Kozmik ağa ilk bakış

Fizik ve Uzay Son Dakika Bilim
Kozmik ağa ilk bakış

Galaksiler, gaz bulutları ve galaksi kümeleri kozmosta rastlantısal bir dağılım göstermezler. Bunlar ağ benzeri büyük bir yapı oluştururlar ve bunların gaz zengini filamanları evrenin başlangıcından itibaren gelişmiştir. Bu kozmik ağlarda maddenin büyük bir kısmı barınır ve galaksilerin dağılımını belirler. Astronomlar bu yapının bazı kısımlarını modeller yardımıyla tasarladılar. Ancak şimdiye kadar düğüm noktaları ve tek bir filaman gibi minik kısımlar sınıflandırılabilmişti. Şimdi ise astronomlar ilk kez kozmik ağın bir kısmını doğrudan doğruya görüntülemeye başardılar.

Lyon Astrofizik Araştırmaları Merkezi’nden Roland Bacon ve ekibi Avrupa’nın Çok Büyük Teleskopu’ndaki MUSE enstrümanıyla, uzaktaki bir gökyüzü parçasını 140 saat gözlemledi. Bu spektroskop, uyarlanabilir optiklerle birleştirildiğinde en uzaktaki cisimlerin görünebilir ışığındaki spektrumu yüksek çözünürlükle analiz edebiliyor. MUSE – Extremely Deep Field (MXDF) ilk kez gökyüzünün 30 açısal saniye büyüklüğündeki bir bölümünü ve içinde bulunan Lyman alfa ışını gibi kaynaklarını gösteriyor. Bu ışın her şeyden önce evrenin başlangıcındaki gaz akımlarında ve galaksilerin kozmik filamanlarında bulunanlar gibi uyarılmış hidrojenden yayılır. Görüntüler Lyman alfa ışınına ait, topaklı ve ipliğimsi yapılar oluşturan en az 1200 kaynağı aydınlattı. Bu cisimlerin üçte birinden fazlası o kadar zayıf ışıyor ki bunlar Hubble’ın “Ultra Deep Field” alanında bile görünmez kalıyorlar.

Araştırmacılara göre bu yapıların yaşı ilk patlamadan bir milyar yıl sonrasına kadar uzanıyor. Bu zayıf ışık kaynaklarının düzeni ve özellikleri, erken kozmik ağın bir kısmını oluşturduklarını açıklıyor. ‘Bu çok önemli bir adım’ diyen araştırmacılar görüntülerden yola çıkarak, zayıf ışığın büyük bir kısmının milyarlarca küçük ve zayıf kütleli galaksiler tarafından üretildiği sonucuna vardılar. Bunlar yaklaşık olarak on milyon güneş kütlesi kadarlar. ‘Uzayın uzaklıklarında son derece zayıf Lyman alfa kaynaklarının bulunduğunu kanıtlayan bir gözlem oldu’ diyor araştırmacılar.


Kaynak