Daha sıcak bir dünyada hayatta nasıl kalacağız?

Gezegenimiz Öne Çıkanlar
Daha sıcak bir dünyada hayatta nasıl kalacağız?

Paris İklim Konferansı’nda alınan karara göre uzun dönemde, küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında kalması için tüm ülkeler işbirliği içinde çaba harcamalıdır. Ancak bugünkü trende baktığımızda bunun mümkün olmayacağı, sıcaklığın bu yüzyılın sonunda 3-4 °C kadar artış göstereceği tahmin ediliyor.

Daha sıcak bir dünya için bugünden hazırlık yapmaya başlarsak, çoğu insanın hayatta kalabileceğini söylemek yanlış olmaz. Ancak bu hazırlıklar yalnızca sellere karşı baraj inşa etmekle sınırlı kalmalıdır.

Örneğin verimli toprakların, deniz seviyesindeki yükselmeler, aşırı meteorolojik olaylar nedeniyle yok olduğu, ekili alanların yakıt elde etmek için biyomas (biyokütle) ekimine tahsis edildiği koşullarda insanlar nasıl yiyecek üretecek?


Bu durumda çözüm, daha az toprak ve kaynakla üretilebilecek daha verimli ürünlere öncelik vermek. Biyologlar şimdiden güneş enerjisini daha fazla yakalayabilen, nitrojen gübre ihtiyacını kendisi karşılayabilen, kuraklık, sel, tuz, haşere ve hastalıklara dirençli ekinler geliştirmek için kolları sıvadılar bile. Ancak bunun için daha fazla çaba ve sermaye gerekiyor.

Deniz seviyesinde yükselme, iklim değişikliğinin kaçınılmaz bir sonucu. Aynı zamanda ekonomiyi en fazla zorlayacak felaketlerden biri. 2100 yılında yükselme 3 metreyi bulabilir. Daha sonraki dönemlerde 20 metrelere çıkabilir. 2016 yılında ABD Louisiana’daki Jean Charles Adası’nda yaşayan 60 kişiyi tahliye etmek için 48 milyon dolar harcadı. Deniz seviyesi 1.8 metre yükselirse yalnızca ABD’de 13 milyon kişi, dünyada ise yüzlerce milyon kişi yer değiştirmek zorunda kalacak. Bu tehlikeyi hafifletmek için aslında yapacak çok şey var. Örneğin Florida gibi bir yüzyıl sonra sular altında kalacağına kesin gözüyle bakılan alanlara inşaatları engellemek gibi.

İklim değişikliğinin yarattığı en yakın tehlike bütçeye bindireceği zararlardır. ABD’de 2 metrelik su yükselmesinin yol açacağı parasal yük tahminen 882 milyar doları bulacak.

Ancak bu, fosil yakıt şirketlerinin uğrayacağı zararın yanında önemsiz bir miktardır. Bu şirketlerde hissesi olan pay sahipleri yakında kömür, petrol ve doğalgazın yasaklanması durumunda ellerindeki avuçlarındakini yitirmiş olacaklar. Bank of England’ın yöneticilerinden Mark Carney bu konuda şu açıklamayı yapıyor: “Gezegeni kızartmak gibi bir niyetimiz olmayacağına göre bu şirketlerin iklime verdikleri zararı telafi etmeleri gerekiyor. Artık fosil yakıtlara yatırım yapmamak ve yeraltındaki rezervleri oldukları yerde bırakmak gerekir. Pek çok insan bu sektöre yatırım yapmaktan vazgeçmeye başladı bile.”

New Scientist’ten derleyen Reyhan Oksay

Bu yazı HBT'nin 75. sayısında yayınlanmıştır.