Yalan haberler: Kimler paylaşıyor? Niçin? Siz yalan haber paylaşır mısınız?

Editör ne diyor?

Her taraf yalan haber kaynıyor. Büyük bir bilgi kirliliği içindeyiz. Peki bu asılsız, uydurma haberleri paylaşmaya kimler daha yatkın? Bunların çok düşünmeden, içinden geldiği gibi davranan, muhafazakâr eğilimli kişiler oldukları yönünde bir öngörü hakim aslında. Kargaşa yaratmaktan çekinmezler ve işin aslını aramak gibi bir kaygıları da yoktur. Peki bu öngörüler ne kadar doğru? Yeni ve kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarını derginin kapağına taşıyoruz. Konu önemli. Şu kadarını söyleyelim:

Yalan haber paylaşımında insanların kişilik özelliklerini ölçen Büyük Beşli olarak bilinen 5 etmenden yararlanıldı: Açıklık, Sorumluluk, Dışadönüklük, Uyumluluk ve Duygusal Denge. Yalan haberleri yayma eğilimi taşıyanlar, beş etmen kuralı bağlamında, düşük sorumluluğa sahipler, bunlar ağırlıklı olarak muhafazakâr kesim... Reyhan Oksay hazırladı.

Neden gerçekliğe dayanmayan önyargılar, söylenceler çoğu zaman mantıklı düşünceyi gölgede bırakıyor? Size bu bağlamda bir soru daha... Yanıtı dergimizde.


'Uygarlık Hayali: Paranın belirleyici olması, insanın yolunu şaşırmasıdır' demiş Doğan Kuban hoca ve eklemiş: ‘Milyarların, milyonların, yüz binlerin bir arada yaşayabilmesi için mal ve düşünce alışverişinin, davranışlarının kabul edilebilir sınırlar içinde olması gerekir. Eğer bu genel kabul yoksa, herkesin birbirinin hakkını yediği toplumların dengesi olmaz. Kişilerin psikolojik dengesi de olmaz. Toplum yaşamı her an kırılacak bir cam kavanoza dönüşür...’ Ne dersiniz?

Gencinden yaşlısına bir toplumun bütün üyelerinin siyasete boğulduğu bir ülkeyiz. Daha 20’li yaşlarındaki kişilerin her sabah uyandığında ilk kontrol ettiği şeyin kur farkı olması olması ekonomi sevdamızı değil; toplumun ne kadar geri kalmış olduğunu, ekonomiyi mesele etmesi gereken bundan sorumlu olan kişilerin işlerini doğru dürüst yapmadığını gösteriyor. Pelin Dilara Çolak ‘Devlet Neden Var?’ diye soruyor.

Batarya tarlaları, lityum piller...

Enerjide daha temiz, ucuz bir yeni dönemin içine mi giriyoruz? Lityum-iyon pillerin maliyeti %97 düştü..

Güneşli günlerde fazla üretilen elektrik enerjisinin, sonradan kapalı havalarda ya da geceleri kullanılması bataryalarda depolamakla mümkün. Ülkeler harıl harıl güneş batarya tarlaları kuruyor. Peki Türkiye’de durum ne? Yüksel Atakan yazdı.

Ali Akurgal da güneş enerjisini ele aldı ‘her tüketim noktasının mümkün olduğunca kendi elektriğini üretmesini savunuyorum’ diyerek.. Ali bey çatısında güneş enerjisi panelleri kurdu ve bunu mükemmel hale getirmekle meşgul...

Alzheimer’ın ana nedeni bugüne dek niçin bulunamadı?

Çünkü Alzheimer tek bir hastalık değil.. Onlarca yıldır sürdürülen araştırmalara karşın Alzheimer’ın ana nedeni konusunda henüz kesin bir görüş birliği yok. Dolayısıyla etkili bir tedavisi de söz konusu değil. Ancak yeni bir yaklaşım, hastalığın araştırılma şeklini temelinden değiştirerek, Alzheimer’ın birden fazla nedeni olduğunu ortaya çıkarttı. Bu durumda tedavisinin bulunması an meselesi. Sayfalarımızda. Reyhan Oksay derledi.

Korona dünyasında neler oluyor?Üç aşının da 3. dozu antikorları yükseltiyor. Alerjik rinit, saman nezlesi ve egzama COVID-19 riskini düşürüyor. Meğer Omikron ilk kez Güney Afrika’da değil, Avrupa’da tespit edilmiş...

