“Yedek beyin deponuz” var. Onu korur ve geliştirirseniz Alzheimer ve demans riskini azaltırsınız

Editör ne diyor?

Yaşam süresi uzadıkça demans da önemli sorunlardan biri haline geldi. Ve yine çağımızın henüz çare bulunamayan hastalıklarından biri de Alzheimer. Bu konularda sürü ile araştırma var. Çünkü zihinsel faaliyetlerin beynimizi bunama ve bilişsel çöküşe karşı koruduğu biliniyor.

Peki ama bu koruma nasıl olmalı? Bilim, yedek bilişsel kapasite adı verilen kavramın ardındaki mekanizmayı çözmek üzere. Böylece beynimizin yazılımı olarak tanımlanan zihinsel yedek depoyu dolu tutmanın yollarını öğreniyoruz. Bunun için sihirli bir değnek yok, ama sağlıklı bir yaşam tarzı, egzersiz, sosyalleşme ve beyni sürekli çalışır halde tutmak faydalı…

Ve yine yeni bir araştırma, günde 10 saatten fazla yerinden kıpırdamayan 60 yaşının üzerindeki yetişkinlerin beyinlerinin daha hızlı yaşlandığını ve demans riskinin arttığını gösteriyor. 10 saatin altında oturanlarda risk belirgin olarak azalıyor. Konu yaşlı genç hepimizi çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü bunu temelleri genç yaşta atılmalı. Reyhan Oksay hazırladı. Demans ve Alzheimer’a karşı beslenme alışkanlıklarını değiştirmek de çok önemli. Örneğin polifenol içeren besinler. Peki neden ve bu besinler hangileri?


Mustafa Çetiner de A vitaminin önemi üzerine yazdı.

2023 yılı Koç Üniversitesi Rahmi Koç bilim madalyasının sahibi batı merkezli tarih anlayışını değiştirmeye soyunan bir bilim kadını oldu: Prof Dr. Ayşe Zarakol. Zarakol ile Özlem Yüzak bir söyleşi yaptı. Cumhuriyet Gazetesi’nde de yayınlanan söyleşiyi özetleyerek burada da aktarıyoruz. “Yeni düzensiz dönemin içindeyiz ve çok uzun sürebilir” diyen Zarakol “Önce bunu bilmeli ve kabullenmeli adımlarımızı buna göre atmalıyız… Bunu değiştirecek olanlar ise gençler” diye ekliyor.

Okumak ve düşünmek

Belki de bu çalkantılı dönemlerde en iyisi bu değil mi? Okumak ve Düşünmek. Doğan Kuban bilge bir insandı. Bu yüzden yazıları her daim güncel. Bakın bu konuda neler demiş: “Kuban neler okuyor?’ diye sorarsak, 10 yazar adı verebilirim. Kitapların adlarını hatırlayamam. Fakat arayınca bulabilirim. Bir başka soru daha var: Neleri severek okumuş, şimdi ne okuyor? Bunun yanıtı başka; eğer ‘Bana şimdi faydalı olanları tavsiye etsin!’ denirse yanıtlar başka. Bunları düşününce, benim vazgeçmediğim başucu kitaplarımı ve son okuduğum kitapları düşündüm. Kitap sadece bir araç değildir. Kitap binlerce, yüzlerce yıl önce yaşamış bir zekâ ile birlikte yaşamaktır…”

Seçkin üniversiteye büyük darbe

Boğaziçi Üniversitesi’nde yönetimin keyfi uygulamalarına bir yenisi daha eklendi. TETAM adlı önemli bir araştırma merkezinin bulunduğu binanın boşaltılmasına karar verildi ve idari hizmet birimine tahsis edildi. Lale Akarun ‘Bir Araştırma Merkezinin Çöp Torbalarına Doldurulma Hikayesi’ni bakın nasıl anlatıyor?

Aynı konuyu bu kez farklı bir açıdan Ali Akurgal yazdı: “Boğaziçi’ni araştırma üniversitesi sınıfından çıkartıp, sıradan mühendis mektebi sınıfına sokacak gelişmeler yaşanmakta. Buranın kurucuları arasında yer aldığım için gelişmelerden haberim oluyor. Araştırma biriminin evrakları ve cihazları çöp torbalarına konularak bir kenara ayrılmış… Sanırım devlet (her kimse?), Türkiye’nin teknoloji kullanan sınıfında kalmasını planlıyor.

