiz, başaracağız!