'Tarihi değiştiren' bilim insanı: Ömer Hayyam

Doğuda yetişen nadide bilim insanlarından Ömer Hayyam’ı, büyük şair yönü kadar matematik ve astronomideki bilimsel çalışmalarıyla da hatırlıyoruz. Özellikle de cebir ve geometriyi bir araya getiren ilk matematikçi olmasıyla… Batuhan Sarıcan derledi.

Geçen hafta uzun ve sağlıklı yaşam mümkün mü diye sorup yanıtını aramıştık. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Mustafa Angı konuyu moleküler biyoloji açısından sürdürüyor: ‘Genomda her gün 10.000-100.0000 arasında moleküler hasar oluşmaktadır ve bunun tamir edilmesi gerekir, eğer tamir mekanizmalarının kapasitesi aşılırsa genom stabilitesini kaybeder, hücre yaşlanır ve bu yaşlanma süreci birikimlidir’ diyerek..

Hayvanların hatta bitkilerin bile doğadaki elektrikten ustaca yararlandıklarını biliyor muydunuz? Örneğin Kelerlerin ayaklarındaki statik elektrik onların duvara tırmanmalarını kolaylaştırıyor. Çok sayıda örümcek türü onları balon gibi havalandıran ipek lifler üreterek uçabiliyor. Peki ya bitkiler?

Kültür Üniversitesi’nden Ufuk Dikme siber güvenlik konusunu ele aldı. Ne tarz sorunlar ortaya çıkıyor, neler yapılmalı? Atılım Üniversitesi’nden Dr. Günseli Gümüşel ve Prof. Ahmet Doğan Baygeldi uzaktan eğitimin tarihinin 2000.yıl öncesine kadar gittiğini belirtirken, yakın zamanda birinci kuşak sayabileceğimiz uygulamalarının, toplumdaki sosyal adaletsizliği fırsat eşitliği ilkesiyle çözmeye ve eğitimde bir denge gözetmeye odaklanıldığını yazıyor. Pandemi döneminde çok daha fazla önem kazandı.

Mustafa Çetiner, Omicron varyantından yola çıkarak, dünyada pandeminin önünü kesecek olan aşılardan patentin kaldırılması ve aşıya zor ulaşan ülke insanlarının hızla aşılanması gereğini belirtirken, muazzam ekonomik kayıpların altını çiziyor.

Dünya dışı zekâları neden bulamıyoruz?

60 yıldır uzayda başka canlılarının varlığını araştırıyoruz. Gerçekten yalnız mıyız? Son 10 yılda gelişen teknolojilerle çalışmalar hızlanmış olsa da, uzayda henüz gözlemlenmemiş çok büyük bir alan bulunuyor. Şimdi de uzayda benzin istasyonu uydu enkazlarından roket yakıtı üretimi üzerinde çalışılıyor. Murat Altaş derledi.

Bilim ve Beslenme sayfasının bu sefer konuğu vitaminler. Kimler ne zaman ve nasıl almalı?

Denisova insanına ait en eski kalıntılar ne anlatıyor? Her tür basınca dayanıklı jet üretildi. Nerede kullanılabilir? Başparmağımız nasıl gelişti? Ev işlerinin de spor yapmak kadar sağlıklı olduğunu biliyor muydunuz? Ya 5G’nin yıl sonuna kadar 580 milyon insana ulaşacağını... Araştırma Gündemi yine ilginç haberlerle dolu. Nilgün Özbaşaran Dede hazırladı.

İnsanlar uykudayken niye duymazlar? Meraklı Çocuk sordu, Mercan Bursalı yanıtladı. Sular ısınınca albatroslarda boşanma oranı artıyor... Deniz süngerlerinde sinir sistemi evriminin izleri bulundu. Hayvanlar Dünyası’nda.

HBT ile ülkeye, insanlarımıza, meraklılara yeni bir nefes aldırmaya çalışıyoruz. Zor koşullardan geçerek. Pahalılığa meydan okuyarak. Okurlarımıza güvenerek. Onların da zorluklarla mücadele ettiklerini bilerek...

Yayacağız dergiyi, tanıtacağız ve destekleyeceğiz..

Sevgilerimizle, bilimde kalın hep, unutmayın..