Kimya sanayi ve ileri teknoloji için nerelere yatırım şart?

Gezegenimiz Öne Çıkanlar Toplum
Kimya sanayi ve ileri teknoloji için nerelere yatırım şart?

Ülkemiz, yüksek teknoloji ürünü ihracatını artırmak için, ileri teknoloji kimyasallarının ülkemizde üretimini teşvik etmelidir.

İlk büyük sanayileşme çağının ana üretim alanı, maden kömürü ve demir-çeliğe dayanıyordu. gerekli enerji kömürün yakılmasıyla sağlanıyor, buhar gücüyle tekstil fabrikaları çalıştırılıyordu. Üretilen çelik demiryolu, gemi, tren ardından kamyon otobüs ve araç gibi her çeşit kara taşıtları yapımında kullanılmaya başlamasıyla sanayileşme hız kazandı. Yeni enerji kaynağı olarak petrol ve ürünlerine ihtiyaç arttı.

Petrol önem kazandı ve başlıca enerji kaynağı olarak kömürün önüne geçti. Petrol ürünleri de yeni petrokimya ve polimer sanayisinin başlıca maddesi oldular. İnşaat sektörü, yol, liman, köprü, havaalanı, tünel yapımı, sanayi ürünlerinin üretimini, taşınmasını ticaretini artırdı. Sanayinin ihtiyaç duyduğu hammadde işgücü ve yeni pazarlar sömürgeciliği geliştirdi. İlk sanayileşen İngiltere ve Batı Avrupa ülkeleri, sonra da kuzey Amerika ülkeleri zenginleştiler. 20 yüzyılda bilim ve teknolojideki hızlı gelişme sanayinin yönünü ve yelpazesini de değiştirdi.


Özellikle 20. yüzyılın 2. yarısından itibaren geliştirilen, ileri teknoloji iletişim, haberleşme ve enerji teknolojisi ise başlıca elektronik sanayisini geliştirdi. Tıbbi ve görüntüleme teknikleri, bilgisayar teknolojisinin ana maddesi yarı iletkenlerdir; tüm bu yeni ileri teknoloji ürünleri özellikle silisyum elementine dayanmaktadır.

Bu nedenle ileri teknolojide başarılı olmak silisyum ve bazı bileşiklerinin kullanılmasını zorunludur. Bu alanda öncü ülkeler ABD ve Almanya gibi batının eski sanayi ülkeleri yanında hızla zenginleşen Japonya, Tayvan, Singapur, G. Kore ve hatta Çin gibi uzak doğu Asya ülkeleri hep silisyum ve bileşiklerini üretmekteler.

Silisyum önemsiz bir elementti

Silisyum yer kabuğunda oksijenden sonra en çok bulunan element olup, yerkabuğunun yaklaşık dörtte birini oluşturmasına rağmen ileri teknoloji çağı başlayıncaya kadar önemsiz bir elementti. Yay çeliği üretimi için çeliğin silisyum içermesi istenir. Doğada silikatlar halinde veya kum ve kayalarda silisyum dioksit halinde bulunan silisyum bileşiklerinin cam, kuvarz üretimi ve inşaat malzemesi, adsorbant, kiselgur gibi sıradan kullanımı dışında, özelikle saf silisyum elementinin önemli bir kullanım alanı da yoktu.

20. yüzyılın ikinci yarısından sonra özellikle transistör ve ışın alıcı dedektörlerin geliştirilmesiyle, yarı iletkenlerin de önemi her geçen gün arttı.

Bilgisayar teknolojisi ve fotovoltaik güneş panellerinin yaygınlaşmasıyla saf silisyum elementinin kullanımı da hızla arttı. İleri teknoloji merkezleri tüm dünyada bu alanda öncü ABD’deki ”silicon valley” ile aynı ismi aldılar.

Şu alanlarda üretim yapılmalı

Silisyuma ek diğer ileri teknoloji ürünlerinin üretimini destekleyecek grafit, karbon ve allatroplarını (elmas, karbon nano-tüpler, grapen, karbon nanolifler) üretimi çalışmalarına başlamalıdır.

