Katarakt tedavisinde kök hücre yaklaşımı

Öne Çıkanlar Sağlık
Katarakt tedavisinde kök hücre yaklaşımı

Katarakt, göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin (lens) saydamlığını kaybederek matlaşmasıdır. Başka bir deyişle; görüşün, buğulanmış bir camın arkasından bakıyormuşçasına bozulmasıdır.

KATARAKT KÖRLÜĞE YOL AÇAR MI?

Katarakt, sonucu en körlük olabilecek bir rahatsızlık olmanın yanısıra dünyadaki körlüklerin en büyük nedenidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm körlüklerin %40 dan fazlası katarakta bağlıdır. Katarakt ileri yaş hastalığıdır ve 2020 yılında Dünyada 60 yaş üzerinde 54 milyon insanın katarakt dolayısıyla kör olacağı tahmin edilmektedir.


KATARAKT SIK GÖRÜLÜR MÜ?

Yaşa bağlı katarakt, yaşlı insanların görme problemlerinin en sık nedenidir. 65 ile 74 yaşları arasında insanların %50’sinde katarakt gözlenirken, 75 yaşının üzerindeki insanlarda bu oran %70’lere kadar yükselir. Bebeklerde görülme sıklığı %0.4 dür.

RİSK FAKTÖRLERİ NEDİR?

Katarakt en sık yaşa bağlı olarak ortaya çıkar. Bilinen bir sebebi olmamakla birlikte beslenme, güneşten gelen ultraviyole ışınları gibi birçok risk faktörü bulunmaktadır. Diabetik hastalarında katarakt daha genç yaşlarda görülür. Sigara içenlerde katarakt görülme oranı, içmeyenlerden daha fazladır. Uzun süre kortizonlu ilaç kullananlarda katarakt oluşma riski daha yüksektir. Katarakt doğuştan görülebileceği gibi (konjenital), göz yaralanmalarından sonra da oluşabilir.

KATARAKTIN TEDAVİSİ NEDİR?

Kataraktın şu ana kadar bilinen tek tedavi yöntemi cerrahidir. Ameliyatta doğal göz merceği yapay bir mercekle değiştirilir. Ameliyat olana kadar ki sürede katarakta bağlı yaşanılan sorunları azaltabilecek öneriler sadece güneş ışığı gibi kuvvetli ışıkta kamaşmayı azaltmak için polaroid camlı güneş gözlükleri kullanmak, kitap ve gazete okurken güçlü aydınlatma altında okumaktır.

KATARAKT TEDAVİSİNDE KÖK HÜCRE YAKLAŞIMI

Kök hücreler üzerine çalışan California San Diego Üniversitesinden Prof. Zhao ve ekibi son zamanlarda göz hekimlerini hayrete düşüren bir klinik yöntem üzerine yoğunlaştılar.

Doğuştan kataraktı olan 2 ailenin çocukları üzerinde yaptıkları çalışmalarda lanosterol adı verilen küçük bir molekülü üreten gende mutasyon tespit ettiler. Bu molekülün sağlıklı tipi katarakta neden olan proteinlerin bir araya gelmesini engeller. Ancak bu anormal tipi katarakt oluşturan proteinlere yani göz merceğinin buğulanmasına neden olur. Yapılan deneylerde kataraktlı tavşan merceklerini izole edip 6 gün boyunca lanosterol içeren solüsyonda tuttular ve kataraktın azaldığını, lensin şeffaflığının arttığını buldular. Daha sonra kataraktlı köpeklere 6 hafta boyunca günde iki kez lanosterollü göz damlası damlattılar ve yine kataraktın azaldığını tespit ettiler. Damla kesilince kataraktın tekrar oluşma eğiliminde olduğunu buldular.

Ekip erken dönemde tespit edilen kataraktların damla ile engellenebileceğini düşünüyor. Hatta daha önce katarakta yol açtığı bulunan kolesterol üretim yolundaki bir gen gibi farklı yollardan katarakt oluşumuna engel olabilecek damlaların hepsinin birlikte etki edebileceği kombine – çok fonksiyonlu bir damla üzerinde çalışmakta faydalı olacağını belirtiyorlar. Kök hücre tedavisine dayanan bu yeni yöntemin çok daha güçlü ve net bir görüntü gibi avantajlar sağladığı ve ameliyat sonrası çıkabilecek problemlerden kaçınılabileceği belirtiliyor.

BU GELİŞME BİLİM DÜNYASINDA NASIL SES GETİRDİ?

Yeni yaklaşım, bu kadar iyi şekillenmiş ve saydam bir lens elde edilmesi bakımından birçok göz hekimini heyecanlandırırken bir kısmını da şüphe içerisinde bıraktı. Çünkü bu yöntem yıllar önce denenmişti ve hasarlı dokudan yeni ve iyi bir mercek oluşma ihtimali deneylerle negatif sonuca ulaşmıştı. Shanmugham ve ekibi 44 hastanın katarakt ameliyatı sırasında alınan doğal merceklerini Zhao’nun çalışmasında yaptığı gibi lanosterollü solüsyonda 6 gün bırakarak deneyi tekrarladı ve sonuçta hiçbir değişikliğin olmadığını gözlemledi. Bu da damlanın etkinliği ile ilgili şüpheleri artırdı.

KÖK HÜCRE ÇALIŞMASI UMUT VADEDİYOR

Lanosterol damlanın piyasaya verilme sürecinde olduğu bu günlerde bilim insanları ilacın etkinliği konusunda daha çok çalışma yapacaktır. Günümüzde oldukça sık karşılaşılan ve hastaların yaşam kalitesini düşüren bu hastalık alanındaki yeni gelişmeler her ne kadar göz hekimlerini ikileme düşürse de yeni yöntemlerin denenmesi ve hastaların yaşam kalitesinin klasik yöntemde olduğundan daha yukarılara taşınmasının hedeflenmesi birçok hasta için umut vaat eder boyuttadır.

Yrd. Doç. Dr. Özgün Melike Totuk Gedar
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ataköy Dünya Göz Hastanesi, İstanbul

Kerem Kabadayı
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dönem II Öğrenci

Kaynaklar:

Servick K. Stem cell approach for cataracts challenged. Science 30 Jun 2017:Vol. 356, Issue 6345, pp. 1318-1319, DOI:10.1126/science.356.6345.1318
Zhao L, Chen XJ, Zhu J, Xi YB, Yang X, Hu LD, et al. Lanosterol reverses protein aggregation in cataracts. Nature. 2015;523:607–11.
Shanmugam PM, Barigali A, Kadaskar J, et al. Effect of lanosterol on human cataract nucleus. Indian Journal of Ophthalmology. 2015;63(12):888-890. doi:10.4103/0301-4738.176040.

Bu yazı HBT'nin 73. sayısında yayınlanmıştır.