Koronavirüs pandemisi bize neler öğretti?

Öne Çıkanlar Sağlık
Koronavirüs pandemisi bize neler öğretti?

SARS-CoV-2 ile ilgili 9 önemli şey öğrendik. Acaba bütün bunları pandeminin ilk günlerinde niçin anlamadık?

COVID-19 salgını her yerde ortaya çıkabilir: Pandeminin ilk günlerinde bu salgın bizim meselemiz değilmiş gibi algılandı. Çinliler bu hastalığa yakalandı, çünkü orman hayvanı eti yiyorlardı. İtalyanlar yakalandı, çünkü sürekli sarılıp öpüşüyorlardı. Kruz gemisindekiler açık büfe yüzünden yakalandılar. Huzur evlerindekiler yaşlı ve hasta oldukları için, New York’takiler kalabalıklar yüzünden COVID oldular. Artık biliyoruz ki bu hastalık kırsalda, kentlerde, banliyölerde ve her kültürde görülebilir.

COVID-19 herkesi hasta edebilir ve öldürebilir: Hastalığa ilk yakalananların çoğu yaşlı ve altta başka kronik hastalıkları olan insanlardı. Bu kişiler hala en yüksek risk grubunda olmakla birlikte hastalığın genç ve sağlıklı kişilerde de ölüme yol açtığı artık biliniyor. Hastalık gençleri, ergenleri ve çocukları da öldürebiliyor.


Asıl tehlike virüsün bulaştığı yüzeyler değil: İlk günlerde enfekte olmuş yüzeylere dokunmanın hastalığın bulaşmasında önemli bir etken olduğu düşünülüyordu. Şimdi enfekte olmuş yüzeylere dokunduktan sonra el yıkamanın hala çok önemli olduğu belirtiliyor ama yüzeylerin bulaşın başlıca vektörü olmadığı artık biliniyor.

Virüs havada: İlk başlarda uzmanlar, virüsün insanların öksürmesi ve hapşırmasıya havaya salınan müküs ve tükürük damlaları vasıtasıyla yayıldığını düşünüyorlardı. Bu damlalar yeterince ağır olduğu için hemen yere çöküyor ve havada kalmıyordu. Ancak artık biliniyor ki virüs değişik boyutlarda damlacıklar halinde havaya salınıyor ve havalandırılması yeterli olmayan iç mekanlarda uzun süre havada asılı kalabiliyor.

Pek çok insan hasta olmadığı halde virüsü bulaştırıyor: İlk SARS virüsü salgınında virüsün enfekte ettiği insanlarda hastalık belirtileri hızla belirginleşiyor ve bu insanların karantinada kalması virüsün yayılmasını engelliyordu. Ama SARS-CoV-2’de görünürde sağlıklı kişiler semptom göstermedikleri halde yalnızca konuşarak veya soluk alarak hastalığı bulaştırıyor.

Sıcak yaz ayları virüsü durdurmuyor: İnfluenza mevsimsel bir solunum sistemi hastalığıdır ve kış aylarında artış gösterir. Bu nedenle bazı uzmanlar Kuzey Yarımküre'de bahar ve yaz aylarında COVID’in de benzer bir yol izleyeceğini düşünüyorlardı.Şimdi artık biliyoruz ki hastalığın yayılmasında en önemli etmen mevsimler değil, davranışlar.

Maskeler yararlı: Pandeminin ilk günlerinde uzmanlar sokaktaki insanların maskelere hücum edip sağlık çalışanlarının maskesiz kalabileceğini düşünüyorlardı. Ayrıca kağıt ve kumaş maskelerin aerosol parçacıklarını önleyemeyeceği kansındaydılar. Şimdi artık biliyoruz ki maskeler insanların konuşurken havaya saldıkları virüs miktarını düşürüyor. Ve maskeler, takan kişiyi yüzde yüz korumasa da hastalığın yayılmasını büyük ölçüde engelliyor.

Irk değil, ırkçılık büyük bir risk faktörü: Virüsün insan gruplarını farklı etkilemesinin altında genetik farklılıklar değil, sosyal eşitsizlikler yatıyor. COVID-19 ABD’de siyahileri, Hispanikleri ve Amerikan yerlilerini daha fazla vuruyor. Bunun nedeni sistemik ırkçılık. Çünkü bu kişilerin yaşam ve çalışma koşulları görece olarak kötü ve sağlık hizmetinden daha az yararlanıyorlar.

Yanlış bilgilendirme: Bazı ülke yöneticileri, aşı karşıtları, muhafazakâr medya genellikle ırkçılığı, komplo kuramlarını ve yanlış bilgileri yaymak için pandemiden yararlanma yolunu seçiyorlar. İronik olan bu kişileri arasından bazılarının koronavirüse yakalanmaları. Aşının ve tedavi edici kesin bir ilacın bulunmadığı şu dönemlerde bazı ülkelerin salgını kontrol altına alma başarılarının nedeni kanıta dayalı bilimsel verilerden yararlanıyor olmaları.

Kaynak: https://www.scientificamerican.com/article/nine-important-things-weve-learned-about-the-coronavirus-pandemic-so-far/