Ölümsüzlük yalnızca tanrılara özgü bir ayrıcalık mı?

Editör ne diyor?

Herodot Tarihi, başta tanrıların tanrısı Zeus olmak üzere tarihi kişilikleri ölümlüler ve ölümsüzler olarak ikiye ayırır. Aslında herkes ölümsüz olmak ister. Ama bugüne kadar bildiğimiz, ölümsüzlüğün yalnızca tanrılara özgü bir ayrıcalık olduğudur. Gerçi tanrılar da ölmüyor değil. Mesela ilk çağ tanrılarının neredeyse hepsi kendilerini yaratan insanlar tarafından zaman içinde öldürüldüler. Tek tanrılı dinler, ortaya çıktıktan sonra, hemen hemen ortada ilk tanrılardan kimse kalmadı! Pek çoğu kılık, biçim, öz değiştirdi.

Neyse, konumuz aslında hiç ölmek istemeyen insanoğlunun bu konudaki çabalarına değinmek. Yaşlanmak hiç sevilmeyen bir canlılık dönemi. Bugüne kadar ölümsüzlük hedefine çok yaklaştığımızı iddia eden şarlatanlar ve hayal tacirleri hiç eksik olmadı.

Bilim de insanların genç ve dinç kalmaları için, doğrusu elinden geleni yapmıyor değil. Son yıllarda bilim, daha ulaşılabilir bir hedef üzerinde yoğunlaştı. Tamam yaşlanmayı durduramıyoruz, ama ileri yaştakilerin bedenen ve ruhen daha sağlıklı bir yaşam sürmeleri için çok şey yapılabileceği görüldü... Uzun ömürden ziyade daha ulaşılabilir hedefler peşinde koşulmaya başlandı: Öncelikle sağlıklı ve dinç bir yaşam! Böyle bir yaşam zaten insan ömrünü de uzatıyor.


Size yaşlanma karşıtı ilaçlar konusunda neler yapıldığını ve yakında piyasaya neler çıkartılacağını anlatan bir dosya hazırladık.

Gelecek 10 yıl

Doğan Kuban “Gelecek 10 Yıl ve Ahlak” başlıklı yazısında Türkiye’nin gelecek 10 yılını değerlendiriyor. Özellikle tarihi dokunun korunmasında yaşanan çarpıklıklara dikkat çekiyor ve diyor ki: “Restorasyon, inşaat alanında daha fazla para kazandırdığı için yeğlenen bir türdür. Ama Türkiye’nin ise en sorunlu alanlarından biridir. Sultanahmet Camisi gibi önemli bir anıtta yapılan restorasyon hunharca bir müdahaleden başka bir şey değildir". İnşaatın gelişmeyi engelleyen en önemli teknolojilerden biri olduğunu anımsatarak, gelecek 10 yılda Türkiye’nin en önemli iki sorunun teknoloji ve tarım alanında ortaya çıkacağını öngörüyor.

Her yıl bebekler, yaşlılar ve bağışıklığı zayıf kişilerin grip aşısı olması öneriliyor. Zira gribin zayıf bedenlerde zatürreye çevirme riski çok yüksek. Ve zatürre öldürücü olabiliyor. Şimdi grip ve zatürre aşılarının birleştirilmesi için yoğun çalışmalar yapılıyor. Böylece bir taşla iki vurma şansına kavuşacağız.

Tanol Türkoğlu “Dijitalem” sayfasında internetin bize bir armağan olduğuna dikkat çekerek, internetin kurucu babası olan Vint Cerf’i tanıtıyor. Vint Cerf bu teknolojiye katkılarından dolayı çok sayıda ödül almış.

Tınaz Titiz “cumhuriyet” ve “demokrasi”yi niçin koruyamadığımızı sorguluyor. Cumhuriyet’in kurucuları, bu iki değerimizin korunmasını iki “sigortaya” bağlamış. Biri kısa vadeli ve geçici sigorta: TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesi; diğeri uzun vadeli sigorta: M.K. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’dir.

