Denizler oksijensizlikten boğuluyor

Gezegenimiz Öne Çıkanlar
Denizler oksijensizlikten boğuluyor

Science dergisinde son günlerde yer alan bir makale, dünya genelinde denizlerdeki oksijen içeriğinin hızla düştüğü belirtilerek, iklim değişikliğini hızlandıran bu gidişatın durdurulması için acilen önlem alınması çağrısında bulunuluyor.

Yeryüzü’ndeki canlı yaşamı söz konusu olduğunda oksijenin en temel gereksinim olduğu ortaya çıkar. İnsanlardan evcil kedilere ve büyük beyaz köpekbalıklarına kadar bu molekül, hücrenin başarıyla solunum yapmasında başroldedir. Solunum sırasında kompleks karbonhidratlar parçalanarak yaşamak için gerekli olan enerjiyi sağlar.

Science dergisinde son günlerde yayımlanan bir makale denizlerde oksijen içeriğinin hızla düştüğüne dikkat çekiliyor. Yaklaşık iki düzine bilim insanının ortaklaşa hazırladıkları “Küresel Deniz ve Sahillerde Azalan Oksijen” başlıklı makale gerek kamuoyu gerekse siyasiler için uyarı niteliği taşıyor.


Oksijen krizi deniz sıcaklıklarının artmasına ve buna bağlı olarak sera-gazı salımlarının tehlikeli boyutlara tırmanmasına zemin hazırlıyor. Bir kere oksijenin eriyebilme özelliği su sıcaklığı ile ters orantılıdır. Dolayısıyla deniz suyu ısındıkça havadaki oksijen hemen çözülmez. Bu da sudaki canlı organizmalara daha az oksijen gitmesi anlamına gelir. Yüksek su sıcaklığının deniz yaratıklarının metabolik hızlarını artırması İşleri daha da kötüleştirir. Sonuçta oksijen miktarı azaldıkça deniz canlılarının oksijene duyduğu ihtiyaç daha da artar.

Dünyanın dört bir yanındaki GO2NE çalışma grubu (Global Ocean Oxygen Network) üyeleri düşük oksijenin nedenlerini araştırmak ve çözüm üretmek için bir araya geldi. Science makalesinin yazarlarından Denise Breitburg ve ekibi, GO2NE grubuyla şu bilgileri paylaştı: “Hayatta kalmak için çok fazla oksijene ihtiyaç duymayan yosun ve diğer basit organizmalar gelişmiş organizmaların aleyhine hızla çoğalmaya başlar. Öte yandan gelişmiş organizmaların üreme hücreleri düşük oksijenden etkilenerek gelişme bozukluğu gösterir. Bu da türlerin sayısının azalmasına ve besin zincirinde kopmalara yol açar.”

Oksijensiz deniz ortamının bir diğer özelliği de küresel ısınmayı artırmasıdır. Bu ortamlar nitröz oksit gibi bileşenlerin üretimi için idealdir. Ki bunlar güçlü sera-gazlarıdır. Bu durumda iklim değişikliğini daha da hızlandıran bir geri besleme potansiyeli söz konusudur.

Neler yapılabilir? Denizlerin daha fazla oksijene sahip olabilmesi ve anlamlı bir değişikliğin meydana gelebilmesi için kurumsal düzeyde önlem alınması gerektiğini söyleyen Breitburg, yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: “Sorunun boyutu çok büyük. Bireysel tedbirler de önemli olmakla birlikte daha geniş ölçekte kararlar gerekiyor. Önlem almakta geciktiğimiz her an sorunlar büyüyor ve maliyetler artıyor.”

Reyhan Oksay

Kaynak 1 - 2