Ölümsüzlük konusunda neler bilmiyorsunuz?

Toplum
Ölümsüzlük konusunda neler bilmiyorsunuz?
  • Bu dünyada kesin olan iki şey var: doğarız ve ölürüz. Peki, ölmek zorunda mıyız? Milyarder Dmitry Itskov ve “Russia 2045” adlı bir girişimi başlatan arkadaşları insan beynini içinde barındıracak yapay bedenler oluşturmak suretiyle ölümsüzlüğü sağlamayı hedefliyorlar.
  • Itskov ve arkadaşları yaklaşık otuz yıl içinde bireyin kişiliğini yapay bir beyinde barındıracak hologram bir “avatar” oluşturabileceklerine inanıyorlar.
  • Terasem’in LifeNaut projesi hemen bugün uzun bir yaşam sunabileceğini öne sürüyor. Bunun için yapmanız gereken tek şey bir LifeNaut hesabı açmak ve bu hesaba kendinizle ilgili olabildiğince çok bilgi yüklemek. Görünüşe bakılırsa, “akıl dosyası” gelecekte sizin yeniden yaratılmanıza yarıyor.
  • Ölümsüzlük salt 21.yüzyıla özgü bir arayış değil. İ.Ö 3.yüzyılda Çin imparatoru Qin Shi Huang cıva içerek sonsuz yaşama kavuşmayı umut ediyordu. Ancak umutları suya düştü.
  • Birilerinin Qin’i yeniden yaşama döndürmeye çalışıp çalışmadığı bilinmiyor, ama 1980’lerde insanbilim ve etnobotanik uzmanlarından Wade Davis’in Haiti’de mezarlarından kalkan “ölülerle” ilgili durumları belgelediği biliniyor.
  • Davis, balon balığı ve kimi başka canlı türlerinde bulunan bir nörotoksin olan tetrodoksini içen canlı bir bireyin dışarıdan bakıldığında ölü gibi “göründüğünü” ve sonradan “yeniden yaşama döndürülebildiğini” öne sürüyordu.
  • Ölüyü gerçekten de canlandırmaya çalışma girişimleri Sovyetler Birliği’nde Sergei Bryukhonenko gözetimindeki Deneysel Fizyoloji ve Terapi Enstitüsü’nün odak konusuydu.
  • 1940 yapımı Experiments in the Revival of Organisms (Canlıları Yeniden Yaşama Döndürme Deneyleri) adlı video sözümona enstitüde gerçekleştirilen organ canlandırma ve dahası kesik köpek başlarını yeniden yaşama geçirme deneyimlerine yer vermekteydi.
  • Bu arada, dünyanın bir başka köşesinde, havacı Charles Lindbergh ile bilimci Alexis Carel, yapay bir kalp perfüzyon pompası gibi, insan yaşamını uzatacak buluşlar ve yöntemler üzerine kafa yordular. Lindbergh 1974 yılında kanserden yaşamını yitirdi.
  • Biz insanlar ölümsüzlüğe ulaşmak için kafa patlatırken, başka canlı türleri görünürde bunu pek bir çaba harcamadan yapıyorlardı. 2014’te bilim insanları 30 bin yıldır Sibirya’daki donmuş topraklarda korunmakta olan Pithovirus sibericum adlı virüsü buzların erimesine olanak tanımak suretiyle yaşama döndürdüler.
  • Ölümsüz denizanası (Turritopsis dohrnii) gerçekte yaşam döngüsünü tersine çeviriyor. Erişkin bir denizanası transdiferasyon yoluyla (bir dokuya ait kök hücrenin uygun koşullar altında farklı bir dokuya ait hücreler oluşturması) yeniden gençliğine kavuşuyor.
  • Bir başka “ölümsüz” canlı türü olan omurgasız minik Bdelloid rotiferlerin (tekerlekliler) tümü dişilerden oluşur ve bunlar birbirlerinin bire bir kopyaları olan özdeş dişi yavrular dünyaya getirmek suretiyle çoğalırlar.
  • Bu minik canlılardan birtakım ipuçlarını yakalayan bilim insanları, 1996’da Edinburgh’daki Roslin Enstütüsü uzmanlarından Ian Wilmut ve ekibinin koyun Dolly’yi klonlamalarıyla başlatılan süreçte, yaklaşık 20 yıldır memeliler klonluyorlar.
  • Erken bir dönemde yaşlılığa bağlı belirtiler gösteren Dolly 6 yaşında öldü. Oysa, koyunların ortalama yaşam süreleri 12 yıldır. Araştırmacılar Dolly’nin telomerlerinin, kromozomların uçlarında yer alan ve yaşla küçülen koruyucu kapakçıkların, vaktinden önce kısaldığına tanık oldular.
  • Dolly hayvanların klonlanması konusunda törel bir tartışmayı başlatmakla birlikte, uygulama zamanla daha da yoğunlaşarak ticari bir boyut kazandı. Güney Kore’deki Sooam Biotech şirketi yaklaşık 100 bin dolar karşılığında düzenli olarak evcil hayvanları klonluyor.
  • İnsanlarda çoğalma amaçlı klonlama geniş ölçüde yasak olmakla birlikte, sağaltım amaçlı klonlamaya-hastanın genetik yapısıyla özdeş kök hücreler oluşturma işlemine- hücrelerin bir hastalığın sağaltımına yaradığı gerekçesiyle genelde izin veriliyor.
  • Belli sayıda bölünmenin ardından ölmek üzere programlanmış olan öteki hücre türlerinin tersine, kök hücreler sonsuza dek bölünebildiklerinden ölümsüzdürler. Ne yazık ki, kanser hücreleri de bu özelliğe sahipler.
  • Kanser hücrelerinin ölümsüzlüğüyle ilgili olarak en ünlü olay 1951 yılında rahim ağzı kanserinden ölen Henrietta Lacks olayıdır. Lacks’den alınan kanserli hücrelerin laboratuvar ortamında çoğaltılması sonucunda HeLa hücreleri adı verilen ve dünyanın farklı yerlerindeki laboratuvarlarda günümüze dek varlığını sürdürmekte olan hücre dizisi oluşturuldu.
  • HeLa hücrelerinin temel alındığı araştırmalar aşıların oluşturulmasında, AIDS ve kansere karşı savaşımda son derece etkili olmakla birlikte, birtakım tartışmaları da beraberinde getirdi. Lacks’in hücreleri alınıp çoğaltılırken ne kendisinin ne de aile bireylerinin onayı alınmıştı.
  • Ancak 2013 yılında, Lacks’in ölümünden 60 yılı aşkın bir süre sonra, Ulusal Sağlık Enstitüsü onun hücrelerinden ve bunların içerdiği genetik bilgilerden nasıl yararlanılacağı konusunda Lacks’in soyundan gelenlerin onayını alma yoluna gitti. Lacks’e - kendi de bir tür ölümsüzlük içeren - yeni bir hak kazandıran bu olay hücre dizisi araştırmalarının törelliği bağlamında olumlu bir örnek oluşturdu.

Derleyen: Rita Urgan