Servet dağılımında belirleyici olan ne

Sinan Kayagil, servet dağılımının ekonomik verimlilik ile ne kadar ilişkili olduğunu irdeliyor ve şu noktaya vurgu yapıyor: “Servet dağılımı üretim içindeki role ya da verimliliğe pek az bağlı iken, esas belirleyici güç politika ve iktidardır.”

Lara Meltem Bilikman, ünlü beyin cerrahı Dr. Michael Apuzzo’nun organ nakli ve bağışıklık sistemi konularındaki değerli çalışmalarına yer veriyor. Apuzzo, “Bağışıklık sistemi neden nakledilen organı ‘yediği’ gibi beyin tümörünü yemiyor” sorusuna yanıt ararken hücresel ve moleküler nöroşirurji adında yeni bir alt alan yaratmış. Hep yenilikçi, hep yaratıcı, hep heyecanlı efsane bir cerrah…

Gelelim her yerde peynir ekmek gibi satılan besin desteklerine. Bunların yararları ve zararları konusunda bilimin çok iç açıcı bir tablo çizmediğini biliyoruz. Ne var ki bunların yararlarına ilişkin sürekli beyin yıkama bombardımanına maruz kalıyoruz. Örneğin zerdeçal haplarının karaciğere zarar verdiği yönünde bazı bulgular söz konusu…

Batıda saygın bilim kurumlarında çalışan araştırmacılarımız yüzümüzü ağartıyor. Polimerler, polimerik süspansiyonlar ve jelleri kapsayan kompleks sıvılar konusunda dünyanın saygın isimlerden biri olarak öne çıkan Prof. Dr. Dilhan M. Kalyon ile yaptığımız söyleşide, geliştirdiği hücresel iskele yapım yönteminin kök hücre tedavilerinin başarı şansını nasıl artırdığını sorduk.  Çok sayıda Türk öğrenci ve öğretim görevlisi ile işbirliği yapan Kalyon, öğretici yanı ile de öne çıkıyor.

Müfit Akyos Ulusal kurtuluş Savaşı’nda telgrafçıların o çok kritik rolünü anlatıyor. Nutuk’ta yüzlerce telgraf örneğine yer verilmesi, telgrafçıların savaşın gidişatını nasıl etkilediğini gösteriyor. Mustafa Çetiner plasebo’nun hain kardeşi nosebo’ya dikkat çekiyor. Bu aslında çok tehlikeli bir konu. İnsanların beyinlerini yalancı ilaçlarla aldatın, beyin de yönettiği bedenleri aldatsın! Tanol Türkoğlu Facebook’un parçalanmasını isteyenlerin gizli motivasyonlarını araştırıyor. Messenger, Instagram, Whatsapp’ın ayrı birer şirket haline getirilmesinin istenmesi acaba politik bir motivasyondan mı kaynaklanıyor?

Nurhan Kavaklı internetin karanlık sokaklarında gezinirken bize dijital okuryazarlığın rehberlik etmesi gerektiğini söylüyor. Aman sakın yoldan çıkartıcılara kanmayın…Yerinizden hiç kalkmadan ve hiçbir ücret ödemeden dünyanın en saygın üniversitelerindeki hocalardan ders alabileceğinizi biliyor muydunuz? Meltem Huri Baturay sizi MOOCs’a (Massive Open Online Courses) yönlendiriyor.

***

Herkese Bilim Teknoloji herkesi bilime, bilimsel düşünceye çağırıyor. Eleştirel düşünce, hakikati, gerçeği arar. Bilim, önümüze durmadan aydınlığın bir parçasını koyar. Biz de size haftalık olarak bu bilgi demetini, düşünce ve tartışma konularını önünüze koyuyoruz.

Mutluyuz, biliyoruz ki yolumuz açık, HBT’yi okuyor ve destekliyorsunuz...

Gelecek Cuma'ya dek dostluk ve sevgiyle kalın.