Orman yangınları niçin yıkıcı?

Editör ne diyor?

Türkiye ilk kez büyük çapta orman yangınıyla karşı karşıya kaldı ve hazırlıksız yakalandı. Bu durum gelecek için alarm verici. Çünkü artık dünya bir iklim değişimi içinde yaşıyor ve iç noktalarda iklim ve sıcaklık olayları çok sık yaşanır oldu. Ateş aslında hem yapıcı hem de yıkıcı. Ormanları yok eden yangınlar genel kanının tersine doğayı yenileyici, gençleştirici bir güç. İnsanların tarih boyunca ormanlarla kurduğu bilinçsiz ilişkiler ne yazık ki orman yangınlarını yok edici hale getirdi.

Şimdi geldiğimiz noktada orman mühendisleri, ekologlar ve çevreciler büyük yangınlar sonrasında restorasyon için insan müdahalesine gerek olup olmadığını tartışıyor. Konu önemli. Yangınlar nasıl çıkar? Nasıl söndürülür. Nasıl engellenir. İklim değişikliğinin rolü nedir? Yangın sonrası restorasyon nasıl yapılmalı? Reyhan Oksay hazırladı.

Orman yangınlarına havadan müdahale nasıl yapılır, Türkiye’nin yangın söndürme uçağı envanteri ne? Hangi hava taşıtı nerede ve nasıl yarar sağlar? Mak. Müh. Deneysel Havacı Semih Oksay ve kıdemli pilot Gökçe Boztepe yazdılar.


Alevlerin Muğla’daki Yeniköy termik santraline kadar dayanması yürekleri ağızlara getirdi. Peki Kömür santrali yanarsa ne olur? Kömür santrallerinin, normal çalışmaları sırasında, havaya radyoaktif madde de yaydığı biliniyor mu? Yüksel Atakan “Olası bir yangında santralin ve depolanan en azından 40.000 ton kömürün arındırılmadan yanması sonucu havanın ve çevrenin ne hale geleceğini kestirmek güç değil. Belki yakındaki yerleşim yerlerinin boşaltılması ve uzun süre oturulamaz duruma gelmesi de söz konusu olabilir” diyor.

Doğa tahribatı, mantarları ölümcül kılıyor

Binlerce yıldır iç içe yaşadığımız ve hatta bize fayda sağlayan mantarlar, doğayı tahrip eden insan faaliyetleri nedeniyle gün geçtikçe ölümcül hale geliyor. Öyle ki son yıllarda ortaya çıkan mantar patojenleri, her yıl 1,6 milyon insanı öldürüyor ve onlara karşı savunmasızız. Batuhan Sarıcan derledi.

“Doğru soru sormayan doğru yanıt alamaz…” Doğan Kuban yine düşündürücü yazısı ile aramızda.

Tanol Türkoğlu “Dijitalleşme bu süreci (bilerek ya da bilmeyerek) yeni bir evreye geçiriyor. Bu sürecin iki temel dinamosu sosyal medya ile yapay zekadır. Bireyin (ve toplumun) her karar anında çevresindeki dijital teknoloji bulutu ona şu melodiyi çalmaktadır: Böyle gelmiş böyle gider!” diyor Üçüncü Doğa başlıklı yazısında.

Başta küresel ısınma olmak üzere 21. yy’ın sorunlarının çözülmesi, ülkelerin rekabetçi üretim ve ekonomik yapılara kavuşmaları ileri malzemelerin daha kısa sürelerde geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Müfi t Akyos malzeme genomunun keşfi başlıklı yazısında ABD’nin başlattığı programı anlattı.

Mustafa Çetiner aşı karşıtlarının ileri sürdükleri savları çürütmekte kararlı ve ısrarlı. Bunu bilimsel yanıtlarla yapıyor. Son derece önemli. Delta varyantı ile mücadelede hangi aşı daha etkili? İngiltere’de geçen ay yükselen vakalarda şimdi de ani düşüş yaşandı. Ve bu durum bilim insanlarını şaşırttı. Neden? Koronavirüs ile ilgili son gelişmeleri yine Reyhan Oksay derledi.