Yapay zeka… Hem fırsat hem baş belası

Yapay zekânın neden olduğu sorunlara karşı dünya, bu teknolojinin gelişimini, kullanım alanlarını, içeriğini ve usullerini kontrol altına almak istiyor. Ancak kimse nasıl yapılacağını tam olarak bilmiyor. Yine de bazı adımlar var. Özellikle de AB’nin yanı sıra Birleşik Krallık, ABD ve Çin belirleyici olma çabasında… Peki Türkiye de durum ne? Batuhan Sarıcan hazırladı.

Kasım ayında fırtına sadece İstanbul’u değil chatGPT’nin yaratıcısı OpenAI firmasını da vurdu. Öyle ki Elon Musk’ın arap saçına dönen ve aylarca süren Twitter’ı satın alma sürecindeki iniş-çıkışlar bu kez günler mertebesinde gerçekleşti: Tanol Türkoğlu “Sam’ın dönüşü” başlıklı yazısında teknoloji devleri arasındaki kapışmayı yazıyor.

Türkoğlu’nun Dijitalem’ini de unutmayın: “Küçük bir tüyo: Atatürk’ün yapay zekâ ile restore edilmiş fotoğraf arşivine buradan ulaşılabilir: https://www.ataturk4k.com Ayrıca Teknosa firması Atamızın bildik pek çok sözünü yapay zekaya kendi sesinden seslendirtmiş. Onlara da buradan ulaşmak mümkün: https://enbuyukarmagan.teknosa.com

Duyguları kontrol etmenin 4 anahtarı

Duyguları sağlıklı bir biçimde dengelemek ve acı verici duygulara yenik düşmeden toparlanıp yeniden ayakta durabilmek son derece güç. Ancak olanaksız değil. Rita Urgan derledi.

Size bir soru: Yapay zeka, beynin daha iyi anlaşılmasını nasıl sağlayabilir? Bir bilgisayar, beyni simüle edecek şekilde programlanabilir mi? Bu, matematikçilerin, teorisyenlerin ve deneyselcilerin uzun zamandır sorduğu bir soru. Araştırmacılar bu soruyu yanıtlamak için 1940'lardan bu yana beyin sinir ağlarının basitleştirilmiş modellerini geliştirmektedir. BAU Tıp Fakültesi’nden İlkim Atılgan hazırladı.

Tüm mavi gözlü insanlar muhtemelen tek bir atadan geldi… Bilgi Küpü’nde.

Nezle olduğumuzda kulağımız neden iyi duymaz? Meraklı Büyükler’de.

Pembe Yıldız Elmas'a 72 milyon $ değer biçildi. Peki Kristaller nasıl oluşur? Meraklı Çocuk’ta Mercan Bursalı hazırladı.

Probiyotik gerçekten bağırsak mikrobiyomunu iyileştirebilir mi? Mikrobiyomlar dizimizde.

Bilgi grafikte dünya nüfusunun bölgelere göre dağılımını göreceksiniz.

Cildimizde üretilen hemoglobin, eski Roma sokaklarında dolaşan su aygırları..Ve diğerleri -Nilgün Özbaşaran Dede’nin Araştırma Gündemi’nde

Dünyada yaklaşık 1,2 milyon canlı türü yaşıyor. Peki, bunların arasında en tehlikeli olanları, daha doğrusu insanlar için en ölümcül olanları hangileri? Hayvanlar Dünyası’nda.

Ve 400. sayımıza geldik!

Evet. Az buz değil. 400 sayı sizinle birlikte… 2016 yılının 1 Nisan'ından beri her hafta. Toplam 7,5 yıl kadar birlikteyiz. 1 Nisan’da 8. yıla girecek HBT. Çalışanlarımızın, yazarlarımızın müthiş bir alınteri ile her hafta ısrarla HBT’yi size ulaştırma çabası içindeyiz. Çok şükür derginin yaşaması için üniversitelerimizden, iş dünyamızdan ve okurlarımızdan gelen destekler, bu dergiyi yaşatmalısınız mesajı ile ileriye yürüyoruz. Herkese çok teşekkür. Durmadan artan matbaa ve dağıtım bedelleri bizi bazen çok eksilere düşürüyor, sonra bir umut ışığı yanıyor ve devam ediyoruz…

Bu dergi desteklerinizle yaşayacak! Sevgi ve saygılarımızla.