Aşırı sıcak dalgaları yaşam biçimlerimizi değiştirecek, ama buna hazır değiliz

Gezegenimiz Öne Çıkanlar
Aşırı sıcak dalgaları yaşam biçimlerimizi değiştirecek, ama buna hazır değiliz

ABD’nin güneybatısını vuran kavurucu sıcak dalgası Arizona eyaletine bağlı Phoenix kentinde, uçakların kalkışı için gerekli rüzgar sağlanamadığından, uçuşların iptal edilmesine yol açtı.

Sıcak hava dalgaları yeni bir olgu değil, ancak son birkaç onyıldır iklim değişikliğine bağlı olarak çok daha sık ve şiddetli yaşanıyor. Her bir sıcak hava dalgasıyla birlikte de toplumların böylesine yüksek sıcaklıklara uyum sağlayamadıklarına ve aşırı sıcaklıkların ulaşım sistemlerini, tarım, sanayi ve yaşamımızın daha birçok alanını olumsuz yönde etkilediğine giderek çok daha çarpıcı bir biçimde tanık oluyoruz.

Syracuse Üniversitesi coğrafya profesörlerinden Matthew T. Huber, “İnsanlar çeşitli altyapıları kendilerince öngördükleri sıcaklık değerlerine göre oluşturduklarından, sıcaklıklar öngörülenin çok üzerine çıktığında bununla baş etmek için gerekli fiziksel gücü bulamıyorlar,” diyor.


Yine de, insanlar ılıman iklimin albenisine kapılıp, ABD’nin güneybatısı gibi, sıcak bölgelere taşınmayı sürdürüyorlar. Kimi iklim araştırmacıları önümüzdeki onyıllarda, bir zamanlar son derece çekici koşullara sahip olan bu bölgelerin aşırı sıcaklardan kavrulmaya başlaması, sel altında kalması, ya da yaşanır olmaktan çıkmasıyla birlikte, bu uygulamanın ters yönde bir değişime uğrayacağına inanıyorlar.

Bilim insanları aşırı sıcak dalgalarının aşağıda belirtilen dört temel alanda insan yaşamını ciddi biçimde değiştirebileceğini öne sürüyorlar:

Ulaşım: İnsanlar çağdaş ulaşım araçlarının hemen hemen tümünü belirli sıcaklık koşullarında çalışmak üzere tasarlamışlardır. Phoenix kentinde olduğu gibi, uçaklar motorun çalışmasını olumsuz yönde etkileyen aşırı sıcak hava koşullarında kalkışa geçemezler. Demiyolu yetkilileri sıcaklıkları yakından izleyerek aşırı sıcaklarda trenlerin hızını azaltırlar. Ne var ki, sıcak hava dalgalarının sıklaşmasıyla birlikte, ulaşım alanında yapılacak tüm bu değişiklikler çok daha pahalıya mal olacak ve ulaşım sektörüne tümden yeni bir bakış açısıyla yaklaşılmasını gerektirecek.

Elektrik şebekeleri: Enerji sağlayıcılar, elektrik gücüne duyulan istem alışılagelmiş en üst düzeyine ulaştığında, enerji ağını çalıştırmak için gerekli miktarın çok üzerinde bir üretim yapmamaya çalışırlar. Bunun nedeni son derece açıktır: aşırı güç, boşa harcanan para demektir. Gelgelelim, sıcak hava dalgalarının şiddeti arttıkça, klimalara dört elle sarılan insanların enerji gereksinimleri de artar. Bu durum, enerjiyi boşa harcamadan tüketicinin istemini karşılamaya çalışan güç sağlayıcı şirketler için tam anlamıyla bir karabasana dönüşür.

Aşırı sıcaklıkların egemen olduğu hava koşullarında yaşanabilecek sorunlar arasında çözümü en kolay olanı budur, ancak bedeli bir hayli yüksektir. Bu durumda en basit çözüm, güç sağlayıcıların yeni enerji üretim tesisleri kurarak enerji açığını kapatma yoluna gitmeleridir. Şimdilerde güç sağlayıcı şirketler, enerji ağında aşırı bir gerilim söz konusu olduğunda, istemi azaltabilmenin yollarını da araştırıyorlar. Bu yollardan biri de, istemin en üst düzeye çıktığı zamanlarda aşırı miktarlarda enerji tüketen kurum ve kuruluşlara işlerini durdurmaları karşılığında bir ödeme yapılmasıdır.

Besin kaynakları: İnsan uygarlığı yaşamını sürdürebilmek için, aşırı sıcaklıklar yüzünden her geçen gün daha da kolay zedelenebilir bir duruma gelen, tarıma bel bağlar. Aşırı sıcaklıklar tarım ve hayvancılığı ciddi biçimde zarara uğratabilir. Nature dergisinde yayımlanan bir araştırma, küresel ısınma yüzünden tarımsal üretim düzeyinde 1964 ile 2007 yılları arasında %20 oranında bir düşüş meydana geldiğini ortaya koyuyor. Ürünler yüksek sıcaklıklara dayansalar bile, çiftçilerin o koşullar altında tarlada çalışmaları son derece güç olur. Dünyanın kimi bölgelerinde çiftçiler şimdiden, tatlı patates gibi, kuraklığa dayanıklı ürünler ekmeye başlamış olsalar da, bu durum kimi zaman beslenme alışkanlıklarının da değişmesi anlamına gelebilir.

İnsan sağlığı: İnsanoğlunun aşırı sıcaklıklara dayanıklı bir yapıya sahip olmadığı bilinen bir gerçek. Beden sıcaklığının 40⁰ santigratın üzerine çıkması durumunda kişi sıcak çarpmasına uğrayabilir. Sıcak çarpması, bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozukluğu gibi birtakım etkilerin yanı sıra, bilinç yitimi ve ölüme bile neden olabilir. Orta Doğu ve ABD’nin güneybatı kesimindeki kentlerin büyük bir bölümünde aşırı sıcak iklim koşullarının göz önünde tutulduğu bir yapılandırma söz konusudur. Bu kentlerde iklim denetimli toplu taşıma sistemleri olduğundan, oralarda yaşayanların klimalı ortamlardan uzaklaşıp ortalıkta gezinmeleri çok ender görülen bir durumdur.

Gelgelelim, uzmanlar önümüzdeki yıllarda aşırı sıcak hava dalgaları yüzünden sıcaklıkların sürekli yüksek olacağına ve bunun da temelde insanların asla dışarıya çıkamayacakları anlamına gelebileceğine dikkat çekiyorlar.

2015 yılında Nature Climate Change dergisinde yayımlanan bir araştırma, sera gazı salımlarında bir düşüş sağlanmazsa, yüzyılın sonlarına doğru Orta Doğu’da sıcaklıkların ortalama 76⁰ C eşiğini aşabileceğini ve buna bağlı olarak nem oranlarında da bir artış olabileceğini ortaya koyuyor.

Araştırmacılar bu koşullarda insanların yaşamlarını sürdürmelerinin olanaksız olacağını belirtiyorlar. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü uzmanlarından Elfatih A. B. Eltahir, “Bu türde aşırı sıcak hava dalgalarının on yılda bir, ya da birkaç onyılda bir kez yaşanması bekleniyor. Ne var ki, bir kez vurduklarında son derece ölümcül etkiler yaratacakları da kesin,” diyor.

Derleyen: Rita Urgan

Kaynak