Türk bilim insanından çevreci bir çözüm

Texas A&M Üniversitesi Makine Mühendisliği ve Malzeme Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Erdemir’in liderliğinde yürütülen yeni bir araştırmada, plastik atıkların neden olduğu çevre kirliliğine ses getiren bir çözüm bulundu. Plastik atıklar mekanik sistemlerde kullanılabilecek yağ türevlerine dönüştürüldü.

İstanbul Gazhane Müzesi’nde 14 Ağustos’tan itibaren her cumartesi akşamı Herkes için Bilim Konferansları düzenlenecek. Konferanslar akademisyenlerin bilim iletişimi konusunda aktif olarak rol oynamaları gerektiği varsayımından yola çıkarak düzenleniyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Derya Gürses Tarbuck yazdı.

İnsanlar alkol ve uyuşturucuları denemeye ne zaman başladılar? Bulgulara göre ilk esrar içenler Neandertaller olabilir Afrikalı avcı toplayıcı kabilelerde kaishe bitkisi kullanıldı. İnsanlar Afrika’dan çıkıp kıtalara yayılınca Akdeniz’de haşhaş, Asya’da çay ve kenevirle tanıştılar. Sefahatin evrimindeki dev adım ise tarımla yaşandı. Rita Urgan derledi.

AB’nin de yolsuzluk karnesi zayıf

Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) Haziran ayında 27 Avrupa Birliği ülkesinin küresel yolsuzluk karnesini yayımladı. Görüldü ki AB ülkelerinin de yolsuzluk karnesi pek iyi değil: Her 10 AB vatandaşının üçü yolsuzluk tecrübesine sahip bulunuyor, sağlık bakım konusu yolsuzluğun tam merkezinde duruyor, Yolsuzluğun cezasız kaldığı algısı çok yaygın… Atılım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nejat Saygılıoğlu yazdı.

Bilim ve beslenmede, bu hafta kafein var. Doğal bir uyarıcı bildiğiniz gibi. Çay, kahve, çikolata gibi 60 bitki türünde bulunuyor.

Petrol üreten alg keşfedildi… Lut Gölü küçülüyor. Ve bu çevre için büyük tehlike. Ağız bakterilerinin evrimi şaşırtıcı… Gürcistan’daki ilkel dönem insanları yabani köpeklerle birlikte yaşamışlar… Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi’nde.

Ahmet Yavuz Sakarya Savaşı’ndeki startejileri anlattığı yazasını bu hafta da sürdürdü: “…Her kazada bir komisyon kuruldu. Her hane halkı birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık hazırlayıp komisyona teslim edecekti. Ordu için lazım gelen bütün ikmal maddelerinin yüzde 40’ına el koyulacak, bedeli harpten sonra ödenecekti. Nakliye vasıtalarının yüzde 20’sine el konulacak, geri kalanı ayda 1 kez 100 kilometre olmak üzere orduya hizmet edecekti. Sanatkârlar belirlenecek ve görevlendirilecekti…”

‘Evren anlaşıldıkça anlamsızlaşır’

Bilim insanları, yüzyıllardır evreni anlamaya ve bir anlam vermeye çalışır. Ancak bir deha var ki evrenin anlamsız olduğunu ortaya koyacak kadar cesur ve çalışmalarıyla Nobel Ödülü alacak kadar da üstün niteliklere sahipti. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden fizikçi ve fikir insanı Steven Weinberg’ü çalışmalarıyla hatırlıyoruz. Bilim tarihi sayfamızda.

İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Pelin Cin beslenmenin jinekolojik hastalıklardaki rolü üzerine yazdı.

Meraklı çocuk bu hafta “Güneş, D vitamini yapımında vücudumuza nasıl yardımcı olur?” sorusunu yöneltti. Mercan Bursalı hazırladı.

Kuşları yok oluştan beyinleri mi kurtardı? Zürafalarda sosyal yapı düşünüldüğünden karmaşık…Murat Altaş’ın Hayvanlar Alemi’nde…

HBT sayfaları yine dolu dolu. Bilim okuryazarlığını elbirliğiyle yükselteceğiz ülkemizde…

Bilimde kalın, sevgiyle kalın..