Seçmenin politikacıdan beklentisi ne? Dürüstlük mü hizmet mi?

Editör ne diyor?

Sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan eşitlikçi bir toplum yaratmanın olmazsa olmazı demokrasi. Bizim gibi ülkelerde neden demokrasi tam olarak yerleşemiyor? Ve neden bu konu üzerine yeterince kafa yorulmuyor. Örneğin demokrasinin güçlü olduğu ülkelerde seçmenin politikacıdan beklentileri ne? Dürüstlük mü, yoksa hizmet mi? İngiltere’de yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre seçmenin büyük çoğunluğun ‘dürüstlük, doğruluk, iyi ahlak’ peşinde olduğu ortaya çıktı. Peki bizim gibi ülkelerde durum ne? Prof. Ersin Kalaycıoğlu’na göre ülkemizde seçmenlerin çoğunluğu politikacılardan ‘hizmet’ bekliyor. Herhangi bir yasal, anayasal, bilimsel, ahlaki, etik v.b. kuralı dikkate almaksızın aklına estiği gibi davranan bireylerin oluşturduğu bu toplumda siyasetçiden ne beklenebilir? Konu son derece önemli. Bu yüzden bu haftaki sayıyı bu konuya ayırdık .Prof. Kalaycıoğlu arkadaşımız Reyhan Oksay’a çarpıcı şeyler söyledi. Konu ilginç... Tabii bir de grafik bilgimiz var. Ülkelerin demokrasi göstergelerini göreceksiniz. Ne yazık ki genel bir demokrasi zayıflığı söz konusu. Türkiye ise 103. sırada. Batuhan Sarıcan hazırladı.

Doğan Kuban hoca da konuya başka açıdan yaklaşıyor: ‘Doğru soru sormayan doğru yanıt alamaz’ diyerek…Hoca ‘Bizim demokrasi sorunumuz Suriye ve Arap ülkelerinde ya da İran ve Rusya’daki değil, Çin’deki hiç değil. Toplum tarihinin bize özgü gelişmesinden ve toplumun ortalama cehaletinden kaynaklanıyor…Kaldı ki sorunun temeli demokrasi denilen bir şey değil. Demokrasi temelinde kişi ve düşünce özgürlüğü olması gereken bir politik kavramdır. Dünyada hiçbir zaman tam gerçekleşmedi. Çünkü toplumlar yaygın bir eşitliğe ulaşamadılar.’ diyor.

Savaşlar... Zengin ülkelere yarıyor, dünyayı ise yoksullaştırıyor...


Son bir araştırmaya göre silahlı çatışmaların dünya ekonomisine verdiği zararlar, hastalıklar ve salgınlardan daha fazla. Eğer 1970 yılından bu yana hiçbir savaş veya iç savaş yaşanmasaydı, dünyamız bugün yüzde on iki daha zengin olacaktı. Elbette savaşın sonuçları her yer için aynı değil. Endüstri ülkeleri özellikle de ülke dışındaki savaşlar sayesinde gelirler elde ettiler. İç savaşlarda ise neredeyse hiç kazanan yok gibi. Dergimizde...

Üniversitelere girişte baraj puan neden kaldırıldı?

Lale Akarun bu can alıcı soruna işaret ediyor ‘Yükseköğretimi planlamakla görevlendirilmiş kurumumuz, ne yapıyor? Görünüşe göre, hiç bir planlama yapmıyor; üniversitelerin işsiz deposu olmasına, eğitimin ticarileşmesine ve niteliksizleşmesine hizmet ediyor...’ diyerek.

COVID sonrası kalp-damar hastalıkları riski tırmanışta. Peki dünyanın omikron için farklı bir aşıya ihtiyacı var mı? Omikron aşısı diğer aşılardan daha avantajlı değil mi? 3 doz aşı, uzun COVID riskini yarıya indiriyor mu? Gizemli Rus gribi koronavirüs olabilir mi? Sorular yine uzayıp gidiyor. Bu haftaki Korona rehberimizde...

Müfit Akyos ‘Öyle anlaşılıyor ki kapitalizm verimliliği, rekabet gücünü ve sonuçta kârını arttırıcı her türlü yenilik önerisine açık iken konu artı değerin paylaşımına gelince “arkaik” bir refleksle tepkisini ortaya koyuyor’ diyor ‘Yönetişelim mi?’ başlıklı yazısında.

TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSLERİ… Neden başarılı olamıyoruz?

Türkiye’de yüksek sayıdaki bilimsel çıktı ticarileşemediği için doğrusal inovasyon sistemi yerini kendi kendine yeten bir inovasyon ekosistemine henüz bırakamadı. Çünkü TTO’ ların çoğunluğu sadece sanayi ile ilişki kurmaya ve hizmet vermeye odaklandı ve içinde bulunduğu ekosistemin tanımlamasını tam olarak yapamadı. İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Fatma Ünal’ın yazısı.

Tanol Türkoğlu Wordle pandemisi yazısında altı tahminde beş harfli bir kelimeyi bulabilir misiniz diye soruyor ve o kadar zor olmadığını söylüyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Berrin Pehlivan ise sağlık turizmi üzerine yazdı. Pehlivan, ülke ekonomisi açısından son derece önemli ve iyi ancak son dönemlerdeki yanlış uygulamalara da dikkat çekiyor.

Bilim insanlarının yaşam öyküleri önemli.. Neden peki? Anı, biyografi , otobiyografi edebiyatında önemli bir gelişme yaşıyoruz ama bu alanın bilimsel çalışmalarına henüz başlamadık. Oysa son derece önemli. Pek çok insanımızın yaşam öyküsü yazılmayı bekliyor. Eskiden yazılanlar da yenilenmeyi.. Prof. Dr. Bekir Onur’un kaleminden...

Lazerler... Ve Çin...

Lazer teknolojisi ve uygulamaları her yerde. Akıllı telefonlarımız ve internet gibi, ‘Onlarsız nasıl yapıyorduk?’ dediğimiz teknolojilerden. Peki bu teknolojideki gelişmeler gelecekte de sürecek mi? Yoksa, birçok başka alanda olduğu gibi, lazer de sıradanlaşacak ve ilerlemesini küçük ve artımlı yeniliklerle mi sürdürecek? Çin büyük atılımlarda. Başarılırsa, Çin ilk kez enerjiyi maddeye dönüştürecek. Erdal Musoğlu yazdı.

TBMM’nin ocak ayı başında gerçekleştirdiği konut kurultayının ardından İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Berkay Oskay’ın Türkiye’de konut krizini yeniden düşünmek başlıklı yazısı son derece önemli ve düşündürücü.

İnsan olmak zor zanaat

Demokrasinin tek olmazsa olmazı, iktidara geldiklerinde demokrasiyi ortadan kaldıracak sistemlere izin vermemek. Bu, söylemesi kolay ancak uygulaması o kadar da kesin çizgilerle saptanamayan bir ilke...Coşkun Tecimer yazdı.

Atılım Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Bölümü Dekanı Prof. Dr. Sevgi Lökçe de mimarlık ve tasarında akıllı teknolojilerin önemi üzerine ilginç bir yazı kaleme aldı.

Meraklı çocuğun aklına takılmış: Uzay aracı uzaya nasıl gider diye soruyor. Mercan Bursalı hazırladı.

Hayvanlar Dünyasındaki en ilginç kalpleri okuyacaksınız bu hafta. Murat Altaş derledi.

Herkese Bilim Teknoloji bu hafta da farklı ve ilginç konularla; düşündürücü sorularla yanınızda. Hepinize keyifli okumalar.