Geleceğin ve ileri teknolojinin, özellikle nanoteknolojinin ana maddelerinden olan ve birçok yeni kullanım alanı bulunan titan elementi ve özellikle nano-kristalize titan dioksit, altın ve altın nano-küre üretim setleri, metalik sodyum ve ileri teknolojik borbileşikleri üretimi planlanmalı veya teşvik edilmelidir.

Bu üretimler ülkemizin katma değeri yüksek ileri teknoloji üretiminin gelişmesine yardımcı olacaktır.

Ülkemiz, gecikmeli başladığı sanayileşmede oldukça mesafe aldı, sanayi ürünlerinin genel ihracatı içindeki payı %90 seviyesine ulaştı. Ancak sanayi üretimi için daha çok yarı sanayi ürünü ithal etmek zorunda kalmaktadır. İhracatı da doygunluğa gelmekte, daha hızlı artmamakta.

Bu durgunluktan ancak kimya sanayisini yeniden planlama ve yeni yönelmelerle çıkabilir. Zira kimya sanayi diğer tüm imalat sanayi kolları, hatta inşaat sektörü ve tarım-hayvancılık alanları için de sürükleyici ve destekleyici sanayi alanıdır. Kimya sanayisinin gelişimi tüm üretim alanlarını geliştirir.

En çok açık veren sektör

Almanya'yı uzun yıllardır ihracat şampiyonu ve AB lideri yapan kimya sanayisindeki başarısıdır. Günümüzde kimya sanayimizi yeterince geliştiremediğimizden ülkemizde kimya ticareti yılda enerjiden sonra en çok dış ticaret açığı veren üretim sektörüdür.

Kimya sanayimizin toplam ihracatı 10-11 milyar $, ithalatı ise 30 milyar $ kadardır. (2012 yılı kimya sanayi şurası raporu verileri). Kimya İhracatçılar birliği verilerine göre kimya sanayisi ihracatının geliri kg başına 98 Cent'tir. Almanya'nın ise kg başı geliri 3 Euro'dur.

Kimya Stratejisinin genel amacını ve dolayısıyla stratejik hedefleri gerçekleştirmek üzere, kimya sektörünün güçlü ve zayıf yönleri ile sahip olduğu fırsatlar ve karşı karşıya kaldığı tehditler göz önünde bulundurularak, kimya sanayi sektörel planı hedefleri saptanmıştır.

2010 yılında kimya sanayi 123 milyar $ değerinde 126 milyon ton üretim yaptı. Aynı yıl 66 milyar $'lık ithalat, 13 milyar $ ihracat yaptı, ithalatı karşılama oranı %20 oldu. İhracatın içinde en büyük paya sahip kalemi ambalaj ürünleri ve plastik borular oluştururken, ithalatta en büyük kalemi yine petrokimya ürünleri, plastik hammaddeleri oluşturmaktadır. Kimyasal madde olarak Etibor üretimi borik asit ve sodyum borat tonaj olarak en büyük paya sahip olup, yaygın inanışın aksine işlenmeden satılan bir ton bile bor yoktur. Katma değeri daha yüksek ürün satışı daha düşüktür.

Yukarıda saydığımız ileri teknoloji ürünlerini ülkemizde üretebildiğimiz takdirde ülkemizin fotovoltaik güneş panelleri başta olmak üzere diğer enerji teknoloji gibi ileri teknoloji üretimleri hızla artacaktır. Ancak bu üretimlerin yatırımları pahalı olup dış yatırımın gelmesi zor olduğundan bu alanlara yatırım için devlet desteği ve yerli teknoloji gelişimi şarttır. Ülkemizin bilim potansiyeli, ülkemiz kimyacılarının en başarılı bilimciler olduğunu gösteriyor.

Prof. Dr. Mehmet Doğan

Kaynaklar:

1- Kimya Sanayi Şurası notları

2- Kimya Sektörü Stratejik Hedefleri Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı web sitesi